498 entry daha
  • doğduğum, büyüdüğüm, yaşadığım bizim hep göz bebeğimiz olan ancak türkiye'nin en gelişmemiş şehirlerinden birisi.
    konum olarak 3 büyük şehir (istanbul, bursa, kocaeli) tarafından çevrelenmiş. bir çok insanın sadece transit geçerken kullandığı bir şehir. yıllardır, bu transit geçişi şehri cazip hale getirip kendi avantajına kullanamayan şehir.

    iş imkanı açısından kısırın da kısırı bir şehir. yeni üniversite mezunu bir yalovalı iseniz ve torpiliniz yoksa en az 1 sene iş arar, daha sonra çalışmaya bursa'ya ya da istanbul'a gidersiniz. sanayileşme açısından zayıf bir şehir olduğundan üniversite mezunlarının da iş bulma olanakları çok sınırlıdır. büyük fabrikalara ya da büyük tersanelere girmeniz için de mutlaka ama mutlaka torpiliniz olması gerekir. yani yalovalı gençlerin yalova'da kendi başlarına hayatlarını devam ettirebilmeleri çok zordur. kiralar çok yüksek hayat gereksiz pahalıdır yalova'da.
    sanayileşmenin zayıf olmasına karşı farklı bir yönü de gelişmemiştir. ne tarım ne hayvancılık ne hizmet sektöründe bir öne çıkışı yoktur. öne çıkıştan kasıt türkiye çapında değil kendi içerisindeki insanlara iş imkanı sağlayacak kadar bile yoktur. köylülerinin çoğu tarımı ve hayvancılığı unutmuştur. nerede kolay bir kapı var bir bakarsınız bir çok köylü o işi yapmaya başlamış. mesela çiçekçilik bir köyde bir yerde çiçekçilik başlar bir bakarsınız ertesi sene bütün köylerde o iş yapılır yani aslında kendi kendilerini baltalarlar. hazıra alışmış bir insan yapısı vardır yalova'da. çiçekçiliğin para etmemeye başlaması üzerine bir bakarsınız bir yerde köy kahvaltıcıları, kır düğüncüleri çıkmaya başalr ertesi sene tüm köylerde köy kahvaltıcıları, kır düğüncüleri türer ve bu şekilde de yine kendi kendilerini baltalarlar. hatta size komik bir şey daha söyleyeyim mesela bir köyde bir çiftçi serasına bir ürün ekti atıyorum domates, diğer köylüler bakar nasıl para kazanıyor mu diye, eğer kazanıyorsa aman allahım tüm köy domates eker hatta civar köyler bile eker. tam bir komedi. hazıra alışmış bir insan yapısı var dedim ya yalova'da kafa olarak da öyle olduğundan kimse yeni bir fikir atmak istemez. yeni fikir atan umutlu insanlarında fikirlerini çalıp yayıp herkesin birlikte batmasını sağlarlar. haliyle anne babalar bu kolaycılığa alışmışken onların çocukları da nasıl olsa dededen kalma yerleri satıp geçinip gideriz mantığıyla hareket eden insanlar. üniversite okuyup, iş aramadan köylerine ve şehirlerine geri dönerler. ve bu rahatlık nedeniyle köylerde veya şehir merkezlerinde kalan nesil kendisini yetiştirememiş, avam bir nesil olarak ortaya çıkmaktaıdr.

    insan olarak yerlisi pek bulunamayan bir şehir. yerlisi olduğu söylenen insanlar da zamanla zorunlu göçler ile ülkemize gelmiş ve atatürk tarafından kendilerine yurt verilmiş insanlar. ilk zamanlar köylerde yaşayıp daha sonra şehir hayatına katılmışlar. yerlisi olan esas varlıklı insanlar da bu şehirden hiçbir şey olmayacağını önceden görüp yerlerini satıp ya da kiraya verip büyük şehirlere çoğunlukla istanbul'a gitmişlerdir. yani yerli bir kültür bir örf anane yoktur. bu temeli olmayan kültür yapısı sebebiyle meşhur hiçbir şeyi yoktur yalova'nın. herkes kendine yalovalı der ama biraz muhabbet etseniz size nereden göçtüğünü kökenlerini anlatır. bu nedenle en meşhur şeyi kıssaya konu olan kaymakamı. gençler de göçünce ya da hazıra alışınca ortak bir kültür oluşturulması çok zor olmaktadır.

