• bu ülke bir tuhaf. toplumun bir etik anlayışı var ama acıdan zevk aldığımızdan mıdır nedir, o sözde etikle delicesine çelişen ne varsa prim yaptırıyoruz, bir yadsımacılık bahşediyoruz. hani adam tecavüzden yatmış zamanında mesela, çok utanç verici bir şey olduğundan sanırım, bahsedilmiyor, kapatılıyor. o adamla gülüp eğleniyoruz sonra, trilyonlar kazanmasını izliyoruz. halbuki o utanç onun utancı, bize ne oluyor anlamış değilim. kimsenin toplumdan dışlanmasından yana değilim ama bu kadar bağra basmanın da bir esprisi yok. bu eski kaşarları da aynı minvalde değerlendiriyorum.

    iki dakika sonra silineceğinden ötürü isim vermek tabii ki mümkün değil. de hepiniz biliyor gibisiniz zaten. televizyonu açsanız şu günün ilk saatlerinden itibaren sizi karşılamaya başlıyorlar. eskidiklerinden olsa gerek artık çenelerine vurmuş. konuşmaya başladı mı susmak bilmiyorlar. o da beni ilgilendirmez elbette, konuşsunlar. zira konu seçiminde biraz daha özenli olsunlar. ahlaktan bahsetmesinler. bir geçmişine bak, kim olduğunu hatırla, ne fındıklar kırmışsın, ne aileler yıkmışsın, kimlerle kaçar sene dost hayatı yaşamışsın, ne kadar para yemişsin, nasıl pozlar vermişsin, ne beyanlarda bulunmuşsun, bunlara bir bak. tamam onlar da senin olsun ama, millete nasihat verme. etiği sorgulanan bir ilişkinin "doğrusunu" söylemeye kalkma. gençlere tavsiyelerde bulunma. engin "tecrübelerin" kendine kalsın mümkünse.

    hem kapitalizmin vitrini medyanın içindeki pis çarklardan, hem de insanlardaki koyunluktan, muhattap olan kimse çıkıp da "sen kimsin ki?" diyemiyor. şaşırtıcı da değil bu. belki biz kendi aramızda demeliyiz bunları. tüm gün rating'lerde ilk ona giren bir program varken ve televizyon -maalesef- ülkemizin en etkili gelişim aracıyken sanırım artırılması gereken, televizyon başındaki insanların farkındalığı oluyor. eski kaşarlardan ahlak dersi almayalım, dinlemeyelim artık. "dobra" sıfatının bir kisve olmasına izin vermeyelim lütfen.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap