18 entry daha
  • homeros'un ilyada'sı buna özdeş bir emir kipi ile açılır:

    sing, o goddess, the anger of achilles son of peleus, that brought countless ills upon the achaeans.

    homeros kendisine 'gaip'ten metin paslayan, söyleyicinin de dinleyici ile beraber tabi olduğu yaratıcı öz'ün 'ilham perisi'ne rica mı ediyor, emir mi veriyor, öyle bir şekilde hadiseyi tersine çeviriyor. homeros o açıdan farklı. süreci o başlatıyor, o öttürüyor. oysa ki bizim alıştığımız tam tersi. şimdi 'bizim alıştığımız' diyince, duralım, yanlış olmasın. hadise aslında biraz evrensel. onu da şöyle örnekleyelim.

    bundan yüzyıllar sonra ilk ingiliz şair'i olarak mimlenmiş efsanemktrak caedmon da benzeri bir 'ikra' seansı yaşıyor. bir gün en ummi çoban haliyle bir ocakbaşı ortamında oturuken yanına bir 'ulu zat' geliyor. diyor ki 'ikra'. burada referans verilen hadise şu: caedmon'un o sırada oturduğu ortamda adeten ozanlar, aşıklar takılır. az cukkan sağamsa verirsin parayı, başlar okumaya. ne kadar verirsen o kadar okur. şimdi adam da bizim çoban'ın başına gelip ikra diyince ne anlıyor caedmon? şairsin, oku. oysa ki adam şair değil, bildiğin çoban. peki çobansan, şair değilsen, böyle bir rica karşısında ne yapılır? ne demiş olabilir caedmon? ben olsam ne derdim? 'ben okuma bilmem' derdim, adet yerini bulurdu. sene tahminen m.s 670 gibi caedmon 'biz bu filmi daha evvel görmüştük' diyor. o da öyle yapıyor. tabi o ulu zat ısrar ediyor. bağırıyor, ''ikra!'' caedmon da artık kıramıyor, ağzını bir açıyor, aaa okuyabiliyor. demek ki, neymiş? isteyince oluyormuş. 'içinde' olması gerekiyormuş insanın. yaratıcı öz ile 'bağlantı' kurma meselesi de o açıdan manidar, okuyorum ama ben de nasıl okuduğumu bilmiyorum'a geliyor, ki, 'ümmi'den de kast edilen o aslen. nüfus sayım memurları'nın, die'nin ilgi alanı olan demografi parametresiyle 'okuma-yazma bilmemek' değil mesele, 'o şekilde tanınmamak', hadiseyle ilişkisi olmamak. böylesi bir mucizeyi hiç edebiyat geçmişi olmayan adam nasıl yazar meselesi gibi biraz, ama daha çok 'oku'mayı mümkün kılacak olan 'kaynak (source)' ile ilişkili, rabıtalı olmak. o önemli, mesele o. (bkz: second sight)

    neyse, zaten bu hikayenin aynısından bir sürü kültürde, bir sürü kaynakta var. çok da normal, yaratıcı süreç denen şey'in nasıl kurgulandığını (diğer düşünsel faaliyetler gibi) aslında pek de göremiyoruz. zira biz kendimizi yaşasak da nereden çıktığımıı da pek göremiyoruz (bkz: qualia problem). o pasif dinleyicilik'i fark eden her kültür'ün ikra etme fiiline ulaşması çok da tuhafsanmamalı. tabi hangi kaynaktan okuduğunuza göre heyecan değişiyor, coşku farklılaşıyor.
62 entry daha
hesabın var mı? giriş yap