    çok yobaz bir yerli(yukarda bahsettiğim anlamda, göç ile gelen yerli) esnafı vardır. kendine güveni olmadığından kesinlikle kimse kimseye güvenmez. para bozdurmaya gitseniz para sahte diye korkup paranızı bile bozmazlar. esnafı genelde yerlidir ve tok satıcıdır. bir malı alıp almamanız umurunda değildir. dükkana girerken selam verseniz, selamı alan, sizi güler yüzle karşılayan esnaf sayısı çok azdır. çünkü çoğu esnaf zaten kendi mülk sahibi olduğu dükkanında iş yapmaktadır ya da güvendiği başka bir geliri ya da menkulu mevcuttur. yani sizin ondan bir şey alıp almamanızı umursamazlar. dükkan batsa da kendisini kurtaracak başka bir kaynağı olduğundan ne gelse kardır mantığıyla bakar. dışardan gelip esnaflık yapan insanları çok rahat seçersiniz o yüzden. sizi mutlaka güleryüzle karşılar ve ne ihtiyacınız varsa yardımcı olmaya çalışırlar.

    sağlık hizmeti açısından çok zayıftır. eğer kaliteli bir sağlık hizmeti almak istiyorsanız istanbul'a ya da bursa'ya gidersiniz. şehrin en büyük hastanesi 2002 yılında açılan yaşar okuyan devlet hastanesidir. o zaman neden kimse sorgulamamış bilmiyorum ama devletin bir bakanı bir ile hastane yapıyor ve hastaneye kendi adını veriyor :) neyse,
    sağlık açısından da 20 senelik bir hastane ve sınırlı olanaklar ile hizmet veren bir kaç sıradan özel hastane bulunmaktadır. sağlık açısından o kadar yetersizdir ki yıllardır her sabah yalova'dan bursa'ya uludağ üniversitesi tıp fakültesine muayene olmak için gidenlerin kullandığı otobüsler kalkar. yeni yapılan 400 yataklı şehir hastanesi ile bir nebze olsu sağlık anlamında şehir rahatlayacaktır.

    eğitim olarak, yıllarca en iyi okulları ve dersaneleri fetö terör örgütünün elinde bulunan okullardı. neyse ki temizlendi eşit bir eğitim sistemine geçildi. tüm türkiye'yi saran özel eğitim liseleri burada da mevcut. en ünlüleri de mevcut ancak lise olarak eğitim kalitesine vakıf değilim o yüzden üniversite aşamasına geçeceğim.
    üniversite olarak önce küçük bir kampüs ile başladı. yeni yeni daha büyük ve bir arada olan bir konuma geçti diyebiliriz. güzel bir konum ve kampüs var şehrin biraz dışında çınarcık yolunda ancak yalova çok küçük bir yer olduğundan şehir dışı bile diğer illere göre çok yakın. öğrenci sayısının da seneler geçtikçe yeni açılan fakülteler ile artacağını düşünüyorum. fakat bu öğrenci kapasitesini verimli olarak kullanmak için şehirde bu eğitimleri destekleyecek öğrencileri kabul edecek firma sayısı az olduğundan bilgi öğrencilerde çoğunlukla teori olarak kalacakrtır. fakat eğitim kalitesi olarak gerçekten kaliteli bir eğitim verilmekte üniversitede bunu okuyan ya da yeni mezun olan arkadaşlarla konuştukça daha net anlayabiliyorsunuz.

    turizm herhalde yalova'nın tutunduğu en güçlü dal. şehirn gerçekten doğal güzellikleri muhteşem. arkanızda upuzun yemyeşil dağlar varken denize girebiliyorsunuz ya da üzerinize çam ağaçlarından kar tozları düşerken kaplıca suyu ile dolu açık havuzda keyif sürebiliyorsunuz. yamaç paraşütü, trekking, dağcılık ve bisiklet sporu açısından da oldukça güzel ve bozulmamış doğal güzelliklere sahip. belki de şehirn gelişememesi doğal olarak korunabilmesini sağlamıştır.
    çınarcık, armutlu, termal, esenköy en bilinen turistik ilçeleri deniz turizmi olan yerlerde yaz aylarında termal kaplıca turizmi olan yerlerde ise sonbahar ve kış aylarında nüfus oldukça artmaktadır. yakın olması babında istanbul bursa ve kocaeli'nden gelecek olanlar için hafta sonu değerlendirilebiecek bir konumdur. fakat turstik yerlerdeki esnaflar şehir merkezinden çok daha yobazdır. genelde 4.5 ay çalışıp bütün sene yatarlar. konuşurken yüzünüze bile bakmazlar nasıl olsa sizin yerinize birisi geleceği için çok rahattırlar. bu kadar güzel doğal hazinelerin bu kadar zayıf karakterli insanların eline kalması çok kötü. öyle olmasa zaten mutlaka adlarını bir şekilde tüm ülkeye duyuracak bir tatil semti oluşturabilirlerdi.
    denize girmek istiyorsanız esenköy en temiz denize sahiptir fakat denizi taşlık. eskiden yani depreme kadar şehir merkezinde bile denize girmek mümkündü ve deniz tertemizdi. o kadar temizdi ki deniz yıldızları deniz atları bulup kuruturduk. 20 yılda bu hale gelmesi inanılmaz. bir çok sebebi var tabi bunun.
    çınarcık deniz olarak vasat bir ilçe. ege'de akdeniz'de denize girmiş bir insan asla çınarcık'ta denize girmez. genelde beach club'lar ve gece külüpleri nedeniyle hafta sonları gençlerin akınına uğrar. ama buralara giden tipler genelde aranan yanı avcılar ve avlanmak isteyenlerdir. çınarcık'ta nezih bir şekilde denize girebileceğiniz ya da güneşlenecebileceğiniz bir yer yok. esenköy biraz daha ailelerin tercih ettiği bir konum. denizi çok güzel ve soğuktur. genelde insanlar yol kenarındaki taş olan sahil alanlarında denize girerler. o aranan barzo tipler burada bulunmaz. gelişmemiş bir ilçedir. doğru düzgün paralı bir plajı bile neredeyse yok ama deniz açısından tercih olarak ilk sırada olmalıdır.
    armutlu deniz olarak diğer ikisi arsında kalmış genelde muhafazakar ailelerin tercih ettiği bir konum. burası da gelişmemiş bir yer. bir tatil köyü dışında doğru düzgün bir plajı yok. eğer aileniz ile gelmeyecekseniz genç olarak buraya gelmeniz anlamsız olur size hitap eden bir şey bulmanız çok zor. gösteriş sevdalısı muhafazakar yapısı itici gelebilir.
    termal özellikle kaplıca turizmi açısından hazine gibi bir yer. kışın yerliden daha çok yabancı turist çekmektedir. doğru düzgün kalınabilecek oteller son 5 yılda ortaya çıktı ama gerçekten kayda değer oteller mevcut. eskiden adeta bir arap istilası altında olan bir ilçeydi fakat artık bu turistler buraya o kadar da fazla gelmiyorlar sanırım artık tüm ülke onların rahat gezip yaşayabildikler bir yer olduğu için farklı yerlere gidiyorlar. kaplıca turizmi çok yaygındır. bir çok hamam ve doğal sıcak su kaynağı bulunmakta. ayrıca orman olarak da muazzam eşsiz bir ormana sahip 4 mevsim ayrı güzellikteki bu gezi ormanı bence kaplıcaların çok çok önünde kalmakta. yalovanın ilçelerinden en güzelidir. eğer doğayı seviyorsanız mutlaka gezip görmeniz gerekir. ayrıca ilçeye 40 dakika mesafede bir şelale ve göl de bulunuyor bu bölge de gerçekten mutlaka gezilip görülmesi gereken bir bölgedir. ayrıca içerisinde bir atatürk köşkü de bulunmaktadır.

    çiflikköy, gelişmemiş bir ilçedir. içerisinde küçük bir avm ve güzel bir sahil bulunmaktadır. sahil olarak denize girilemeyecek ancak oturup izlenebilecek sakin sahillerden birisidir. sahilin şehir merkezine uzantısında yürüyen köşk bulunmaktadır. doğal güzelliği korunmuş güzel bir yapıdır. mutlaka gezilip görülmesi gereken bir noktadır. deniz kenarında bir çay ya da türk kahvesi içerken köşkü ve denizi izlemek oldukça keyiflidir.

    belediyecilik açısından yalova çok farklı partiler tarafından yönetilmiş fakat hiç bir zaman ihya olmamış bir şehirdir. belediye başkanlarının en büyük icraatı kaldırım yenilemek bisiklet yolunu söküp tekrar bisiklet yolu yapmak ve 2 ay içerisinde kuruyan çiçekleri ekip hizmet verdiğini sanmaktır. ne akp ne chp ne de bağımsız olarak hiç bir belediye başkanı bu ile herhangi bir katkı yapmamıştır. mesela son yıllarda şehrin en önemli sorunu trafik için hiç bir çözüm bulunmamıştır. parklara yeni çiçek ekmek parkomatları istihdam etmek ile belediyecilik yaptıklarını sanarlar. şehrin göbeğinden porsuk kadar olmasa da daha küçük bir dere akmakta olup şehre güzel bir görüntü katmaktadır. ancak bizim başkanlarımız buranın yanlarını beton diktmekten demir parmaklık yapmaktan öteye gidemezler. ne bir temizleme ne bir çevre düzenleme çalışması yapılmamıştır. hatta bazen o kadar kötü kokar ve rengi o kadar kötü olur ki neredeyse şehrin kanalizasyonunun buraya bağlandığını düşünürsünüz. belediyecilik açısından da hiçbir zaman hizmet yapılmak üzere gelinen bir şehir olmamıştır yalova.

    özet olarak şehirden ne kadar uzaklaşırsanız o kadar güzelleşen, şehire ne kadar yaklaşırsanız o kadar bohem olan kabuğunu henüz kıramamış bir emekli şehir yalova. umarım ilerde bu emekli şehri sıfatından kurtulup kendisine yeni nesile uygun bir sıfat bulan ülkenin gerisinde kalmayan bir şehir olur yalova.

    edit: imla
189 entry daha
hesabın var mı? giriş yap