el violin
-
bu filmle ilgili düşüncelerimi/bana düşündürdüğünü madde madde yazacağım:
-müzik/sanat biraz da direniştir diyor film. sanat, aslında bazen direnişin diğer bir adıdır. şiddete teşne dimağlar sanatla değiştirililebilir/geçiştirilebilir. sanat şiddetin yerine ikame ettirilebilir (bundan baba daha çok gitarına zaman ayırmalısın diyor oğluna ve komutana son sözü: "artık müzik yok!").
-hikaye değişmiyor sanırım. kürtlerin 80 ve 90'larda yaşadığı devlet şiddetini gösteriyor. köy basmalar, köy yakmalar, yaygın toplumsal şiddet...
-devlet kendinden görmediği gruba şiddet uygular. bu şiddet görenler isyan eder/direniş gösterir. bunun üzerine devlet daha beter şiddetle saldırır. bu sefer kişi farkı gözetmeksizin yaygın/kitlesel şiddet uygular. bunun üzerine isyan daha şiddetli ve daha çok katılımlı olur.
sorunun bir de başı var. aslında devlet topluma "bakınca" bazısını kendinden bazısını da farklı/öteki gördüğü içindir tüm mesele. bakma lan devlet topluma öyle!..
-çekiminden 3 yıl sonra ölen ve performansıyla cannes'da en iyi oyuncu ödülünü alan angel tavira için bile olsa izlenmesi gerekiyor bu film.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap