sükut

• -belki görürsün.
  --neyi?
  -şu kıyısında oturduğumuz sahilin karşısındaki gerçeği. şehrin ışıkları örtüyor gece vakti aydınlığı. gecenin güzelliği karanlığın içinde kapkara ve göz kamaştırıcı.
  --çok yoğun.
  -evet öyle. bir bulabilsem. sek olsun; bulabilsek. binmek, eylem olarak kolay gözüksede, bu kıyıdan karşıya uzanan şu dalgalı denizin içinde biryerlerde fırtınasız durgun, süt liman bir yol. var, var olmasına da, kim çekecek kürekleri.
  --ben çekerim.
  - sanmam. sanmaya başladığımda da tehlikelere kapılmaktan korkarım. artık bu duygu, yanılgı olmaktan çıktı. kayık kıyıda ve karşıya kürek çekecek kimse kalmadı. sukut. aklımızdan geçenleri okuyacak birilerine öylesine ihtiyacımız var ki...ölüm döşeği derlerya, işte sarsıntılardan uzaklaşmak için en güzel uyku. adı anahtarda hiçbir çilingir bilmez hangi kapıyı açacağını. sukut...
  --aşk mı anlatığın.
  -gönül ateşi.... değil bir bedene,tene, göze duyulan aşk. bağlandım. sevmek bu demek. ve daim samimiyet, ve daim yangın. işte bu ısıtır suyu. ah biraz yaklaşabilsem. sevindiğime üzülürüm, sıkıldığıma sevinir. böyle bir aşkı hangi ten, hangi beden verir.
  ( tebessüm eder söylediklerine )
  --garip bir hal var sende anlaşılmaktan korkar gibisin.
  -anlamaktan korkan sensin. heryerde ve daim ezeli, ebedi.
  --inanmak.
  -evet. inanmak. birini öldürmeye gidiyorum. kendi içimde, kendimi. hep yanıltan tarafım, yine mi pusudasın. şu karanlığın içinden çıka gelse 7 başlı ejderhalar, alev dolu olsa ağızları, bir o kadarı denizden çıksa balık misali ve hepsi birden açsa ağzını bir sigara yakarım ancak. senin yaptıkların ( kendim ) onların yanında tarifi mümkün olmayan zararlar verdi gönlüme. şaşar şaşar bakarsın ayakta duran halime de yaptıklarından hiç uslanmazsın. ah kendim . bir sussan içimde. özlemdir içimde sukut. yalnızca sukut.