7 entry daha
  • kelli felli ikilemesinin doğrusunun kerli ferli olduğunu daha önce bilmekle beraber alaattin karaca'nın bugünkü yazısında denk geldiğim farklı açıklamayı aktarmış olayım.

    “tahirü'l-mevlevî, 18. yüzyıl şairlerinden sümbülzade vehbî'nin 1875'te iran'a elçilikle gitmesi dolayısıyla kaleme aldığı manzum sefaretname “tannâne kasidesi”nden bahsederken hepimizin bildiği “kelli felli” ifadesinin anlamı hakkında da bilgi verir.

    hz. ali'nin bir lâkabı da “haydar-ı kerrâr”dır. kerrâr, “ker” kökünden, düşmana tekrar tekrar saldıran anlamına gelen arapça bir kelime. zıddı da “ferrâr”; sık sık kaçan anlamında. işte buradan “kerr ü fer” diye, saldırmak ve kaçmak anlamında bir savaş tabiri çıkmış. dilimize değişerek giren “kelli felli”nin aslı, bu “kerlü ferlü”dür ve azametle sallana sallana yürümek demektir, böyle yürüyenlere de kelli felli” denir. yani kelli, kelden gelmiyor ker'den geliyor, fel de fer'den, kellikle alâkası yok!”
hesabın var mı? giriş yap