748 entry daha
  • gene gelmiş erkin koray için emek hırsızı, arakçı diyenler. bir bitmediniz.

    sayın arkadaşım osman, insanları sağ-sol diye madem ayırıyorsun ve belli ki ona göre kendilerine değer veriyor ya da işe yaramaz buluyorsun o zaman sana bir hikaye anlatayım, bak dinle:
    solcu cem karaca ki o da kendi kulvarında bir üstattır, sanır mısın acep tüm şarkıları ona ait ? 1988 tarihli töre isimli albümünden tam 4 (yazıyla dört) eser bir ermeni şarkıcı olan harout pamboukjian'a ait (sanırım bu 4ünden biri ermeni anonim ama onda da harout'inkiyle aranje benzerliği var) ait bu intihallere üstadın kendi en iyi 5-10 şarkısı arasına rahatlıkla girebilecek 'sevda kuşun kanadında' da dahil. töre albümü kartonetinde hepsi söz-müzik cem karaca yazıyor halbuki.
    işte bu da intihallerin ispatı olan eşi ilkim karaca ile röportajın linki:
    https://t24.com.tr/…eyen-yonleriyle-cem-karaca,9376

    sağcı olduğu düşünülen (ki ben bu konuda emin değilim) barış manço'nun yavuz plak etiketiyle, 1979 yılında yayınlanan “yeni bir gün” albümünde yer alan “ne ola yar ola” şarkısıyla fransız michael polnareff’e ait olan “le bal des laze” adlı şarkısı son derece büyük benzerlikler taşımaktadır. barış manço'nun alıntıları bununla da bitmemektedir. diğer alıntı eserler için aşağıda linki bulabilirsiniz:
    https://www.gazeteduvar.com.tr/…ve-michel-polnareff

    şimdi cem karaca ve barış manço'dan örnek verdikten sonra asıl konumuz erkin koray'a dönelim:
    farzedelim ki türk rock tarihinde şarkılarının %90'ı tamamen amerikan, hint ve arap şarkıcılardan arak. kalan %10 için kendisine 'baba' müzisyen dememiz için akrebin gözleri, meçhul, krallar, mesafeler, allah aşkına, yalnız sen varsın, hayat katarı, ankara sokakları, suskunluğun ötesi, gün doğmuyor, inat, çetin ceviz, razıyım yeter de artar zaten. tek başına, arap saçı, estarabim, türkü bizim dostlar, sevdiğim gibi eserlerdeki dahiyane düzenlemelerine(aranjelerine) hiç girmiyorum, ama onların söz-müziği kendisine ait değil dersiniz diye (albüm kartonetlerinde besteci isimleri belirtilmesine rağmen). bir de dönem türkiye koşullarının tüm imkansızlıklarına rağmen türkiye'de rock müziğini; rock bar akımını başlatması ve 24 yaşından (1965) beri bu kültürü oturtmak için arka sokaklarda uzun saçı yüzünden kendisine sataşan ve bıçak çekenlerle mücadele etmesini, vücudunun çeşiti yerlerinde bu yüzden yara izleri olduğu konusunu da es geçiyorum kendisine 'baba' sıfatının verilmesinin diğer bir sebebi olarak.
    son bir dip not: erkin koray sosyal demokrattır, yani solcudur esasen. savaş karşıtı bir hippidir bunu kendi yazdığı mezarlık gülleri isimli kitapta da belirtmiştir. milliyetçi olduğunu söyler ama bunu herhangi bir siyasi partiye üyelik anlamında değil, ülkesini seven anlamında söylediğini belirtmiştir. zamanında chp'den siyasete girmiştir, sonra oradaki oy kaybından ötürü halk farklı tarafa gidiyor bakın demek ve onlara kendince bir mesaj vermek amacıyla kısa süreliğine farklı bir sağ partiyle flörtleşmiştir.
    zaten zamanında sağ-sol siyasi kutuplaşmanın memlekette dorukta olduğu günlerde ''cem solcu, barış sağcı siz hangi yöndensiniz'' diye kendisine bir röportajda sorulan erkin koray soru üzere, ben ne sağdayım ne soldayım (bir nevi estarabim durumları) ben ''yukarıdayım'', mevzunun 20 yıl önündeyim tarzında bir açıklama yapmıştır.

    ayrıca diyelim ki mhp'li olsun. konumuz müzik değil mi, sanatçıyı tuttuğu takım, inandığı din veya inanç sistemi ya da tuttuğu siyasi parti yüzünde neden yargılayalım.
    bu ülke ne çektiyse sağ-sol, inanan-inanmayan gibi ayrıştırmalardan çekti zaten geçmişte ve halen de çekmekte. erkin koray 20 yıl önündeyim mevzunun dedi ama o lafın üzerinden belki 45 yıl geçti, memleket bu konu üzerinde halen bir adım ileri gidemedi; şimdi de buna inançlı-inançsız gibi 2.bir kutuplaşma meselesi eklendi (ekletildi). devrim isimli arabanın başına gelenler vs, bir sürü benzer hikaye. bu memleketin kafasını kaldırıp ileriye bakamaması için oluşturulan yapay gündemler, ayrıştırmalar vs...
    bu memlekete akranları cem karaca ve barış manço gibi bir tutam medeniyet getirmek gibi bir görevi 60'lardan bu yana kendisine şiar edinmiş bir mücadele adamı olarak bu konuları da erkin koray mezarlık gülleri isimli kitabında işliyor zaten. anlayana...
1125 entry daha
hesabın var mı? giriş yap