8 entry daha
  • bu anlayışın temel mantığı şudur; despotik rejimleri coğrafi koşullar belirler. yani bir nevi coğrafya kaderdir.(bkz: tüfek mikrop çelik) bulunduğunuz coğrafya ve bu coğrafyanın getirdikleri sizin nasıl yönetileceğinizi belirler. bu düşüncenin fikir babası ise montesquieu idi. ona göre bu tip despotizm iklim koşulları ve dini inançların bir sonucudur ve asya'ya doğuya özgüdür. bu bölgedeki insanlar, geri ve ahlakça bozuk bir idare altında, keyfi ve acımasız despotların elinde itaatkar ve çekingen bir sürü gibidir. coğrafi koşullar ve din, halkları bu duruma getirmiştir. montesquieu'ye göre, soğuk iklim adamları, avrupalılar, özgür ve atılgandırlar. asya'da siyasi yapı, korkuya, avrupa'da insanlık haysiyetine, akıl ve fazilete dayanır. asyalı toplum, kulluğu benimsemiş, servet ve mülkü hususunda güvencesiz, müstebit hükümdarına tapan insanlardan oluşmuştur.

    montesquieu böyle düşünmekle birlikte çağımızda k. wittfogel, oriental despotism başlıklı kitabında tarihi perspektif olarak aynı görüşü desteklemektedir. o da despotik rejimleri coğrafi koşulların belirlediği bir idare tarzı olarak tespit etmektedir. wittfogel'in tezine göre mısır, mezopotamya ve çin'de nehir taşmalarını kontrol altına almak için muazzam bir kanal sistemi kurmak ve idame etmek zarureti bu bölgelerde, tüm halkı mutlak bir idarenin emri altına koymayı gerektirmiştir. çünkü kanal sisteminde bir ihmal, herkesin felaketiyle sonuçlanır. böylece bu imparatorluklarda su işleri siyasi rejimi belirlemiştir. sistemi ancak ve ancak despotik bir rejim idame ettirebilirdi. buna bağlı olarak olarak bir toplumun bütünüyle karşılaştığı hayati bir tehlike, bir zaruret, toplumun mutlak bir otoritenin emri altına girmesi sonucunu doğurmaktadır. mesela osmanlı devletini birlik bütünlük halinde tutan, otoritenin despotlaşmasını sağlayan büyük tehlike avrupa'dan gelen haçlı seferi idi.

    her ne kadar montesquieu teorisini biraz faşist bir bakış açısını desteklemek için kurmuş olsa da doğuya ilişkin tespitleri bence yerindedir. diğer yandan wiitfogel'in tezi tamamen doğru gibi görünmektedir. özellikle son bölümünde belirttiği husus bugün birçok bilim insanı tarafından desteklenmektedir.(bkz: harari) bir yerde var olan savaş, salgın hastalık, terör vb. durumlar iktidarın tiranlaşmasına, gücünün artmasına, despot haline gelmesine sebep olur. çünkü olağanüstü bir hal vardır, korku vardır, kaos vardır. insan doğal olarak özgürlüklerinden daha çabuk ve kolay vazgeçme eğilimindedir. bakınız 15 temmuz sonrası dönem, bakınız covid -19 sonrası dönem türkiyesi. uzaya gitmeye gerek yok örnek olarak ülkemize bakmak yeterli. maalesef millet olarak itaat ve kul olma eğilimdeyiz. bu bir gerçek. baştaki kişilerin marifetine tüm istikbal ve hayatımızı teslim etmekteyiz. bunun sebebi yaşadığımız coğrafya mıdır yoksa geçirdiğimiz tarih midir bilmiyorum. fakat bu coğrafyada sümerler'den akadlara, asurlulardan babil'lere, perslere ve antik mısır'a bu hep böyle olmuştur.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap