6 entry daha
  • nefsin hissesini almaktır bir bakıma.

    yaşadığımız devir, kâm almakta sınır tanımıyor, o zaten hepimizin malumu; ama bakmak istediğim perspektif biraz dar.

    günümüzün "kâm alıcıları" sahiplenmeyi de doyasıya yaşamak istiyor. şayet bir hissi izhar ettiyseniz, bir duyguyu paylaştıysanız, aynı hisleri duyanların alacakları kâm'ın öznesisinizdir artık. "kâm alıcı" sizi perdeler ardına hapseder ve bir daha dışarı çıkmanıza izin vermez. halbuki sizin başka planlarınız olabilir, başka ideallerin peşinde koşabilir, birçoklarının hayalini bile kuramadığını fiiliyatta gerçekleştirmek için yola çıkmış olabilirsiniz; ne var ki "kâm alıcılar"a oyalanacak bir şey lazımdır. onun hedefinde ya kendi nefsinin ya da hislerinin tatmini vardır. siz artık onun azat kabul etmez kölesisinizdir. zihniniz, kalbiniz, ve dahi dakikalarınız onunla atmak zorundadır.

    ...................................

    işinize yaramadığını gördüğünde bela da okur, lanet de eder. bazı "kâm alıcılar" gün gelip de işlerine yarayacağınız ana kadar irtibat kurmazla. kendilerine lazım olduğunuzda ise gülücükler saçarlar.

    başarısız oldukları bir mevzuda ilk kez sayenizde belirli bir şey başarmak üzereyseler veya büyük bir hayal kırıklığının akabinde size rastlamışlarsa, "bulunmaz hint kumaşı" muamelesi görmeniz kaçınılmazdır. böylece hem bütün ümitlerini size bağlarlar, hem de kendinizi bir şey sanmanıza sebep olurlar.

    ...................................

    sonrası ise hüzünlü bir hikayeden arta kalanlardır.

    belki de kırık kalpler müzesi...
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap