13 entry daha
  • ayça alemdaroğlu 'nun kaleminden, 91 'de nasıl yükselişe geçtiğine dair ipuçlar aldığımız partidir.

    "refah partisi'ni yeniden düşünmek:
    1991 reklam kampanyasının analizi*

    ayça alemdaroğlu**

    türkiye'nin modernleşme tarihinde, gelenek ve geleneğin en önde gelen kaynağı olan islam, modernleşme sürecinin insan hayatlarında yarattığı memnuniyetsizliğin bir temsili olarak politik ve ideolojik bir görev üstlenmiştir. 19.yy dan bu yana islam dini, modernleşme yolunda bir engel olarak algılanmış, bu görüşün devamı olarakta milli nizam-milli selamet-refah partisi çizgisi söyleminin islama olan vurgusu dolayısıyla kemalist modernleşme projesine anti-modernist bir meydan okuma olarak değerlendirilmiştir. refah partisini ve fazilet partisine uzanan o çizgiyi anlamada ve açıklamada sıkça kullanılan bu kavrayış, türkiye'nin siyasal yaşamında önemli bir tıkanıklığa yol açmaktadır.

    bu çalışma, türk siyasal yaşamını ve özelliklede refah partisi geleneğini açıklamada kullanılan modern- anti-modern ikiliği ekseninde şekillenen çerçevenin sınırlarını yeni anlamlar katarak genişletmek ve bu doğrultuda refah partisini yeniden düşünme çabasıdır. bu çaba doğrultusunda, 1991 genel seçimlerinde refah partisi'nin an ajans tarafından düzenlenen reklam kampanyası metinlerine başvurulmuştur.1

    1991 reklam kampanyasının seçilmesindeki temel neden, kampanyanın refah partisi'nin kitle ile kurduğu iletişimde, ruşen çakır'a (1994) referansla, tebliğden propagandaya değişen stratejisini göstermesi açısından önemidir. bu değişim refah partisi'nin oy tabanını kırsaldan kente kaydırma, sadece "inananların" değil kitlelerin partisi olma çabasıdır. reklam metinleri, refah partisinin şehirde kendini yeniden kurduğu anlamları sergilemesi ve bu anlamlar doğrultusunda, partiyi modern anti-modern ikiliği ötesinde anlamak açısından önemlidir. ulusal gazetelerde, televizyonlar ve billboardlarda yayımlanan reklamlar açık olarak refah'ın şehirdeki seçmeni hedeflediğini göstermekte, partinin "modernleşen" yüzünü yansıtmaktadır. partinin kentleri hedefleyen reklamları oy beklentisi ötesinde kentli seçmen gözünde kendini "temize çıkarma", meşrulaşma ve uzlaşma arayışıdır. gerçekten de refah partisi 1991 seçimlerinde ilk defa büyük şehirlerde bir taban bulmuş, geleneksel seçmenini elinde tutarak büyük şehirlere yayılmıştır. kampanyanın önemi ve başarısı refah partisinin programını başarılı bir propaganda stratejisi ile birleştirmesinde yatmaktadır. bu programın adı "adil düzen" dir. içeriğinin ne olduğu değişik çevrelerde çokça tartışılmış fakat parti tarafından tam olarak içi doldurulmamıştır. fakat içeriği ne olursa olsun, adil düzen umutsuzluğa düşmüş, varolan düzenden rahatsız, diğer siyasal partilerden ümidi kesmiş, kültürel ve ekonomik olarak modernleşme sürecinden dışlanmış veya zarar görmüş kitlelere sarılabilecekleri bir ütopya sunma konusunda başarılı olmuştur.

    reklam metinlerine bakacak olursak, türkiye'deki diğer siyasal reklamcılık örneklerinden farklılığı hemen göze çarpar. kısaca söylemek gerekirse, refah partisi'nin 1991 reklam kampanyası diğer partilerden farklı olarak lider imajı yerine, toplumun ekonomik olarak geri kalmış, siyasal ve kültürel olarak dışlanmış, varolan düzenden rahatsız kesimlerini temsil eden kişi imajları ve onların endişeleri, dışlanmışlıkları, ezilmişlikleri üzerine inşa edilmiştir. partinin, türkiye'de toplumun "ezilmiş" kesimlerinde ekonomik yoksunluğun kimlik krizi ile elele gittiğini fark etmesi ve bunu reklamlarda yansıtması, reklamları türkiye'deki diğer siyasal reklamcılık örneklerinden farklı kılmıştır. partinin mesajı "sokaktaki adamı" hedefler. onun sorunlarını, isteklerini paylaşır ve bu sorunların seçkinci olmaktan uzak bir tavırla refah partisi iktidarında çözüleceğini vaad eder.

    reklam metinlerindeki kişi profillerinin iyi bir pazarlama stratejisi sonucunda ortaya çıktığı açıktır. bunu düşündüren ilk neden farklı toplumsal grupların sorunları ve ihtiyaçları kişi imajlarının da yardımıyla metinlerinde başarılı bir şekilde dile getirilmiştir. öyleki metinler bu sorunları yaşayan standard bir seçmen için kendi durumu ile çok kolay yakınlık kurabileceği kişisel anlatımlar içerir. ikinci olarak reklamların yayımlandığı günlük gazeteler okuyucu profiline göre belirlenmiş; ekonomik sorunları dile getiren reklamlar incelenen bütün gazetelerde yayımlanırken (ki bunlar hürriyet, milliyet, cumhuriyet, sabah, zaman and milli gazete) bazı reklamlar örneğin türbanlı bir kız tarafından dile getirilen düşünce özğürlüğü isteği ve kampanyanın en protest metinlerinden biri olan capitalist düzenin, faiz ve fuhuş ile eşitlendiği bir hayat kadınının düzen değişikliği isteği sadece refah partisi'ne yakınlığı ile bilinen gazetelerde çıkmıştır.

    reklamlar gösterirki hedef kitle işçi, memur, köylü, sanayici, genç, emekli, gecekondulu, türbanlı, hayat kadını, demokrat, milliyetçi gibi toplumsal ve ideolojik olarak çeşitli pozisyonlara bölünmüştür. bunların ortak yanları varolan düzenle ilgili ciddi şikayetleri olması ve gelecekten duydukları endişedir. artan enflasyon, dar gelir, yüksek vergi altında ezilen işçi, memur, esnaf ve köylü; aldığı kredinin faizini bile ödeyemeyip iflas eden sanayici, iş bulamayan genç, "huzur" bulamayan emekli, insan haklarına saygı gösterilmesini isteyen türbanlı öğrenci, demokrasiyi, rejimi ve türkiye'nin bağımsızlığını sorgulayan entellektüel ve bunu benzer bir çok toplumsal ve ekonomik konu reklam metinlerinde dile getirilmiştir. metinler, bu kişiler ile refah partisi arasında bir dialog olarak şekillenmiş ve partinin "yeni bir dünya" vaadiyle son bulmuştur.

    yapısal olarak bakıldığında her reklam bir anlatı ve bir imajdan oluşan metinsel bir bütünlük içerir. anlatılar çoğunlukla kişisel hikayeler üzerine kuruludur. ancak türkiye'nin demokrasi, ekonomik eşitsizlik, enflasyon, siyasal yozlaşma, adalet eksikliği, batı'ya olan bağımlılığı gibi sorunlarının daha genel bir perspektiften dile getirildiği anlatılarda vardır. imajlar ise anlatılar ile uyumlu olarak seçilmiş, sakal, bıyık, kasket, başörtüsü ve gözlük gibi nesneler etkin bir şekilde kullanılmıştır. imajlarda insan yüzlerinin yarısı karartılmıştır. bu karanlıkta kaybolmuşların seslenişi olarak yorumlanabilir. ama aynı zamanda insan yüzlerindeki karartı farklı anlamlandırmalara ve çağrışımlara rahatlıkla hizmet edeceği için de kullanılmış olabilir. örneğin, farklı bıyık çeşitleri türkiye'de milliyetçiliğin veya solculuğun sembolleri olarak çağrışıma açıktır. reklamlarda sıkça kullanılan bıyık, yüzlerin yarısı karatıldığı için tam olarak yargıya açık değildir. gözlükde yaygın olarak kullanılan nesnelerden biridir ve özellikle diğerleri ile karşılaştırıldığında daha genel ve entellektüel bir perspektiften yazılmış anlatılara tamamlayıcı olarak kullanılmıştır. reklamlarda gözlük ve bıyık kullanımına ilişkin ilgiç olan bir diğer gözlem ise; gözlük kentli olmanın, merkezde olanın bir göstergesi olarak kullanılırken, bıyık daha çok, kent dışı veya kentin kıyılarında olanın, işleyen çarkın marjininde kalmış olanın sembolü olarak kullanılmıştır.

    reklam metinlerinin diline baktığımızda, dil de kişi profillerine ve anlatılara uygun olarak kullanılmıştır. gündelik dil etkin bir şekilde kullanılmış, örneğin "bereket versin", "hanımın bilezikleri bozdurmak", "ne elde var ne avuçta", "dikiş tutturamamak" gibi sosyal ve kültürel kodlu ifadelere anlatılarda sıkça yer verilmiştir. bu sayede metinler standard bir okuyucuya daha yakın ve açık hale gelmiştir.

    reklam metinlerinin parti ile halktan insanlar arasında bir dialog olduğunu söylemiştim. bu dialogda refah partisinin, dile getirilen şikayetlere ve isteklere verdiği yanıt bazı metinlerde, aslında partinin tüm program ve ideolojisinin adı olarak sunulan milli görüş ve adil düzen vaadinini içerirken, diğerlerinde muhtemelen bu kavramların içerdiği siyasal islam çağrışımı nedeniyle kullanılmasından kaçınılmıştır. örneğin adil düzen, tek bir reklam dışında adil ekonomik düzen olarak geçerken, milli görüş sadece tarım politikasına ve bağımsız dış politikaya olan vurgusu ile iki reklamda yer almıştır.

    reklamlarda ortaya çıkan tablo doğrultusunda iddia edilebilir ki refah partisi'nin toplumsal ve siyasal düzene yöneltiği eleştirinin ve vaadettiği "yeni dünya"nın varolan düzene alternatifi olan, geleneksel olanın dışlanmadığı , anti modern ve gerici olan değil, fakat sekülerlik ve batılılık ile modernlik arasındaki özdeşliğin kırıldığı, geleneksel ile modern arasında varsayılan doğrusal ilişkinin ortadan kalktığı farklı bir modernite tahayülü olarak anlaşılabileceğidir. bunu aslında türkiye'de siyasal alanda milli nizam partisi ile formüle edilip milli selamet ve refah partisi ile devam eden ve aslında kökleri ziya gökalp'te olan kemalist projeye alternatif bir modernlik projesi olarak görebiliriz. kemalist modernleşme projesi geleneksel yaşayış tarzını ve onun en önemli belirleyicilerinden biri olan islamın yerine siyasal ve toplumsal alanda modern, medeni ve positivist değerleri geçirmeyi öngörmüştür. kemalist proje genelde modernliğin batılılaşma ve laiklik ile koşut görüldüğü bir modernlik tahayülünün yansımasıdır. buna karşılık ziya gökalp'i takip eden refah partisi geleneği, gökalp'in medeniyet-kültür ayrımı temelinde, bir anlamda islam ve modernliğin bir sentezini oluşturmaya çalışmıştır. bu anlayış, modernliğin sadece batı'nın bilim ve teknolojisiyle özdeşleştirildiği, kültürünün ve yaşayış tarzının ise dışarıda bırakıldığı bir modernlik anlayışıdr. dolayısıyla önemli olan sadece modenleşmek değil aynı zamanda kültürel değerleri ve kültürün en önemli unsuru olan islamı değerleri koruyarak bağımsız olmaktır. fakat bu anlayışa göre, batı'nın kültürünü ve yaşayış tarzını benimseyerek bağımsız kalmaya olanak yoktu. bu aslında taha parla'nın da vurguladığı gerikalmışlık kompleksinin eşlik ettiği savunmacı bir moderlik tahayülüdür. ama hiç kuşkusuz ki kemalist projeye bir altenatif yaratmaktadır.

    ziya gökalp'in ve onu takiben refah partisi geleneğinin andrew davison'ın secularism and revivalism in turkey kitabında ortaya koyduğu "alternatif modernlikler" kavramlaştırması çerçevesinde daha iyi anlaşılabileceğini düşünüyorum. modern siyasetin, davison'un (1998) dediği gibi, "laik-modern önyargısı", dinin ve siyasetin ayrı iki alan olduğunu ve dinin geçmişe ve gelişmemişe ait olduğu için siyasal alandan tümüyle dışlanması gerektiğini öngörmüştür. bu bağlamda din ve geleneğe olan vurgunun canlanması ve bunun üzerinden yürütülecek bir siyaset, modern siyaset açısından ekonomik ve toplumsal ilerlemeye zarar veren gerici bir harekettir.

    dolayısıyla, modernist projenin tamamen batı'daki tarihsel ve toplumsal değişiklikleri baz alarak ama evrensel bir iddiayla ortaya koyduğu bu siyaset tahayülü, davison'un da vurguladığı modern siyasetin dinamiklerini anlamakta yeterli olmamaktadır. daha önce bir çok kez tekrarlandığı gibi (eisenstadt, 1970; tipps, 1973, sarıbay, 1985; göle, 1999) modern olan hiç bir zaman gelenekseli tamamen yok etmiyor. geleneksel olan kurum ve semboller varlıklarını modern olanla birlikte sürdürüyorlar.

    ancak batı'nın bir çeşit monopoli kurduğu sosyal bilimler bu türden bir varoluşu anlamakta yeterli olamıyor. aynı şekilde modern siyaset bilimi de islamın siyasal alanda canlanmasını ya tamamiyle gözardı ediyor ya da siyasetin gerici unsuru olarak değerlendiriyor. bu noktada "alternatif modernlikler" kavramlaştırması bize modern siyasetin dinamiklerini modern-gerici ikilemi dışında bir perspektiften bakabilmek bir açılım sağlıyor.

    bu kavramsal çerçevenin refah partisi ve o geleneğin modern türkiye'nin siyasal hayatındaki yerini anlamada ve türkiye'de siyasal alanının sınırlarını genişletmede yararlı olacağına inanıyorum. bu bağlamda refah partisi ve o geleneği gerici diye tamamen dışlayıp gündemden düşmeyen bir parti kapatma davası içinde olmak ve türkiye'deki siyaseti bu açıdan bir çıkmaza sürüklemek yerine, bu geleneğin devlete, topluma ve bireye yaklaşımını anlamanın ve ürettiği politikalara bakmanın gerekli olduğuna inanıyorum. ancak böyle bir değerlendirme sonucunda refah parti'sinin kendini farklı olarak tanımladığı ya da farklılığa itildiği noktalarda ürettiği alternatifler var mıdır?; var ise bunlar siyasal ve toplumsal amaçlar doğrultusunda ne kadar yararlıdır görebiliriz.

    tekrar reklam metinlerine dönersek, aslında refah partisinin yarattığı alternatif sadece geleneksel olanı ve gelenekselin en önemli faktörü olan islamı dışlamamasında değil aynı zamanda halkın sistem partileri denen partilerden umudunu kestiği anda ekonomik, siyasal ve kültürel olarak dışlanmış ve ezilmişden yana olan radikal tutumudur. reklamlarda da açıkça görünen bir yanda refah'ın radikal siyasal söylemi, diğer yandan muhafazakar olan toplumsal tahaülüdür. bu noktada tekrar ziya gökalp'e başvurmanın, refah partisi'nin kendini reklamlarda da ele veren toplumsal muhafazakarlığını anlamada yararlı olacağını düşünüyorum.

