2 entry daha
  • insanın türkçesinin yetmediği yerde arapçasını değil de ingilizcesini (universal soul) kullanmasıyla bizi yere sermiş, dağıtmış, benliğimizi ele geçirmiş çevirilere sahne olmuştur.

    geçen mecidiyeköy'de gezerken john's coffe, yani john'un kahve dükkanına, bildiğin coninin kahvesine denk geldim. ondan beri böyle taşak geçecek bir şey bulabileceğimi sanmıyordum memlekette. ingilizce niye?

    edit büdüt: süper ingilizcesi olan birileri vardı buralarda. baktım da göremedim.

    zamanının ötesinden gelen edit: siz bana o ingiliz kaşığıyla arap boku yiyen herifi bulun, vallahi özür dleyeceğim.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap