6 entry daha
  • okakura kakuzo'nun -aynı adla başka bir yazarın daha kitabı var karışmaması için tekrar ediyorum adını- alakarga yayınlarından çıkan çevirisi ve redaksiyonu pek iyi olmasa da tükenmiş bir kitabı ulaşılabilir kıldıkları için sevindiren kitabıdır.

    kitabın girişinde öykü kategorisinde sunulması ilk başta biraz kafa karıştırsa da dili ve üslubu kendince bir çaysever öyküsü sunma girişimini anlamlı kılabilir.

    günün farklı zaman dilimlerinde hayatımıza eşlik eden çayın kültürüne ve tarihine ilişkin keyifli konsantre bilgiler edinebilmek adına kaynağımsı bir tarafı da vardır.

    çayın evrimi ile ilgili olan kısmı üç aşamalı olarak anlatılır. birinci aşamada çay tereyağı, tuz, soğan ve baharatlar katılarak kaynatılırmış. ikincisinde budistler özel seremonilerinde kullanarak ruhani bir anlam katmışlar, üçüncüsünde ise şimdi olduğu gibi çay demlemeyi öğrenmişlerdir.

    kitaptan can sıkıcı/yakıcı bir alıntı daha yapacak olursam; henry saville (1678) gibi geleneklere karşı gelenler çay içmeyi kötü bir alışkanlık olarak nitelendirmişler. jonas hanway 1756 yılında çay ile ilgili yazdığı makalesinde erkeklerin çay içerek endamını ve çekiciliğini kadınların ise güzelliğini kaybettiğinden bahsetmiştir.

    tüm bu tutuma karşın çay içme eylemi yaygınlık kazanmıştır.

    "hayalin evi" olarak yorumlanan sukiya adlı çay odalarından şimdi yakınlarda neden yok diye hayıflanırken hemencecik okunup bitirilecek, leziz çay sohbetlerine kendi kendini anlatarak eşlik edecek, çayseverleri heyecanlandıracak -çeviride de çaysever kelimesinin kullanılması ayrıca hoş- öğreticiliğini öyküye bulamış, incecik bir kitap.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap