19357 entry daha
  • national geographic'in 'küresel ısınma nedir' videosunda geçen bir cümle var, 'amerika'da 300 kişiye sorduk ve hiç biri küresel ısınmanın ne olduğunu bilemedi'. başkanlarının dahi 'küresel ısınma diye bir şey yok, yalan' dediği, hatta bu başlıkta 'küresel ısınma' diye aradığınızda 2011 yılından kalma 'yok öyle bir şey, yalan o yea' şeklinde bir entry görebileceğiniz bu mevzuyu size basitçe anlatmak istiyorum zira bu mevzuyu anlayan bir kişinin istese de istemese de hayata eskisi gibi bakabileceğine inanmıyorum.

    küresel ısınma nedir? dünya için en tehlikeli canlı neden insandır? küresel ısınma ile ilgili doğru bilinen yanlışlar nelerdir? peki şimdi ne bok yiyeceğiz?

    aslında olay çok basit bir mantığa dayanıyor arkadaşlar, çok da güzel tanımlanmış: sera gazları. bir sera düşünün, hani kışın karın soğuğunda içinde yaz bitkisi olan domatesin bile yetişebildiği bir sera. nedir bu sera? kapladığı alandaki ısının dışarı kaçmasını engelleyen bir sistem, değil mi? böylece seranın içi hep sıcak kalıyor. anneanne battaniyesi gibi de düşünebilirsiniz kendisini, artık hangisi size daha sempatik gelirse. peki nedir bu sera gazları? en önemlileri ve en aşına olduğumuz, karbondioksittir örneğin. keza metandır, azotdioksittir, liste uzar gider. bu gazlar dünyanın hali hazırda atmosferinde zaten bulunan gazlar, üstelik insan türünün yaşaması için de elzem gazlar, zira belirli bir konsantrasyona kadar atmosferi ısıtan ve hayatın oluşmasına elveriş sağlayan gazlar. peki nasıl oluyor?

    güneşten dünyaya gelen ışınların bir kısmı (yerküre ya da atmosfer tarafından emilemeyen kızılötesi ışınlar) yerküreden yansıyarak tekrar uzay boşluğuna doğru yol alır. atmosferden çıkmadan önce sera gazları ile karşılaşan bu yansımış ışınlar, sera gazları tarafından emilir. bu ne demek? yerkürenin faydalanamadığı o güneş enerjisini sera gazları hemen tutuyor ve emiyor, enerji dediğimiz şey bu bağlamda ısı elbette. haliyle atmosferin toplam ısısı yükseliyor. `eğer sera gazları hiç olmasaydı dünyanın bugünkü sıcaklığı suyun donma derecesinin dahi altında olacaktı.` dolayısıyla sera gazlarını seviyoruz.

    fakat insan ırkı ne yaptı?

    insan ırkı, sanayi devrimi diye bir şey yaptı arkadaşlar. fosil yakıtların varlığını keşfetti. bu neden önemli? fosil yakıt dediğiniz şey atmosfere hunharca karbondioksit bırakan bir şey, buna da literatürde karbon emisyonu diyoruz. karbon emisyonu yüksek bu yakıtlar son bir buçuk yüzyıldır bilinçsizce kullanılıyor, bu kavramın ciddiyetinden ancak 1990'larda bahsedilmeye başlandı ve tahmin edersiniz ki halihazırda 1990'lardan çok ama çok daha fazla karbon salınımı yapıyoruz. bu konuyla alakalı dünyada ne gibi önlemler alındığını başka bir entryimde detaylı olarak anlatacağım.

    şöyle şahane bir kaynak var, rica ediyorum siteye girin. grafik, 1880 yılındaki dünyanın ortalama sıcaklığını temel alarak günümüze kadar ne kadarlık bir artış olduğunu ve bua rtışa nelerin sebep olduğunu ya da nelerin aslında sebep olmadığını gösteriyor, ben de size buradan açıklayacağım. öncelikle, küresel ısınmayla alakalı bilim adamları şunu söylüyorlar, eğer küresel sıcaklık ortalama 2 derece artarsa, geri döndürülemeyecek zararlarla karşı karşıya kalacağız. 2 derece size çok az geliyor, biliyorum. burada bile ufkunuzun duvarlarının çatladığını duyar gibiyim... peki şuan dünyada küresel sıcaklık kaç derece artmış dersiniz? 0.9. evet, yolu yarıladık, üstelik 140 yılda yarıladık ve ivme giderek arttığından 2 dereceyi görmemize çok, çok az kaldı.

    'observed' kısmında şuanki sıcaklık artışını göreceksiniz, yani yukarıda özetlediğim durumun grafiğe dökülmüş hali. bir tık aşağı indiğinizde size dünyanın güneş etrafında dönüşünden kaynaklı ısı değişim grafiğini verecek, adına da 'orbital changes' diyecek. devam edelim, peki ya güneş? 'solar' etki olarak güneşin etkisini görebilirsiniz, ki gördüğünüz gibi güneş durduğu yerde duruyor, kendisinin bize kasıtlı yaptığı bir hainlik bulunmamakta. 'volcanic', yani volkanik hareketler ise ilginç bir şekilde yer yer ısıtıp yer yer soğutuyor, yine de 'observed' grafiğini açıklayamıyor. özetle, 'natural factors', yani doğal faktörlerin küresel ısınma artışı ile çok da bir ilgisi bulunmamakta.

    devam edelim.

    peki toprak kullanımı? 'land use' grafiğinde de görüyoruz, aradığımız faktör bu değil. ozon tabakasının delinmesi? kendisi beni en çok şaşırtan bir etmen olarak küresel ısınmada şiddetli bir zarara neden olmuyor. gelelim ozon tabakasının delinmesinde mühim rolü olan 'aerosol'lere; hani şu 'deodorant kullanmayın ozonu deliyor'daki aerosoller. evet, asit yağmuru gibi felaketlere sebep olsa da 'küresel' ısınma mitlerinden biri kendisi, hatta soğutucu bir etkisi olduğunu dahi görüyoruz. bu 'iyi' bir şey değil elbette, hatırlayın, asit yağmurları.

    peki, 'greenhouse gas', ynai sera gazlarına gelelim şimdi. hadi gelelim bakalım. geldiniz mi?

    ta-daaaa. lütfen küresel ısınma yok diyen arkadaşlarımızı etiketleyelim.

    doğal faktörlerin bazıları ve aerosollerin soğutucu etkisi olmasa, sera gazları neticesinde dünyadaki sıcaklık artışı şuan 1.1 derece olacakmış, yani küresel ısınmada sera gazlarının etkisi o 0.9 derecelik artıştan dahi daha fazla!

    bütün 'human factors', ynai insan faktörlerini topladığınız zaman grafik birebir sıcaklık artışı grafiğine denk geliyor. yani biz küresel ısınmayı kendi ellerimizle gerçekleştirmiş, dünya zararlısı canlılarız. buraya kadar hemfikirsek, şimdi ne bok yiyebileceğimiz üzerine konuşalım.

    bilim insanları demişler ki, küresel ısınmayı günümüz kapitalist sistemi ve tüketim toplumlarında gerçekleştirmek ütopik. bari 2 derecenin üzerine çıkarmayalım demişler. hedef olarak da 2100 yılını almışlar. biz 2100 yılına kadar eğer 2.900 gigatondan daha az karbon salarsak, en azından 2100 yılına kadar geri döndürülmesi mümkün olmayan sonuçlar doğmaz. peki sizce bu bilgi paylaşıldıktan sonra (henüz 2018 yılındayız) kaç gigaton karbon salmışız? 1.900 gigaton.

    %65'i bitmiş. anlatabiliyor muyum? 'ivmesi artan', üstelik ivmesi artarak artan. yani nasıl desem, kaydıraktan iner gibi gidiyoruz küresel ısınma felaketine.

    evet sevgili okur, şimdi anladın mı kullanmadığın ışığı dahi neden kapatman gerektiğini? şimdi anladın mı neden büyük arabalar tercih etmemen gerektiğini, mümkünse toplu taşıma kullanman gerektiğini, üzerine bir kazak almak yerine kaloriferi köklememen gerektiğini? şimdi anladın mı neden ayakkabından cep telefonuna kadar aslında fabrika çıkışlı her şeyde tüketimini azaltman gerektiğini? şimdi anladın mı alışveriş çılgınlığı denen şeyin aslında ne kadar büyük bir rolü olduğunu? kapitalizmin, tüketimin aslında yer küreyi tükettiğini?

    anlamadıysan yahut ikna olmadıysan, dünyada 'karbon emisyonu' açısından ne gibi politikalar izleniyor, bir de bunu oku bakalım. belki olayın ciddiyeti seni ikna eder. (bkz: #75505697)
22519 entry daha
hesabın var mı? giriş yap