8 entry daha
  • oranın yerlisi değilsen ve ailen memur amir tayfasındansa, taşrada hep dikkat çekersin. herkesin yaptığı şeyler senin için başka olur, anında dilden dile yayılır. falancanın oğlu / kızı şunu yapmış diye 1 saat içinde herkes duyar.

    benim de ezelden müziğe ilgim var. fakat tohum belli, damar belli. öyle piyanolar kemanlar değil, bağlamalar bendirler çalıyor zihnimde. büyüdüğüm yerde de belli aralıklarla barana geceleri yapılıyor. esnaf, eşraf toplanıyor; çalıp söylüyorlar. ben de hasbelkader bir nevi devşirmeyim ya, herkes onların yanında olmamı istiyor. hatta bir ramazan günü camide ezan okudum diye ortalık yıkılıyor. kolay mı kafir dedikleri adamın oğluna ezan okutmak... her neyse, ben bu ortamlara girmeyi kafama koydum fakat daha 15 yaşındayım ve gece çıkmam mümkün değil.

    berber ramazan var, sadece alabrus tıraş biliyor, sen ne anlatırsan anlat aynı kesiyor ama zalım bağlama çalıyor. bir gün tıraşta lafı açtım, "ramazan abi beni baranaya götür, babamdan da izin al" dedim. "götüreyim ama bizim baranalar içkili" dedi. içki zaten bizim evde tuz ekmek olmuş, olsun dedim.

    bir şekilde bin bir aşamayla izin alındı ve ben o geceye katıldım. sünnetçi sami'nin evinde çalıp söylediler, yediler içtiler, hikayeler anlattılar. kimse tarzını bozmadı, kimse şaşırmadı.

    bugün hala var mıdır bilemiyorum ama kış gecelerinin unutulmaz yarenliğidir baranalar. taşranın eğlencesidir. bambaşka coğrafyalarda doğmuş olsalar belki yine bambaşka insan olacak bireylerin kabuğunu yırtma çabasıdır. berber ramazan'ın, sünnetçi sami'nin, tostçu ali amca'nın bağdaş kurup çöktüğü sofradır. hamurumuzda suyu, tuzu vardır.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap