5 entry daha
  • "düşünen şey" anlamına gelen res cogitans, descartes'ın insana verdiği bir isimdi.

    "descartes'ın iddia edilen farklılığı neydi" sorusu ile başlamak gerekir. bunu burada uzun uzun yazamayacağım fakat descartes "meditasyonlar" adlı eserinde bizim sormamıza gerek kalmadan farklılığını iddia ediyor ve kendince gösteriyor da.

    kavramlar ve kelimeler üzerinden gidildiğinde descartes'ın özgünlüğünün derecesi kendisini hasıl ediyor.

    descartes "cogito, ergo sum" önermesinden çıkardığı kadarıyla "düşünen özne"ye "res cogitans" demişti ve bunu "ens" olarak, yani varolan olarak da ayrıca belirtmişti. buraya kadar herhangi bir ışık çarpmadıysa daha yakından bakın.

    şimdi ufak bir geriye dönüş yaparak ortaçağ felsefesine, skolastik ve patristik felsefeye gidelim. orada "varolan" kavramının "ens" olarak adlandırıldığını hatırlayacağız. peki buradan ne çıkar?

    "ens" kavramı, "ens creatum" demektir. yani "yaratılmış olan" ve tanrının niteliklerinden olan sonsuzluk (descartes'ta olduğu gibi) "ens infinitum", yani sonsuz olandır. pekala, tanrı hakkında konuşuyorsak ortaya diğer bir kavramı yani, tanrının "ens increatum" oluşunu, yani yaratılmamış olan oluşunu söylemek gerekir. tüm bunları önümüze alıp yukarıdan geniş bir açıyla baktığımızda descartes'ın bu hususta gerçekten farklı olmadığını görürüz.

    elbette farklı sorular sormuş ve farklı soru sorma tarzları geliştirmiştir. bu yaşadığı felsefi dönemin mecburiyetindendir ama bir farklılık değildir.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap