37 entry daha
  • "ilkokul 2. sinifta yazdigim bir kompozisyon. sinif ortasinda okudugum zaman, ogretmen ve arkadaslarim tarafindan pek tutulmamis bir kompozisyon... yazim hatalari duzeltilmemis, parantez icindeki notlar simdiki ben tarafindan eklenmistir.

    konu: cevremizde neler goruyoruz?
    ben cevremde cok sey gorurum. yasasin cevremiz. cevremiz olmasaydi hicbirsey goremezdik bence. o zaman ufuk'u da goremezdik. ufuk benim en iyi arkadasim. ufuk neler yazdi defterine bakiyorum. ogretmenimiz hep arkadasinizin defterine bakmayin der, ama su anda bakmam lazim cunku benim cevremde ufugun defteri var. ufuk benim arkadasimdir. ufuk salak degildir. cunku arkadasimiza salak demek ayiptir. ayip olmasa ufuk'a salak diyebilirdik. ama diyemedik. bunun ayip oldugunu ogretmenimiz ogrettiydi. ogretmenimiz bize hep ogretir. ne guzel seyler ogretir. boyle bir ogretmenimiz olmasaydi biz ne yapardik? okula gelmezdik. tabi o zaman hemen sevinmezdik hemen cok uzulurduk. ('cok' sozcugu araya sonradan sikistirilmistir) ogretmenimiz bize "arkadaslariniza salak demek ayiptir" demisti. ben de "o zaman aptal demek ayip degildir" dedim. ogretmenimiz hepsi ayni dedi. ben de "bu bilgi hayatta ne isimize yarayacak" diye sordum. ogretmenimiz "bu konu burada kapanmistir" dedi. ama kapanmamisti tabi. ufuk defterine sunlari yazmis: ben cevremde neler goruyorum: agaclar,evler, yollar, insanlar, kadinlar, kuslar, taslar, topraklar, kediler, kopekler, bocekler, bulutlar, annem. gercekten de ufugun annesi hep cevresinde dolasir. sabah okula getirir, aksam eve goturur, derslerde de pencerenin onunde ziplayarak oglunu gormeye calisir. bence cok komik. kafasi bir gorunur, bir kaybolur. yazin pencere acikken silgiyle kafasini vurmaya calisiriz. ama havada durmayip hemen dustugu icin vurmak cok zordur. yani bunlarin disinda ufugun gordugu ilginc bir sey yok. cevremiz cok sikici degil. ben sanki gornuyorum agaclari, evleri. salak! sana demedim, bu sayilmaz, agaclara dedim. ben cevremde hep degisik seyler gorurum. mesela gecen gun cevremde bir tane tavukadam gordum. tabi hemen arkadas olduk. cok ilgincti. ufuga anlattim ama ufuk inanmadi cunku o benim anlattiklarimi hic inanmaz, bunu nereden biliyorum cunku uzaylilara da inanmamisti. "bir kere, dedi, tavuktan adam olsa o zaman horoz adam olurdu" cunku tavuktan adam olmazmis horozdan olurmus. ben de ona hayatinda kac tane tavukadam gordugunu sordum. hic gormemis tabi, ne konusuyorsun o zaman? (bu cumlenin sonundaki salak silinmis, ama iyice bastirilarak yazilmis olsa gerek ki izi kalmis) tavukadam gercekten var, iste soyle bir sey: (burada tavuk adamin temsili bir resmi var) tavukadamla gecen hafta, banka sinemasinda tanistik. (hala var mi bilmiyorum, bizim cocuklugumuzda bankalar, sinemalarda cocuklar icin cizgi filmler falan gosterirlerdi) icerisi karanlik oldugu icin diger cocuklar onu goremediler tabi (yalan!) tavukadam harika bir insan. diger buyukler gibi insanin canini sikmiyor. benim en iyi arkadasim. ufuk icin salak dedi. ayip da olmamis oldu, cunku o ufugun arkadasi degil. tavukadam cok guclu, herkesi dovebilir. bu herkese, cevremde gordugum herkes dahil, bilmem anlatabildim mi? bana dedi ki, "eger sana sinirlenen bir ogretmenin falan varsa, gelip onun kafasini kirayim, bacaklarini da koparmam elbette mumkun" dedi. ben de ona "tesekkur ederim, ama bana sinirlenen bir ogretmenim yok, ogretmenim beni cok sever bence, ben de onu severim. onun bacaklarini ikiye ayirip kafasini gaganla ezmene hic gerek yok!" boylece is tatliya baglanmis oldu, ama tavukadam "sen gene de bir sey olursa haber ver, aninda gelirim." dedi. ben de haber verecegime soz verdim. simdi bir sey olursa ve ben haber vermezsem tavukadama karsi cok ayip olur. cevremizi tavukadamla birlikte gordum. ona marstan gelen taslarimi gosterdim, o da bana cokoprens agaclarini gosterdi. o kadar cok ki. hepsinin ortasini acip cukulatasini yaliyorsunuz, biskuvisini hic yemiyorsunuz. ufuk bunlara da inanmiyor. bana dedi ki "sen simdi tavukadamin uctugunu da iddia edersin" dedi. ben de tabi hemen, tavuklar ucar mi be, biz burada guvercinadamdan bahsetmiyoruz herhalde dedim. boyle bir laf ettgi icin ona salak demedim cunku o benim arkadasim. ufuk, o zaman niye getirmiyorsun okula, bizi de tanistir dedi. yok ki gelsin dedi. ama tavukadam hergun lunaparka gittigi icin okula gelecek vakti yok. ayrica kendisinden yok diye bahsedildigini duyarsa ufuga cok sinirlenir. bu ona inanmayan baskalari icinde gecerli olur. o zaman yumurtasini getir dedi. sanki tavukadam butun gun aptal aptal ortalikta dolasip yumurtluyor. tavuklarla tavukadamlari birbirine karistirmamaliyiz. cunku hangisini kesemeyiz. (birbirine karistirirsak hangisini kesecegimizi bilemeyiz demek istiyor) cevremizde neler gorduk? ufuk gibi biz de cevremizde kus gorduk, ama biz gittik konustuk. goc eden kuslar artik havalar isinmaya basladigi icin geri donuyorlar. onlara keske donmesaydiniz, cunku havalar gene soguyacak dedim. onlar da bana belki bu yil sogumaz bir umut dediler. yaz bitmezse gercekten cok iyi olur. cunku yaz bitince okullar acilir. ama yaz tatilindeyken cevremde okulu gormuyorum. tabi hemen okulumu ozluyorum. en cok da ogretmenimi ozluyorum. yararlandigimiz kaynaklar: cevremiz, buyuklerimiz, ogretmenimiz, tavukadam. (son olarak bir ekleme yapmak istiyorum: ufuk bir salaktir!!!)
    selcuk erdem"
196 entry daha
hesabın var mı? giriş yap