30 entry daha
  • * kitapta kahramanın türklüğü kendisi için tamamen tali konumdadır. olaylar ve diğer kahramanlar türklüğe neredeyse hiç nüfuz ettirilmez; bu biraz da yapay bir kozmopolitlik kisvesi altında sunulur. ancak türklük daha çok sıyrılmak istenene bir yama gibidir. erkekler için kahramanımızı daha egzotik ve seksi kılar. kahraman için ise sadece iyi bir yüzücü olmasının kaynağıdır. yunan arkadaşı ile beraber iyi yüzücü olmalarını akdenizliliğe bağlar. türklüğü akdenizli ve yüzme becerisi ile anmak oldukça "beyaz türk" işi duruyor. bu ülkenin prestijli yarışmalarda yüzme dalında bir tane bile madalyası yok... türkler gayet "karasal" bir bünyeye sahip ve güreş tutsalar bu türklükle ilgili olurdu.

    * sahte kozmopolitliğin sömürgeciliğe dönüşümü tony ile gerçekleşmiştir. kahramanımız bir "post sömürgeci" olarak kabuk adam'ı kendi "aydınlanmasının" bir terapisti olarak kullanmış; en başından itibaren bu pis kokan, vücudu yara bere içindeki, çirkin adamı sekse "layık" görmemiştir. onun için tony salt ruhsal sağaltımın, "öteki" türle kaynaşmanın, tekinsiz olanı ehlilleştirmenin bir aracıydı. tony kahramanımız için kendi maharetlerini, özgünlüklerini ve ilkelerini sınayacağı bir oyun bahçesiydi. tony'i arkasında bıraktı ve cenevre'de avrupa'da yaşayan rastafari beresi takan bir jamaikalıyla sevişerek "kirlenmeden" ötekiyi içselleştirdi...
47 entry daha
hesabın var mı? giriş yap