• 1880'li yıllar… japon prensi istanbul'u ziyaret ediyor. bunun üzerine, sultan ii. abdülhamid de japonya'ya bir iade-i ziyaret emrediyor.

    yol uzun, eldeki gemilerin durumu ise seyahate elverişli değil.

    yine de, tecrübeli denizci ali bey kaptanlığında, yorgun ve yaşlı ertuğrul fırkateyni, haliç'ten yelken alıyor ve tam 11 ay sonra japonya'ya ulaşıyor.

    dönüş vakti geldiğinde ise yılın o mevsiminde fırtınalar yoğun olduğu için japonlar bizim heyetimize başka bir gemi öneriyorlar. kaptan ali bey'in kararı ise net: geldikleri gemiyle geri dönecekler.

    üç ay boyunca gemiye elverdiği ölçüde bakım yapılıyor ve sonrasında heyetimiz dönüş yoluna çıkıyor.

    fakat, yolculuğun başında ertuğrul fırkateyni fırtınaya yakalanıyor ve kuşimoto yakınlarında 500'den fazla mürettebatıyla birlikte batıyor.

    bu olay 132 yıl önce türk-japon dostluğunun başlangıcı oluyor. japonlar, 2005 yılında, şehit olan türk denizcilerimizin anısına türkiye'ye 527 tane sakura fidanı hediye ediyorlar.

    *

    hepimizin kendine göre birçok ders çıkarabileceği bu tarihî hikayeyi ben, her yıl sakuraların açtığı mevsimde kendi bakış açımdan anlatırım.

    sakura, meyve vermeyen bir kiraz ağacı; kiraz çiçeği ağacı. japon kültüründe hayatın geçiciliğini, ölümün ve yaşamın beraberliğini simgeliyor.

    bu çiçeğin özelliği ne biliyor musunuz?

    sadece 10 gün yaşaması ve en güzel halindeyken dalından düşmesi. dalında kaldığı süre boyunca da bize şunu hatırlatıyor:

    “nihayetinde önemli olan, hayatımızın içindeki yıllar değil; yıllarımızın içindeki hayattır.”

    bu vesileyle, hepimize sağlıklı ve huzurlu bir bayram dilerim.*
  • sakura çiçeklerini seyretmek japonya'da o kadar ozel bir gelenektir ki bu gelenek yuz yıllardan beri gunumuze sure gelen bir olaydır. eskiden imparator ve onun soylu kesmine hitap ederdi bu cicekler ve genellikle bu yuksek kesmin evlerinin bahcelerini suslerlerdi. guzellik ve estedigin simgesidir. ask ve sevgiyi temsil eder o kısacık omurunde. sakura ve turu kiraz cicekleri actigi zaman japonlar arkadaslarını,sevgililerini ve ailelerini alıp tapınaklara, parklara ve bahcelere akın ederler ve cicek izleme partileri yani diger bir degisler hanami yaparlar. sakura agacların dallarını doktugu donemde bu yerlere gelen insanlar sakura cicekleri altında yurumeyi, kar altında yurumeye benzetiyor. bu doga olayı ulkenin heryerinde duzenlenen festivaller ve senlikler ile kutlanır insanlarca. sunu belirtmek isterim ki kiraz agacının japon kulturunde bu kadar onemli olmasının sebebi sadece guzelligi degil (zaten japonya'nın ulusal cicegidir). dalında cok kısa kalmasıyla hayatın gelip geciciligini simgeledigine inanılıyor. bu cicek uzerine onlarca siir, sarkı ve edebiyat kitaplarında yazarlara esin kaynagı olmustur. hatta ikinci dunya savasında intihar pilotları yani kamikazelerin son ucusa cıkmadan once bu cicegi cizdikleri herkes tarafından cok iyi bilinir. ayrıca sakura bir bayan ismidir. japon milleti hayatlarında ki onemli baslangıcları,evlenecekleri, yeni bir ise baslayacakları ve tatile cıkacakları gunleri genellikle bu agacın yapraklarını doktukleri gunlere denk getirirler. kısacası bu cicek japonya capında tam bir fenomendir. bunun yanında japonya'da meteorolojinin en buyuk gorevlerinden biri bu agacın yapraklarını actıgı gunu onceden dogru ve tam kesin bir sekilde insanlara duyurmak. genelde mart sonunda acarlar ama son yıllarda kuresel ısınmanında etkisiyle acma donemi bir cıta yukarıya yukselmistir. kısacası bu olayın tarihini insanlara tam olarak gostermese japon meteoroloji mudurlugu veya ıskalarsa cicek actıgı donemi bu onlar icin tam bir felaket olucaktır.

    birde onemli birsey belirtmek isterim: sakura agacının turunun yani kirazın anavatanı turkiyedir. ama bizim millet napıyor? zaten uc bes yerde cicek acan bu cicek ulkemizde normal bir olaymıs gibi karsılanıyor. oysa anadolu tatlı kiraz turlerinin ilk kez goruldugu yer ve cografyadır. turkiye zaten bildigimiz gibi ve istatiklere bakıcak olursak dunyanın ikinci buyuk kiraz ihracatcısı. kirazlarımızın cicekleri japonların sus kirazı yani sakura gibi pembe olmasa da, katmerli ve beyaz gorunum itibari ile gercektende cok goz alıcıdır.

    kısaca sakura japonya'nın en çok beğenilen sembollerinden biridir.
  • kiraz çiçegi
  • ohara koson:
    kuşlarla kiraz çiçeği: görsel
  • baharda, peşinden japonya'ya gidilecek kadar güzel çiçek/ağaç. bir kamikaze'nin ölüme giderken yazdığı son satırlara ilham vermiştir :

    "baharda kiraz çiçekleri gibi düşelim; tertemiz ve ışıltılar içinde..."
  • tur adi: prunus serrulata var. shidare sakura

    kiraz agaci, japon sanatinda cok kullanilan kavramlardan biri .
    iki tarafi kiraz agaci dolu yolda ciceklerin yaprak doktugu zamanlada yurumek pembe mis kokulu karin altinda yurumek gibidir.
  • periyodik araliklarla sahneye cikip "sasuke-kuun", "narutooooooo", "kakashi senseeeeeeeeeeeee" diye bagirmaktan baska islevi olmayan naruto karakteri
  • fuji dağı eteklerinde theremin ile çaldığım parçadır;

    link

    şaka lan, şaka. ordu orası. dağ da cıngırt kayası denen bir tepecik.
  • ing. cherry blossom, tür. kiraz çiçeği. (eheh)

    japonya'da baharın müjdecisi olmasına rağmen, daha solmadan en güzel halindeyken dallarından düşmesi sebebiyle edebiyatta ölüm ile yaşamın bir aradalığı, fanilik, aşkın en güzel mevsimindeyken ayrılık- yarım kalmışlık gibi sembollerle ifade edilir. örneğin japonya'da evlenmek için dua edenlerin sakura servis etmesi makbul iken, evlilik töreni esnasında evliliğin çabuk bitmesi isteği manasına geleceği için kat'i suretle sakura çayının verilmemesinin altında yatan da bu bir aradalıktır. anlayacağınız sakura'yı ağacından düşerken mi, dalında mı, tomurcuklarından patlarken mi resmettiğin ne kadar önemliyse, sakura çayını nerede ikram ettiğin de bir o kadar önemlidir.

    misal militarizmin her güzel şeyi savaş estetizasyonunda kullanması gibi japonya'da da amerikan saldırılarına karşı insan güdümlü roket atar olarak kullanılan yokosuka ohka namzet uçakların sembolü bir intihar pilotunun düşüşüne yakışır şekilde sakura'dır. (şair burada o güzelim ağaçlardan düşen kiraz çiçeklerinin usul usul salınmasını kamikaze pilotlarıymışçasına hayal etmenizi vaaz ediyor) ki tabiki bu da samurayların "ready like the myriad cherry blossoms to scatter" minvali kendilerini nehir kenarlarında yerlere serpilmiş kiraz çiçekleri misali her an ölmeye hazır hissetmesi geleneğinden alıyor. sonra caponlar o nehir kenarlarınki parklarda piknik yapıyor filan.

    ama bitirici vuruşu yapmayacam. sonuçta hep bi yarım kalmışlık var. hepimiz yarımız. (işte sakura çiçekleri gibi filan, hayat...)
  • izlemiş olduğum yüzüncü bölüme kadar herhangi bir genjutsu, taijutsu veya ninjutsu kullandığını görmediğim, zorda kaldığı durumlarda bıçağını çektiği gibi savaşa bodoslama dalan narutonun kız başrol oyuncusudur. yüz bölümde hiç bir gelişme göstermemiştir. bir yere odaklanma ve çakrayı istediği yere yönlendirme konusunda oldukça iyidir. gerçi jutsu kullanmakdıktan sonra yemişim öyle çakrayı.
hesabın var mı? giriş yap