9 entry daha
  • lehçe, şive, ve ağız terimlerine aksanı da ekleyebiliriz. büyük bir çoğunluk, bu terimleri biri birine karıştırıyor. daha doğrusu “şive”yi diğerlerine karıştırıyoruz. lehçeye şive diyoruz, ağıza şive diyoruz, aksana şive diyoruz ve şiveye de şive diyoruz. tek bildiğimiz şive; cahilimiz de şive diyor, aydınımız da şive diyor. tabii aydın da şive deyince aydınlık elden gidiyor. gelin bu kavramları birbirinden ayırmaya alışalım:
    lehçe- bir dilin tarihsel, bölgesel, siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayıran kolu, diyalekt. (tdk)
    lehçelerde , ses, şekil, ve kelime ayrılıkları büyüktür. farklı lehçelerdeki toplumlar biri birilerini zor anlarlar, hatta hiç anlamazlar. örneyin: çavuşça ve yakutça türkçenin farklı iki lehçesidir. yakutça lehçesiyle ilgili örnek verecek olursak, atah: ayak, kis: kız, bısah: bıçak, üören: öğren, kotun: hatun, sıl: yıl
    şive, bilinen zaman diliminde ana dilden ayrılmış fazlaca ses ve şekil farkı olmayan kollardır.
    örneyin: türkiye türkçesi, azerice, özbekçe , uygurca farklı türkçe şiveleridir. yeni yılınız kutlu olsun: türkiye türkçesi, “yeni iliniz mübarek olsun”: azerice , “yangi yilingiz kutli bo’lsın”: özbekçe, “yengi yılıngızğa mübarek bolsun”: uygurca
    ağız- bir dilin yalnız söyleyiş farklılığı gösteren koludur. bu fark yazı dilimize girmez. kradeniz ağzı, konya ağzı gibi. geliyorum yerine “geliyom” , “geliyan” ,”geliyem” veya “celeyrum” deriz ama yazarke hepimiz “geliyorum” yazarız.
    aksan- sözlerin yapısından çok ses bilgisi (fonetik) ile alakalı bir durumdur. örnek verecek olursak: “mavi” söylenirken ma:vi diye ilk hece uzatılarak söylenir, doğu anadolu bölgesinde ise uzatılmadan söylenir. aynı şekilde “ğ” harfini telaffuz edemedikleri için “g” harfi kullanılır ( ciğer- ciger).
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap