9 entry daha
  • kimi evreka ve evrak tutkunları (bak sen şu söz oyununa hele) kimi zaman aceleyle paralellik kuruyor shakespeare ile bacon arasında; işte bu da, "francis shakespeare ya da william bacon" yaklaşımının köküne dinamit koyuyor.

    edwin reed'in (bacon and shakespeare parallelisms, p.231, kessinger publishing, 1998) bacon ile shakespeare arasında kurduğu paralelliklerden biri de, her iki yazarın da (ya da sadece bacon'ın) evrenbilim konusunda geocentric yani ptolemaeusçu "dünya-merkezli evren" düşüncesinde oluşudur.

    shakespeare:

    "the heavens themselves, the planets, and this centre observe degree."
    troilus and cressida, i.3 (1609)

    bacon:

    "recte terrestrem naturam sapit. terra enim suo stat fixa centro, ubi quae affinia coelestibus sunt omnia moventur super centrum alterius, cui benefaciunt." ("yeryüzünün doğasına da uygun olan budur. çünkü gökyüzündeki cisimlerin her biri, yararlandığı bir diğer cismin odağında dönerken, yeryüzü kendi merkezinde hareketsiz durur.")
    sermoes fideles sive interiora rerum, xxiii. de prudentia quae sibi sapit (1607-1612)

    her ikisi de aynı çağda yaşamış, aynı okullardan yetişmiş, aynı kültürün göbeğinden filizlenmiş ve bir nevi aynı renkte çiçek açmışlar, olamaz mı? zaten eserlerin yayınlandığı tarihlere dikkatinizi çekmek isterim: 1609-1607-1612 yani copernicus'un de revolutionibus'unun yayınlandığı ve yaygın bir şekilde ilim adamlarının eline ulaştığı tarih 1543'tü. yaklaşık 60 yıl içinde tüm ingiltere'nin (dolayısıyla tüm avrupa'nın) aristoteles ve ptolemaeus'a dayanan yani yüzyılların birikimini bir kenara koyup birden geocentric düşünceden heliocentric düşünceye geçmiş olabileceğini ya da geçmesi gerektiğini düşünemeyiz ki. kaldı ki thomas s. kuhn diyordu ki, bu eser (de revolutionibus) yayınlandıktan sonra en az 2 yüzyıl boyunca avrupa'nın en yetkin matematikçileri dışında çoğu ilim adamı tarafından anlaşılamamıştı ki, bunun etkisi hemen bizim bacon ile çağdaşı shakespeare'de hissedilebilsin. o. gingerich de diyordu ki bu eseri yüzyıllar boyunca (19. yy.'a gelinceye değin) topu topu 10 küsür kişi tam anlamıyla okumuştur.

    edwin reed'in bulduğu bu paralelliğin, bacon'ı shakespeare'in tragedyalarının gizli yazarı yaptığını düşünmek fazla acelecilik olsa gerek. kaldı ki bacon'ın hiçbir eserinde copernicus'un adı geçmediği gibi, teorisinden de bahsedilmez. o dönemde ingiltere'deki en seçkin entelektüellerden olan bacon'ın yeni teorilerden haberdar olmadığını bile söyleyebiliriz; kaldı ki bacon'ın kötü bir okuyucu ve matematikçi olduğu da söylenmiştir. birçok yerde "aristoteles'i eleştiriyorum" derken aslında aristotelesçi skolastikleri eleştirdiğinin bile farkında olmadığından, kimi zaman aristoteles'in eserlerinde geçmeyen iddiaları ona yonttuğu da olmuştur. en nihayetinde yaşamına ve aldığı eğitime dair (bacon'ınkiyle karşılaştırıldığında) doğru dürüst bir şey bilmediğimiz shakespeare'i bir kenara koyarsak (kaldı ki seçkin gökbilimcilerin bile zor anladığı ve arthur koestler'in, uyurgezerler'inde "tarihi değiştiren kitaplar içindeki en okunamaz olanı" dediği de revolutionibus'u shakespeare hangi eğitimle anlayacakmış o da ayrı bir konu), ingiltere'de bu dönemde geocentric-heliocentric ikilemine dair ilim adamları arasında şiddetli bir çarpışmanın olmadığını bile söyleyebiliriz. bu paralelliği yeniden düşünmek ve değerlendirmek gerek.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap