3 entry daha
  • aşağıdaki metinleri bir makalesinde kullanmış şahsiyettir:

    "...etik ... ahlâkla eş anlamlı görüldüğünde- etiğin de göreli olduğundan söz edilmesi de." ("doğaldır" diye bitirin cümleyi)

    "etik, mantık ve ontolojiyle birlikte, felsefenin en eski ve en temel disiplinlerinden birisidir."

    "...neyin erdem olduğu neyin erdem olmadığı..."

    "sokrates hem konuşmalarıyla ortaya koyduklarıyla hem de yaşamıyla erdemin ne olduğunu, erdemli yaşamanın nasıl olanaklı olduğunu gösterir bize. bilgisiz erdemli olunamayacağını, kendisi de bir erdem olan bilgelik ile diğer erdemler arasındaki zorunlu bağlantıyı vurgular. 'kendini bil' buyruğunun önemini, kendini bilmenin güçlüğünü ve aynı zamanda olanaklılığını anımsatır. insanların hep istedikleri, peşinde koştukları mutluluğun, ancak erdemli olmakla, yani 'iyinin bilgisi'ne sahip olmakla elde edilebileceğini, yaşamıyla ve söyledikleriyle bize gösterir."

    "platon'a göre, insanın ya da ruhun üç yanı, bu üç yana karşılık gelen de üç erdem vardır: bilgelik (sophia), cesaret (andreia), ölçülülük (sophrosyne); ruhun bu üç yanı arasındaki dengeyi sağlayan şey olan adalet (dikaiosyne) ise dördüncü temel erdem olarak çıkar karşımıza."

    "... toplumda gerçekleşmesi ise platon'un kendi içinde yaşadığı toplumda gördüğü üç kesimin -yöneticilerin, üreticilerin ve koruyucuların- her birinin kendisine düşen ödevleri yerine getirmesiyle gerçekleşecektir." (adaletin gerçekleşmesinden söz ediliyor)

    "...'ya yöneticiler filozof ya da filozoflar yönetici olmalıdır' ..." (platon'un sözü)

    "aristoteles'e göre mutluluk, 'ruhun tam erdeme göre etkinliğidir.'"

    "...-öğretilerek ya da yapa yapa- elde edilen ... erdemlerin bir kısmının, düşünme yetisinin (dianoianın) erdemleri, bir kısmının ise karakterin (ethosun) erdemleri olduğu görülür. başlıca entellektüel erdemler (ya da düşünme yetisinin erdemleri) olarak sanat (tekhne), 'bilimsel' bilgi (episteme), pratik bilgelik (phronesis), felsefî bilgelik (sophia) ve sezgici akıl (nous) anılırken; moral erdemlere (karakter erdemlerine) örnek olarak da serbestlik ve ılımlılık verilmektedir."

    "bizim 'doğru orta'yı bulmamızı sağlayacak olan yeti ise phronesis, yani pratik bilgeliktir."

    "stoa eğitiminin temel ilkesinin 'yalnız erdem iyidir, mutluluk da yalnız erdemde bulunur' ilkesi olduğu söylenir."

    "haz 'beden alanında acı çekmemek, ruh alanında da hiçbir huzursuzluk duymamaktır.' ... bu da ancak bilgiyle sağlanabilecek bir şeydir." (epikouros'tan alıntıya dayanarak)

    "'öyle eyle ki, senin istemenin öznel ilkesi hep aynı zamanda genel bir yasa koymanın ilkesi olarak geçerli olabilsin.' kant, pratik aklın temel yasası dediği ahlâk yasasını böyle dile getirir."

    "'ancak aynı zamanda genel bir yasa olmasını isteyebileceğin öznel ilkeye göre eylemde bulun!' kişinin -eyleminin arkasında yatan- istemesinin öznel ilkesi ancak bu nitelikte ise o eylem ahlaklı, özgür bir eylemdir."

    "kant'a göre 'insan ve genel olarak her akıl sahibi varlık, şu ya da bu isteme için rastgele kullanılacak sırf bir araç olarak değil, kendisi amaç olarak vardır; ve gerek kendine gerekse başka akıl sahibi varlıklara yönelen bütün eylemlerinde hep aynı zamanda amaç olarak görülmelidir."

    "...kant bize ahlâklılığın bir ölçütünü sunar; ama bu ölçüt eyleme değil, eylemin arkasında yatan istemeye ya da istence ilişkindir. bu nedenle bize ne yapacağımızı söylemez, buna karar vermek her zaman tek tek kişilerin işidir; bu etiğin bize söylediği ahlâklı bir eylemin temelinde yatan istemenin maksiminin nasıl olacağıdır."

    "...etik bir türlü bilimkurgusal temellerine kavuşamamıştır ya da kavuştuğu kabul edilmemiştir. hep yeniden kendi varlık temellerini ortaya koyması beklenmiştir etikten."

    "etik ilişkinin ya da eylemin oluşturucularının çeşitliliği, eylemde bulunan kişi ile eylemin yöneldiği kişi ya da durumların tekliğinin yol açtığı güçlükler, bu alana ilişkin bilgilere kuşkuyla bakılmasının temel nedenini oluşturmakta."

    "kısaca etik ilişkiyi inceleyebileceğimiz tek ipucu eylemlerdir. tek tek kişilerin yaptıkları ya da yapmayıp bir tutumla kestikleri eylemleridir."

    "belirli yapıdaki bir kişinin, belirli yapıdaki bir başka kişiyle ya da en geniş anlamda insanlarla kurduğu, değer sorunlarının söz konusu olduğu ilişkidir etik ilişki."

    "etik ilişkiyi yaşayan kişi ya da kişiler bu ilişkiyi bütünüyle, herşeyleriyle yaşarlar. kişinin her çeşidiyle nitelikleri, bu arada değer dünyası da bunun içindedir."

    "her kişi eylemini oluşturan ve yapmadan önce gelen, eylemin iki unsuru daha vardır: değerlendirme ve ilgili yaşantı aşamaları. her eylem, ama her tek eylem, bu üç ana unsurun bütünüdür."

    "bir eylemin yapıldığı koşullar içinde başka eylem olanakları bakımından özelliği ise onun değeridir."

    "...doğru değerlendirme 'keskin bilme yetenekleri ve yaşantı olanaklarının zengin bilgisiyle -ki bunlar etik bir ilişkide eylemin anlaşılmasını sağlar-; değer sorunlarına ilişkin bilgiyi gerektirir."

    "...'insanın değerleri' amaçlarına uygun şekilde gerçekleştirilen insan etkinlikleridir."

    "...etiğe düşen de bilgi ortaya koymak, yolu aydınlatmaktır."

    not: "bir felsefe dalı olarak etik" başlıklı, ağustos/98'de yayımlanmış bir makaleden, yazımı neredeyse aynen korunarak alınmıştır.

    bir de aşağıdakiler var dipnot olarak serpiştirilmiş:

    "'etik' yunanca 'ethos' sözcüğünden 'moral' ise latince 'mos' sözcüğünden gelir. her iki sözcük de gelenek, görenek, alışkanlık anlamlarında kullanılmaktadır. 'moral'in karşılığı olarak bizim kullandığımız 'ahlâk' sözcüğü de arapça 'hulk' kökünden gelmekte, bu sözcük de yine gelenek, görenek, alışkanlık vb. anlamlarına gelmektedir. bu nedenle etimolojik olarak bakıldığında 'ethos' (etik) ile 'mos' (moral-ahlâk) arasında bir anlam farkı yoktur."

    "... bu duyguyla başkalarının acı ve sevinçlerini birlikte yaşarız. ancak bu duygu sayesinde genel iyiliği kendi isteklerimizin konusu yapabilir, ancak bu duygu sayesinde toplumun çıkarlarından ayrılan, hatta ona karşı gelen kişisel çıkarlara karşı koyabiliriz." (hutcheson'ın "moral sense", hume'un "sympathie" dediği duygudaşlık hakkında)

    "kant bu yasanın insan için önemini en açık bir biçimde -mezar taşı üzerinde de yazılı olan- şu sözcüklerle vurgulamaktadır: 'iki şey, üzerlerine sık sık eğilip ısrarla düşünülürse, insanın ruhsal yapısını hep yeni, hep artan bir hayranlık ve korkunç saygıyla dolduruyor: üzerimdeki yıldızlı gök ve içimdeki ahlâk yasası.'" (ahlâk yasasından söz ediyor)
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap