3 entry daha
  • türk halk edebiyatını kesfedip ortaya çıkaran macar bilgini, (adının türkçe telaffuzu ignâts kûnoş).(22 eylül 1860 -12 ocak 1945 ) yılları arasındaki hayatının çoğunu türk halkları arasında geçirmiş macar yahudisidir. ailesine habsburglarca verilen almanca soyadını “kumanlı” anlamına gelen kunoş şeklinde değiştirmiştir.

    üniversitede seçtiği filoloji bölümünde yöneldiği fin-ogur araştırmalarının ilki macarcayla akraba olan volga nehri civarında yasayan mordvinlerin dili olur. ikincisi ise, bogdan’da yasayan ve macarca’nın en arkaik lehçesini konusan csango’ların (romence ceangai) dilidir.

    üniversite öğrenimi boyunca genel olarak macarca, fin-ugor dilleri ve türk dili alanında yoğunlaşır. üniversite öğrenimini (1884) pekiyi derece ile bitirir. mezuniyetine kadar birçok önemli araştırma ve incelemeye imza atmış olmasından dolayı doktora payesine layık görülerek filoloji doktoru unvanı da verilir.

    mezuniyetinden sonra, macarların kökeni ile ilgili tartışmalarda ön plana çıkan türk ve fin ugor tezlerinin hangisinin doğru olduğunu kanıtlamak için türkolojiye, özellikle de balkanlarda ve anadolu'da konuşulan türkçenin araştırmasına yönelir.

    macar ilimler akademisinden aldığı araştırma ödeneği ile seyahatinin başlangıcında o dönem osmanlı imparatorluğunun otonom bir eyaleti olan bulgaristan'ın tuna kıyısında nüfusunun çoğu türkler’den oluşan rusçuk’ta kalır. burada kaldığı sürede türk dilini ve türk geleneklerini tanımaya gayret eder. rusçuk’ta bir çok adakaleli türkü ile tanışır. onlardan halk türküleri derler.

    istanbul’a geldiğinde tanıştığı özbekler tekkesi şeyhi şeyh süleyman efendi kendisine bir oda tahsis eder. araştırmalarında ihtiyacı olan ikinci şansı ise tekkede adı ömer olan türkleşmiş macar asıllı bir medrese öğrencisidir. bu öğrencinin yardımıyla türkçesini ve arapçasını geliştirir.

    araştırmalarında türk halk edebiyatının muhtelif türlerinden metinler derleyerek bir taraftan diyalektoloji çalışmalarına yönelmiş, diğer taraftan henüz ne avrupalı oryantalistlerin ne de türk bilim adamlarının dikkatini çekmemiş olan türk halk edebiyatını derleyip tanıtmaya başlamıştır. derlediği türk halk edebiyatı ürünlerinden karagöz metinlerini kapsayan kitabı 1886’da üç karagöz oyunu (három karagöz játék) adı altında; köroğlu halk hikayesi, halk masalları ve türkülerinden oluşan ilk cildi (1887’de) ikinci cildi 1889’da osmanlı türk halk edebiyatından örnekler (oszmán-török népköltési gyüjtemény) adıyla macarca olarak yayınlanır.

    çalışmaları boyunca derlediği malzemelerin daha sonraki dönemlerde basılmış veya arşivlenmiş haliyle şöyledir:
    - derviş masalları (dervisch-märchen, 1 dosya)
    - istanbul masalları (türkische märchen aus _stanbul, 1 dosya)
    - allahın hayvan dünyası (das tierreich allahs, 1940-1944, bir dosya)
    - macar dilinde yeni türkçe (osmanlıca) unsurlar [neuere türkische (osmanische)elemente in der ungarischen sprache, 185 yaprak, akademi’nin takdirnamesi]
    - masal anlatıcısı gül baba (märchenerzähler gül baba, macar dogu
    cemiyeti’nde sunulan bir konferans, budapeste 1913)
    - dogu’nun mavi gökyüzü altında (unter der blauen himmel des orients, 1 defter)
    - türk halk masalları (türkische volksmärchen, 1 defter)
    - adakale’den türkçe metinler (1 defter)

    şeyh süleyman efendi’nin lugat-ı çağatay sözlüğünde geçen bazı özbekçe terimlerin araştırmasında karşılaştığı güçlüğü, “osmanlı türkologlarının batıdaki meslektaşlarından çok farklı olduklarını, onlar için bir arapça veya farsça kelime ne yazık ki bir torba dolusu türkçe sözcükten daha değerlidir” sözleriyle eleştirir. bu sözlüğe kelimelerin almanca karşılıklarını da ekleyerek (şejx sulejman efendi’s çagataj-osmanisches wörterbuch) çağatayca-osmanlıca sözlük adıyla ve latin harfleriyle budapeşte’de 1902 yılında bastırmıştır. (not1: sözlüğün bu baskısına pdf formatında internetten ulaşabilirsiniz)

    ayrıca türkiye’de arastırmalar yapmak için maddi destek sağlayan budapeşte’deki yahudi cemaatinin isteği üzerine yahudiler hakkında arastırmalarında istanbul’da yasayan iki yahudi mezhebini tespit eder. bunlardan birisi kırım’dan gelen türk asıllı karaitler [karaimler], diğeri ise dışarıda müslümanlar gibi davranan ve giyinen, ama aslında kendi aralarında yahudi dinini ve geleneklerini sürdüren ispanyol asıllı sefaradlardır.

    gerek anadolu’ya yaptığı seyahatlerde ve gerekse 1915-1916 yılında ı. dünya savaşı’nda avusturya-macaristan ordularına esir düşen türk asıllı rus askerlerinden halk edebiyatı malzemeleri derleme fırsatı bulur. kendisinin özellikle doğu avrupa’da yasayan kırım, kazan, mişer, vb. tatar halk edebiyatından yaptığı derlemeleri de şunlardır:
    - kazan tatar halk masalları (231 yaprak)
    - kırım tatar halk masalları (444 yaprak)
    - miser – tatarca halk türkü ve masalları (161 yaprak)
    - kazan – tatarca halk türküler (212 yaprak)
    - karaimce muhtelif metinler (145 yaprak)
    - kırım’dan nogayca metinleri (24 yaprak)
    - tuna boyunca yasayan tatarlar hakkında derlenmiş metinler (23 yaprak)
    - mişerce sözlük (45 yaprak)

    not2:yukarıdaki bilgiler, szilárd szılágyı’nin, aü sosyal bilimler enstitüsünde 2007 yılında verdiği “ignac kunos,türk folklor araştırmalarında bir öncü” adlı doktora tezinden derlenmiştir.
hesabın var mı? giriş yap