159 entry daha
  • 1880'li yıllar… japon prensi istanbul'u ziyaret ediyor. bunun üzerine, sultan ii. abdülhamid de japonya'ya bir iade-i ziyaret emrediyor.

    yol uzun, eldeki gemilerin durumu ise seyahate elverişli değil.

    yine de, tecrübeli denizci ali bey kaptanlığında, yorgun ve yaşlı ertuğrul fırkateyni, haliç'ten yelken alıyor ve tam 11 ay sonra japonya'ya ulaşıyor.

    dönüş vakti geldiğinde ise yılın o mevsiminde fırtınalar yoğun olduğu için japonlar bizim heyetimize başka bir gemi öneriyorlar. kaptan ali bey'in kararı ise net: geldikleri gemiyle geri dönecekler.

    üç ay boyunca gemiye elverdiği ölçüde bakım yapılıyor ve sonrasında heyetimiz dönüş yoluna çıkıyor.

    fakat, yolculuğun başında ertuğrul fırkateyni fırtınaya yakalanıyor ve kuşimoto yakınlarında 500'den fazla mürettebatıyla birlikte batıyor.

    bu olay 132 yıl önce türk-japon dostluğunun başlangıcı oluyor. japonlar, 2005 yılında, şehit olan türk denizcilerimizin anısına türkiye'ye 527 tane sakura fidanı hediye ediyorlar.

    *

    hepimizin kendine göre birçok ders çıkarabileceği bu tarihî hikayeyi ben, her yıl sakuraların açtığı mevsimde kendi bakış açımdan anlatırım.

    sakura, meyve vermeyen bir kiraz ağacı; kiraz çiçeği ağacı. japon kültüründe hayatın geçiciliğini, ölümün ve yaşamın beraberliğini simgeliyor.

    bu çiçeğin özelliği ne biliyor musunuz?

    sadece 10 gün yaşaması ve en güzel halindeyken dalından düşmesi. dalında kaldığı süre boyunca da bize şunu hatırlatıyor:

    “nihayetinde önemli olan, hayatımızın içindeki yıllar değil; yıllarımızın içindeki hayattır.”

    bu vesileyle, hepimize sağlıklı ve huzurlu bir bayram dilerim.*
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap