120 entry daha
  • bu şarkı ve kyk sayesinde bir an önce mezun olmam gerektiğini, artık üniversitede bana yer olmadığını tamamen anladım. birinci sınıftayken bir hafta kalmıştım devlet yurdunda. bu sene yaz okulunda bir buçuk ay civarı kaldım. o zamandan bu zamana çok şeyler değişmiş bende. altı yıl geçmiş, az değil tabii. ilk yıl sanki her yer abla doluydu. bu sefer kreş gibi geldi. her katta acil çıkış kapıları var, merdivenlere açılıyor. o merdivenlerde sevgilisiyle kavga edip ağlayanlar, diğer kızları çekiştirenler, sinir krizi geçirenler, benim gibi bi sigara daha içip çalışma odasına kaçayım diye düşünenler, bir de gülşen'in bu şarkısını kol kola girip söyleyen çocuk korosu oluyordu. kendimi kafa üstü aşağıya atmadıysam tek sebebi son beş dersimin kalmasıdır. alkol ya da herhangi bir madde kullanmadan kafası bu kadar güzel olan onlarca insanla aynı mekanı paylaşmak çok acayipti. şarkı hala manasızca kafamın içinde dönüyor yemin ediyorum hayatımın fon müziği gibi oldu. zaten aşk ne zaman doğru zaman kollar hiçbi zaman... dağ gibiiiiihhh duranıııhhh istemeğğzz ah sever kalp kardan adağğmm... nasıl bir işkence olduğunu tahmin edemezsin. vileda sopasıyla oda arkadaşını döven kız ve sevgilisiyle kavga ettikten sonra günlerce medivenlerde ''evlendiğin adam seni benim gibi korur mu?'' şarkısını bangır bangır dinleyerek ağlayan kız ise ölümcül vuruşlardı benim için. o kızla aynı yatakta uyumuşluğum da var. oda arkadaşları dayanamayıp kovmuşlar gecenin bir yarısı. geldi dedi ki seninle uyusam olur mu, yarın yeni oda bakıcam. gel dedim problem değil. sarıldı bi de tüm gece. deli miydi neydi anlamadım. ayrıldığı çocuk da minibüs şoförüymüş erzurum'da. çocuk dediysem, yaşı 38. bu yurtlar her zaman böyle miydi yoksa yeni gelen nesil mi tuhaf? allah sabır versin ya. yurtta kalmak zorunda olsaydım birkaç ay sonra okulu falan bırakıp kocaya kaçardım. çoluğu çocuğu da okutmaz, kollarını kırıp dilendirirdim. bambaşka bir hayatım olurdu. bu nedir ya? vileda sopasıyla insan mı dövülür? düzgün büyütün şu çocukları. öyle şeyler görüyorum ki artık gördüğümü zannetmeye, şizofren olduğumdan şüphelenmeye başladım. lütfen ama. bana da yazık. yıllar geçti daha haftanın birkaç günü yarım saat yol yürüyüp gelen ''yeaa biz yumurta kırdık da ekmek yok. sizde varsa versene'' diyen arkadaşın izlerini silemedim. makarna yapıcaktık da makarna yokmuş, yemek yapıcaktık da tüp bitmiş, o fön makinesiyle uyuyor, bozulunca elektrik süpürgesiyle uyumaya başladı, yüzüne hava üflenmezse uyuyamaz... bunlar nedir kardeşim ya nasıl insanlarsınız? şuncacık aklımla hayatta kalma mücadelesi veriyorum zaten, zorlamayın artık beni.
73 entry daha
hesabın var mı? giriş yap