9 entry daha
  • bir kavgaydı bizimkisi. öğretmenler ilkin onla başlatmışlardı. sonra bir gün, adını anımsayamadığım bir arkadaş elinde bir kalemle çıkageldi. görmüştüm, abimde de vardı ama kullanmak hiç aklıma gelmemişti. biz o kadar eziyet çekerken(kırılması, dökülmesi, açılması...), o sadece ucu ağzına sürüyor sonra yaylım ateşi gibi kelimeler defterlere dökülüyordu. "uçlu kalem"di onunkisi.

    öğretmenimiz farketti onu. bunu bir daha kullanma dedi. arkadaşım çok inatçıydı. her defasında azara rağmen inat etti. benim en çok hoşuma giden, sınıfın dibindeki çöp kutusuydu. oraya gider, hem kalem traşla kalemi açar hem de sohbete koyulurduk. bazı hain planlarımız teneffüsten önce o çöp kutusunun dibinde gerçekleşirdi. toplanma mekanıydı. öğretmene çaktırmamak gerekirdi. çakarsa büyük sorundu.

    zamanla yeni bir teknik gelişti. açacak(kalem traş) üzerindeki vida sökülüp, ordan alınan jiletle kalem uçları açılıyordu. ben pek beceremiyordum. bazı arkadaşlarım bir mızrak gibi incelikle biliyorlardı kalemi. elleri kömür karası olur, ayrı bir hava katardı. tuhaf olan bunu istediğin zaman hiç hayır dememeleriydi. bu farkında olmadan, çocuk bile olsan varoluş sancının belki yatıştırmasıydı. kızlar hiç yapmazlardı. bunu bende denemeye başladım sonraları. ancak bazen elimi keserdim. elimin sancısı dinsin diye ağzıma soktuğumda olurdu ani refleksle. tuhaf bir kan ve kalemin kömür tadı karışırdı.

    anlamadım. bir şekilde çıktı hayatımdan kurşun kalem. bir tek ösymnin sınavlarını girerken kullanmaya başladım. şimdi düşününce farkında olmadan neler neler çıkmış hayatımdan/hayatımızdan.
19 entry daha
hesabın var mı? giriş yap