6 entry daha
  • "ve sonsuza dek mutlu yasadilar diye biten masallarımız vardı dinlediğimiz... öylesine büyük bir tebessümle dinlenirdi ki bu masallar, en kötü anında bile sonunda düzeleceğini bilerek eksik etmezdik o tebessümü yüzümüzden.

    halının üzerine uzanır yüzükoyun, ayaklarımızı çapraz yapıp oynatırdık aşağı yukarı, bir de elimiz çenemizde kalırdı hep... gözlerimizde mutlu sonu bekleyen ışıltı, kulaklarımızı yüreğimiz kadar açıp dinlerdik...

    her kötü hikayenin sonu mutlu bitecekti, emindik! hep öyle analtılmamış mıydı bize? masallardaki gibi gördük büyüyene kadar hayatı... tebessümümüz eksilmedi gözlerimizden. düşüp kanattığımız dizlerimiz olsa da arasıra bilirdik ki; annemiz gelip öpecek ve tüm acılarımızı unutturacaktı bize... hep böyle olmamış mıydı? en kötü anımızda yanımızda sevgi dolu bir el uzanmamış mıydı... masallarda yaşadık bazen, kül kedisi olduk... o bal kabağının birgün 12ye vuracağı hiç gelmedi aklımıza... sonu mutlu bitiyordu ya.

    "ve sonsuza dek mutlu yaşadılar" dedi hayat bize... ta ki hayatın içine kayan bir yıldız hızıyla düşene kadar. sendeledik sonra, yeni tay tay yapan çocuk misali... gerci o sendelemelerde hep sıcak bir kucak vardı bizi karşılayan. ya şimdi? dengeni korumaya çalışıp dikelmek gerekiyordu güç almadan, ya da salmadan kendini o sıcak kollara...

    zaman bize gösterdi ki, sonu mutlu bitmiyormuş meger herşeyin... hatta mutlu başlayan masallarımız bile acı ile sonlanabiliyormuş... bu daha da acıtıyormuş insanı. masal yaşamaya başlamışken kendini kabusun içinde bulmak da varmış... aklımıza o prensin öptüğü anlardan çok, kül kedisine elma veren cadı daha çok takılır olur. açarsınız kalkanlarınızı daha bir fazla... kalkanlarınızı actıkça da, sonu mutlu biten masalları yaşama olasılığınız azalır gün gectikçe... hiçbir elmayı alamaz olursunuz kimselerden, hep o gülüş gelir takılır kulaklarınıza çekersiniz elinizi...

    "ve sonsuza dek mutlu yasadilar" diye anlatılacak sarhoşluklarınız üzerine kendi masallarınızı anlatmaya başlarsınız hiçbir ele sarılmadan sımsıkı... o masalın diğer kahramanı olmasa da yanınızda siz anlatırsınız yine, dinlemek isteyenlere... sonuna gelince masalın, sorarlar "eeee sonra sonra!"... hafif bir tebessüm edersiniz, gözlerinizde o dönemlerden kalma yürekten gelip yüze yerleşen tebessümünüz gibi.. hani kanatlıdır yüreğin o zamanlar... sonra, kaldırırsınız başınızı güneşe doğru ve dersiniz ki:

    gökten üç elma düşmüş..."
35 entry daha
hesabın var mı? giriş yap