4332 entry daha
  • evet, daha önce yazdığım entryi (bkz: #40750930) yavaş yavaş aciklayacagimi söylemiştim. hazır bu bilgisayar devrine rağmen direnen bürokrasi yüzünden birbuçuk saat beklemek zorundayım, en çok sorunun geldiği mesele olan afrika'dan bahsedeyim.

    tüm susuz insanların 10 milyar dolara arıtılmış suya ve tum basit hastalıktan dolayı ölenlerin 13 milyar dolara aşi ve basit ilaçlara kavusabileceklerini söylemiştim. bu rakamların gerçekten küçük olmasına inanamamislar doğal olarak.

    afrika'da susuzluktan ölen milyonlar var. halihazırda tüm dünya'daki 2.4 milyar insan 'temiz' suya erisemiyor. yanlış bir algıyı duzelteyim, sahra haricinde afrika'da su oldukça boldur. toprakustu gayet kuraktir ancak yeraltı su ile doludur. şimdi bu susuzluktan olen insanlar da (şanssız birkaç yüz bin insan dışında) su bulamıyor değil, içtikleri su toksik maddeler ve çamur ile dolu diye toksin birikmesiyle ölüyorlar genelde. yerel halkın ulaşmaya gücünün yettiği derinliklerde durum bu. şu anda unıcef e yapılan her 500 dolar birkaç yüz nüfuslu bir köye temiz ve arıtılmış su çıkaracak kuyu yapılmasına yetiyor. (yaklaşık 15m kazma, motor, güç ünitesi ve filtreler) bunun haricinde eğer siteyi yanlış hatırlamıyorsam unicefdonation.org sitesinden yapacağınız her 5 dolar bir insanın 200 gün boyunca suya ulaşması için yeterli. görüldüğü gibi insan hayatının değeri oldukça ucuz buralarda. ama daha ucuzlari da var.

    mesela bizde korkunç bulunan ama aslında oldukça eski ve tedavisi kolay olan afrika hastalığı, kongo hastalığı, sadece 0.15 dolarlık bir aşı ile kalıcı olarak bünyeden uzakta tutunabiliyor. kişi başı 15 cent zengin ülkelere fazla geldi diye 96-2003 arasında üç milyona yakın insan ölmüş. bunun gibi pek çok örnek var.

    afrika'ya milyar dolarlar gidiyor kaç yıldır, neden cozulmedi bunlar diyorsanız şu haberi vereyim: 80'lerden beri bm adına görevli olan birkaç insan var orada. her birinin altında çalışanlar var ve her biri oldukça geniş bir bölge ile ilgileniyor. şimdi, birkaç yıl önce bir saha araştırması yapıldı. sonuç şu, 80'lerden beri yapılan yardımların %2'si tutunabilmis. nasıl oluyor bu? o gorevlilerden biri çıktı, ted speaking'de anlattı ki videoyu da tekrar bulup koyacağım, avrupalı üstün adamlar oraya gittiğinde yardım eden olarak herseyin iyisini bildiklerini düşünüyorlar. yerel halkın ihtiyaçlarını, tecrübelerini dikkate almadan, adeta siz anlamazsiniz diyerek kendilerince en uygun yolları seçiyorlar. mesela tarım alanı açıyorlar, halkı egitmiyorlar nasıl tarım yapılır diye. mesela kabak ekiyorlar ama hem yerel halk buna hazır değil hem kabaga karşı koyamayan gergedan hayvanıni hesaba katmiyorlar, bir gecede tüm tarla yok ediliyor. mesela yerel halka koli koli yiyecek alınıyor para ile, bir haftada bitiyor, üretim hala yok gibi. bunun üzerine çokbilmiş avrupaliya tepkili halk. zaten bir yandan kabileler arasi çatışma var, işleri daha zora sokuyor.

    en sonunda aklıselim bir adam birkaç sene önce bu böyle olmuyor diyebilmis, parayı kafasına göre çarçur etmek yerine yerel halkın tecrübeli adamlarına gidip sizin için şunu yapıyoruz demek yerine sizin için ne yapabiliriz, neye ihtiyaç var demiş. bunun üzerine yerel halkin ileri gelenleri ihtiyaçlar doğrultusunda eğitilmiş, ufak karargah türü merkezlere görevli olarak yerleştirilmiş. é tabi halk da hem kendilerinden biri kendilerinin yararına birşey öğrettiği hem de pratikte çıkar sağlaması garanti olan yetenekler edilecekleri için gidip eğitimlerini almışlar. böylece daha az para ile daha büyük işler başarılmis. bana balık verme, balık tutmayı öğret denmiş bir nevi.

    oldukça rahatsız bir ortamda yazdım, hatalarım ve bahsetmeyi unuttuklarım varsa ilerleyen saatlerde editlerim. sağlıcakla kalın.
37483 entry daha
hesabın var mı? giriş yap