2 entry daha
  • osmanli'nin coku$unden sonra sudan cikmi$ baliga donen, kentli olamayan koylulerin dramini anlatan bir roman.

    "ceren ötede durmuş, olup biteni kayıtsız, ağlamadan, kederlenmeden, kıpırdamadan seyreyliyordu. çadır getirilip odunların üstüne atılınca, odunlara yürüdü. süleyman kahya hemen onun önüne geçti: dur kızım, dedi. bu çadır beylik çadırıdır. onu yakmak da bana düşer. kibriti çaktı. odunlar ateş aldı. yalım yükseldi. acı bir kıl kokusu ortalığı kapladı.

    odunlar, çadır, öteberiler yanıp kül oluncaya kadar bütün oba suskun ayakta dikilip bekledi. gözlerini de ateşten ayırmadılar. her şey yanıp kül olunca süleyman kahya oracığa, bir taşın üstüne çöküverdi. yüzünü elleri arasına aldı. yağmur gibi döküyordu. bir anda sakalı yaş içinde kaldı, ıpıslak oldu. ceren uzun boynunu biraz daha uzattı. bakışlarını önce atın ölüsü üstünde dolaştırdı. sonra donmuş kalmış suskun kalabalığa derin derin baktı. sonra da vardı süleyman kahyanın karşısında dikildi, ona bir şeyler söyleyecek oldu, vazgeçti. halilin tüfeğini omzuna vurup koyaktan yukarı doruğa doğru yürüdü, çekildi gitti. obalılar orada, oldukları yerde kalakaldılar. cerenin ardından başlarını kaldırıp bakamadılar bile.

    işte her yıl böyle olur. beş mayısı altı mayısa bağlayan gece hızırla ilyas dünyanın bir yerinde buluşurlar. onlar buluştukları an dünyadaki bütün yaşam durur, tekmil canlılar ölürler. hemen sonra da daha gür, daha canlı, daha doğurgan dirilirler. ve biri mağrıptan, birisi de maşrıktan kopup gelen iki yıldız gökyüzünün ortasında tokuşur, birleşirler. birleşip ışık olurlar, yeryüzünün üstüne top top sağılırlar."
75 entry daha
hesabın var mı? giriş yap