    gökalp toplumu ortak bir takım ahlaki ve kültürel değerlere dayanan organik bir bütün olarak görüyor. toplumsal uzlaşma, toplumsal barış, dayanışma ve komuniteye olan güçlü vurgu bu kavramlaştırmanın en önemli unsurları. reklamlar gösteriyor ki, refah partisi de ahlaki yozlaşmayı gerek siyasetçiler gerekse toplumsal düzeyde, varolan toplumsal düzenin çürümesinde en önemli sebep görüyor. reklamlarda, toplumsal dayanışmaya ve huzura olan vurgu hemen hemen her metinde dikkat çekiyor. bu bazı reklamlarda komünitenin, bu mahalle olur aile olur, diğer üyelerinden yardım alma teması olarak kendini gösteriyor, bazılarında artan sokak serserileri azalan toplumsal huzur olarak ortaya çıkıyor.

    gökalp'e paralel olarak refah partisi'nin gözünde toplum bir takım mesleklerden ve gruplardan oluşan sınıfsız bir bütünlük. reklamlara bakacak olursak toplum işçi, köylü memur gibi yaptıkları iş temelinde bir takım sosyal gruplara bölünmüş. onları partinin reklamlarında birleştiren tek faktör hepsinin varolan düzenden rahatsız olmaları. dile getirdikleri sıkıntılar her zaman bir türden dışlanmışlığı, ezilmişliği içeriyor. refah partisi toplumsal ve ekonomik olarak çıkarları çatışan grupları sosyo-ekonomik ezilmişlik ve düzenden memnuniyetsizlik temelinde eşitliyor. oysa ki bir işçi ile batmış bir sanayicinin ezilmişlik derecesinin onları sorunsuz bir şekilde eşitliyecek kadar aynı olmadığını dikkate almıyor. parti, "memnuyetsizler" ve "ezilmişler" kategorisi içerisindeki eşitsizliği tamamen gözardı ediyor. dolayısıyla öne sürdüğü "düzen değişikliğinin" kimi ne kadar memnun edeceği belli değil.

    refah partisi'nin toplumsal muhafazakarlığı aslında türkiye'de her türlü toplumsal farklılığı bir tür komünite mensubiyetine dönüştüren kollektivist söylemin bir yansıması. son olarak söylemek gerekirse, refah partisi her ne kadar toplumun daha önce söz almamış kesimlerine hem örgütsel yapısı hem de reklamlarda da açıkça görünen söylemi ile seslerini duyurma, onları toplumsal olarak hareketlenmeleri için bir alan açma iddiasında olsada, ben partinin bu alanı toplumu kontrol edilebilir ve ideal olana uygun olarak değiştirilebilir bir bütünlük olarak görmekle baştan sınırladığını düşünüyorum.

    dipnotlar

    * bu metin, türkiye sosyal bilimler derneği'nin, 6. ulusal sosyal bilimler kongresi'nde (kasım 1999, odtü, ankara) sunulmuştur.

    ** bilkent üniversitesi, siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümü.

    1 refah partisi, 1991 genel seçimlerine reklam kampanyasının hazırlanmasından sonra, seçimlere çok az bir süre kala türkeş'in milliyetçi çalışma partisi ve edibali'nin islahatçı demokrasi partisi ile ittifak yaparak girdi. dolayısıyla kampanya sadece refah partisi'nin insiyatifinde hazırlandı. hatta birkaç seçim bölgesi dışında ittifak partileri ayrı ayrı kampanya yürütmüşlerdir.

    kaynaklar

    çakır, r. 1994: ne şeriat ne demokrasi. istanbul: metis.

    davison a. 1998: secularism and revivalism in turkey. new haven, london: yale university press.

    eisenstadt, s. n. 1970: "breakdowns of modernisation.", in eisenstadt ed., readings in social evolution and development. london.

    parla, t. 1985: the social and political thought of ziya gökalp 1876-1924. leiden: e.j. brill.

    sarıbay a. y. 1985: türkiye'de modernleşme din ve parti politikası: milli selamet partisi örnekolayı. istanbul: alan yayıncılık.

    tipps d. c. 1973: "modernisation theory and comparative study of societies: a critical perspective", ccsh, v.15, n.2 march, in sarıbay, türkiye'de modernleşme din ve parti politikası: milli selamet partisi örnekolayı. "

    http://www.let.leidenuniv.nl/…/tulp/research/aa.htm
41 entry daha
hesabın var mı? giriş yap