9 entry daha
  • sinekkaydı, eline sigara yakışan bir fransızdır kendisi. elvis presley 'in fazlasıyla fransız şarabına bulanmış -görüntü itibariyle tabii müzik değil- halidir. müziği ağızda eriyen bir parça çikolata gibidir. her zaman tatlandırır, ballandırır. hiç yormaz, akıp gider. charles aznavour 'un derin parçası hier encore u bile tüy hafifliğinde icra etmiş, gevşetmiştir. bu yüzden bu adamın daha büyümesi, daha agirbasli parçalar yapmasi gerek. en iyi parçalari da dieu ile ronsard 96 'dir, hareketlilerinden çok. sarap gibi adam, zamanla daha iyi olacak tabii.
    ayrıca türkiye ye konsere gelmiştir çoktan. hem de ankara'ya gelmistir istanbul dururken. fakat ne güsel ki izlemeye muvaffak olabildik. odtü'de kongre salonunda kendisiyle karsilikli göbek attik. bir güsel salsa yaptik. salonda sadece 100-150 kisi vardi zaten. herkes bir ara sahneye hücum etti. yakindan dany, fotograflarindan çok daha karizma, yanik bir teni derin bakan gözleri var hem de yesil. ayrica az seyirci olmasina ragmen hiç de konseri sallamadi, gayet efendi, interaktif bir biçimde konserini verdi. tatmin etti yani her asamada. istekleri yerine getirdi, bise çikti. kulis arkasi imzalarimizi da aldik, pek fukara fransizcamizla iki laklak ettik. müzisyenleri hatta bazi izleyicileri hilton roof'a davet etti yanibasimizda dahası.
    sonra en son olarak jazz a la nouvelle orleans adında bir albüm çıkardı ve albüm sürprizi olarak fly me to the moon u yorumlamış.
76 entry daha
hesabın var mı? giriş yap