32 entry daha
  • ortaokula gidiyorum, bir albüm çıkıyor piyasaya ve ortalığı kasıp kavuruyor. şarkılar ezbere düşüyor dillerde. bir şarkı takılıyor kulağıma, radyo istasyonlarında gezinti yapıyorum sürekli. pek fazla çalınmıyor ama bir kere, bir kere daha dinleyeyim diyerek kaptırıp gidiyorum kendimi. cepteki harçlık kaset parasına da denkleşmiyor... hafif tozlanmış ve eskimiş bir 90'lık kaset buluyorum evin bir köşesinden. radyoya dayıyorum kulağımı, istasyonları geziyorum mütemadiyen. kasedi yerleştiriyorum, parmaklarım kayıt tuşunda hazır bekliyor...

    ve sonunda kasedime kaydediyorum şarkıyı. bıkmadan üst üste defalarca dinlemeye başlıyorum. hüzünlendiriyor, dalıp gidiyorum sözlerinin eşliğinde bir bilinmeyene doğru. insan bazı şarkılara aşık olurmuş, bunu öğreniyorum. ezbere alıyorum her bir kelimesini, her dinleyişimde bazen sesli ve bazen de sessizce derinden eşlik ediyorum şarkıya.

    ama radyodan çekme işte... ses, şarkının başı ve sonu istediğim tadı vermiyor. harçlığımı biriktirip kasedi almaya karar veriyorum ve sonunda ilk defa bir kaset alıyorum. istediğim bir şeyi yaptığım için mutlu oluyorum. a yüzünün 6. sırasına gizlenmiş ama güzelliği sonradan daha çok anlaşılan, bilinen bu şarkıyı dinliyorum, dinliyorum...

    üzerinden seneler geçen, böyle anısı olan bir eser kış güneşi. kaçamak ve yalnız dakikaların eşi gibi, kulaklara ve insanın içine işleyen sözleriyle... müziği hüznün sesi, sözleri hüznün ta kendisi*

    ... ve şimdi, bir kere daha dinlemeli gecenin bu vakti.
485 entry daha
hesabın var mı? giriş yap