• haydar’da, haydar caddesi üzerinde bıçakçı ali ve haydar hamamı sokakları arasında bulunan medreseyi inşa ettiren kişi kanuni sultan süleyman dönemi vezirlerinden hadım haydar paşa’dır.

    cami, çifte hamam ve bir çeşmenin bulunduğu külliyenin içindeki medreseye hicri 974, miladi 1566 yılında, henüz inşaatı tamamlanmamış olduğu halde, ilk müderris olarak bedreddin mahmud habalî tayin edilmiştir. caminin kitabesine göre inşaatın bitiş tarihi 1569’dur. medresenin avlu kapısı üzerindeki kitabesi şöyledir: “intikal eyledi haydar paşa/ gitdi hak rahmetine ol merhum/ vasf idüb didi niâdi tarih/ dâr-ı tahsil mevâl-i ulûm.” medreseyi inşa ettiren haydar paşa, 1563 yılında vefat etmiş ve eserlerinin tamamlanışını görememiştir.

    mimar sinan’ın mimarbaşı olduğu dönemde yapılan eser, istanbul’un en çok yangın gören semtlerinden birinde olması nedeniyle, pek çok kez hasar ve dolayısıyla da tamirat görmüş olmalıdır. daha sonraları birçok kez tamirat geçirmiştir. bu tamiratlardan bir tanesi 1869 tarihlidir. yorgi kalfa tarafından gerçekleştirilen tamirat işlerinin masraflarına bakılacak olursa, bunun bir tamirattan ziyade yeniden yapım olduğu anlaşılmaktadır.

    1914 tarihli raporlarda, medreseden ahşap bir yapı olarak bahsedilmektedir. 1933 yılında hazırlanan pervititch planında “eski tekke” olarak belirtilen medresenin avlusunun iki tarafındaki hücrelerden kuzeydoğudakilerin kârgir olması, yenilenme sırasında eski şeklin korunduğunu göstermektedir. nitekim bugün yıkılmış bulunan medrese odalarından arta kalan kısım da kârgir olup, on altıncı yüzyıl özellikleri taşımaktadır. güneybatıdaki hücreler ise ahşaptır. medresenin, biri kapının yanında fevkâni, diğerleri zemin seviyesinde olmak üzere 16 oda ile 1914’te ders okunmadığı için eşya deposu olarak kullanılan bir dershanesi, çamaşırhane, gasilhane, abdesthaneleri ve şadırvanı ile kuyusu oldukça harap durumdaydı. geniş bir tamirle güzel bir medrese haline gelebileceğini belirten 1914 tarihli rapora dayanarak dârülhilâfe kadrosuna alınan medrese, 1918 tarihinde rumeli muhacirleri tarafından ikamet mekanı olarak kullanılmıştır.

    doğuya doğru hafif eğimli bir yamaç üzerine yerleştirilen medresenin haydar caddesi üzerindeki anıtsal girişinden aynalı tonozla örtülü bir sahanlığa ulaşılmakta, oradan dört basamakla dershanenin bulunduğu düzleme inilmektedir. kare planlı olan dershanenin girişi kuzey yönündedir; giriş önünde bir saçak olduğu, bu cephedeki kapının kemeri üstünde yer alan beşik çatı izinden anlaşılmaktadır.

    dershane tromplu bir kubbeyle örtülmektedir. geçiş öğelerinde ve tepesinde sekizgen bir göbek bulunan kubbe badanalıdır. herhangi bir süsleme görülmemektedir. dershanenin giriş cephesi küçük ayrıntılarla zenginleştirilmiştir. giriş cephesinin iki köşesi de aşağı seviyede pahlıdır; geçişler mukarnaslarla sağlanmıştır. giriş eşiklerinde marmara mermeri ve gebze’den çıkarılan pembe renkli hippüritli kalker almaşık olarak kullanılmıştır. kapı kemeri de aynı taşlarla almaşık düzende yapılmıştır. pencere eşiklerinde de marmara mermerinin yanı sıra gebze taşı kullanılarak özel bir renk etkisi aranmıştır.

    1980’e kadar haydar spor kulübü olarak kullanılan medresede, 1982’den bu yana vakıflar başmüdürlüğü personelinden bir aile bekçi olarak kalmaktadır. genelde bakımsız olan dershanenin, kubbe kurşunları hala yerindedir. ancak aşağı seviyelerde korniş ve örtü malzemesi bozulmuştur.
hesabın var mı? giriş yap