6 entry daha
  • bülent somay'a göre türkiye'nin geçtiği bu kritik dönemde, edinilmesi gereken sıfat.
    ayrıntılar aşağıda:

    ''gerçek'ten fantaziye geçiş, yani bildiğini sanma kibri, her şeyden önce bizi gerçek karşısında savunmasız bıraktığı için tehlikeli. ama bunun bir adım ötesinde, bildiğini sanmanın yarattığı fantastik bilgi hiçbir zaman kelimenin gerçek anlamıyla olgularla sınanamayacağı için mutlak olmak zorunda. bu yüzden de gündelik hayatımızda mutlak iktidar alanları yaratarak (ya da var olan mutlak iktidar alanlarını destekleyerek) yürürlükte olan egemenlik ilişkilerinin desteklenmesi, yerlerinin sağlamlaştırılması için benzersiz bir fırsat yaratıyor. örneğin, türkiye'de akp'nin temsil ettiği neo-liberal/geç kapitalist ilişkiler yumağına var olan bilgi hazinesi içinde bir yer bulunamadığında, bunun gizli şeriatçı emellerin bir kamuflajından ibaret olduğu fantazisini yaratıyoruz. bu fantazi (bildiğini sanmak) ise var olan kemalist/modernleşmeci egemenlik ilişkilerinin sağlamlaştırılmasından başka bir sonuç vermiyor. ya da, değişen kapitalizm var olan (ya da var olduğunu sandığımız) kapalı sanki-marksist söylem içinde bir yer bulamadığında, onun bu kapalı söyleme uyduramadığımız yanlarını yok sayıyoruz; bildiğimizi sanıyoruz. bu fantazi ise 20. yüzyılın büyük bir bölümünde dünyanın her yanında "sol" içinde egemen olan stalinist egemenlik ilişkilerinin temelini oluşturdu. dünya bilenler ve bilmeyenler olarak kesin bir biçimde ikiye bölündü. bilmeyenler kendi içlerinde cahiller/bilinçsiz kitle ve bilmemeyi seçenler/sinik aydınlar olarak, bilenler ise iyi niyetli devrimciler ve kötü niyetli karşı devrimciler olarak ayrıştılar.kuşkusuz somut pratik bu fantazilere kendi akışı içinde son verir. nitekim stalinist fantazilerin yarattığı egemenlik ilişkilerinin 1990'lardan beri artık pratik bir hükmü yok. kemalist fantazilerin yarattığı egemenlik ilişkilerinin ise hâlâ bir geçerliliği var, ama önümüzdeki altüst oluş döneminde onların da bir hükmü kalmayacak büyük ihtimalle. "gerçek" her zaman yerine döner, bildiğini sananların alim-i mutlak (her şeyi bilen, omniscient) olma fantazilerini sabırla, adım adım ortadan kaldırır. ama bu arada olan bilmediğini bilenlere olur, kuşkuculuk hiçbir zaman popüler bir düşünce biçimi olmadığı için azınlıkta kalır, "bilen" azınlıkların şamar oğlanına dönerler. dolayısıyla önümüzdeki pratik devrimci adım, bilmediğini bilenlerin, "gerçek" karşısında fantaziler geliştirmektense ikircikli kalmayı seçenlerin radikalleşmesi, kendilerini "çokbilmiş öznelerden" korumayı öğrenmesidir. gelmekte olan krizde kelimenin gerçek anlamıyla devrimci bir tutum, ancak böyle bir "radikal ikircikli" anlayış üzerine kurulabilecektir.''

    kaynak: çokbilmiş özne
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap