9 entry daha
  • bundan yıllar yıllar önce, piyasada tek gitar tek vokal yani kısaca tek tabanca programlar yaptığım dönemdi... levent'de, ikibuçuk katlı bir villada konuşlanmış, eylül adlı bir barda haftada 3 - 4 gece çalmaktaydım ki, hem geleni gideni ile hem de çalışanı, sahibesi ile güzel bir yerdi...
    gelenler genelde hep aynı insanlar olurdu... sohbet güzeldi, atmosfer güzeldi.
    günlerden bir gün, oraya sık sık gelen, adını bilmediğim ama her seferinde selamlaştığım hatta en sevdiği şarkıyı o ve ailesi geldiği zaman mutlaka çaldığım bir abi verdiğim küçük molada yanıma geldi ve bana adımla hitap ederek, "bigbrother okumayı sever misin ?" dedi.
    o zamanlar ki üniversite yıllarımdı, accenaip entellektüel takılmakta ve devamlı olarak birşeyler okumaktaydım. "tabii ki, çok severim" dedim bana bir kitap uzattı, "bunu okudun mu?" diye sordu. baktım, japon gülü adlı bir kitap, ilhan selçuk tarafından yazılmış... "gazete yazılarından tanıyorum ilhan selçuğu, severim ama bu kitabını okumadım" dedim ve teşekkür ederek kitabı aldım...
    sonra molayı bitirip gitara davrandım. ben çalarken o ve ailesi masadan kalktılar, el sallaştık, gittiler...
    bir sonraki molada eylülün sahibesi nesrin hanım yanıma geldi ve bana " ilhan bey sana ne verdi ?" diye sordu...
    jeton o an düştü..... ilhan bey = ilhan selçuk idi... kendi kitabını hediye etmişti ve ben o kitabın içine imzasını bile alamamıştım...
    kim ne derse desin, gördüğüm insan seviyeli, kültürlü, sevgi ve saygı dolu bir insandı... çevremizde artık görmeye alışık olmadığımız bir gazeteci / yazar modeli...
360 entry daha
hesabın var mı? giriş yap