9 entry daha
  • sadece bir şarkı değil, dalida ve alain delon karakterlerinin kendilerini oynadığı radyo tiyatrosu tadında bir eser benim nazarımda.

    alain delon: yakışıklı(adam 80 yaşına geldi hala yakışıklı), romantik, kadınları etkilemek onun için bir hobi. don juan de marco vs giacomo casanova mukayesesi var ya, hah işte o ikisini de bakkala sigara almaya gönderecek denli alfa kalır alain bu denklemde.

    şarkıda dalida'yı seven fakat iradesine söz geçiremeyip aldatan, yine kürkçü dükkanına dönen karakteri canlandırıyor. daha önceki tecrübelerinden yola çıkarak şekerlemeler, çiçekler ve güzel sözlerle kendini affettirmeyi amaçlıyor.

    dalida: canım benim, mahzun gözlü dilber. bu da aşka aşık kadınlardan. artık portofino mu olur, daha güzel yerler mi olur tanışır aşkıyla ve gözü başka birini görmez. dedim ya, aşka aşık. diğer erkekler etrafında pervane olur, gözü görmez ta ki aşk bitinceye kadar. bittiği an bırakıp gider ardına bakmadan. karizmatik ve dirayetli kadındır dalida.

    şarkıda, aşık olmuş fakat aşık olduğu adam tarafından incitilen bir kadını canlandırıyor. fakat dalida incitilse de gururlu kadındır, iki güzel* söze tamah etmez.

    alain daha öncekiler gibi olacağını düşünerek salvolarına devam ederken, bu ilişkideki daha ilk çapkınlık seferinde bu sefer baltayı taşa vurmuştur. dalida der ki özetle: "ben senin bildiğin kızlardan değilim!". alain yardırıyor, dalida "gözüm görmesin seni" diyor, "rüzgara söylenen şarkılar* gibi sözlerin, tınısı güzel geliyor ama bana hiçbir şey ifade etmiyor" diyor ve bir ilişki daha böylece sonlanıyor.

    *: ortaçgil'e saygısızlık olarak anlaşılmasın, "que tu sèmes au vent" sözünü şarkının içinde kullanılış bakımından bu tamlamaya çok yakıştırdım.
11 entry daha
hesabın var mı? giriş yap