• filmi izlemiş olmama rağmen, "eraserhead'i izledin mi?" sorusuna "hayır" cevabını verecek bir kişiden hiçbir farkım yok, yine bir sik anlamadığım david lynch filmi olarak kişisel tarihime ekledim.

    filmi izlerken başrol oyuncusunun (henry) sandalyede oturup bir yerleri pis pis kestiği sahnede uyuyakalmışım, uyandığımda herif hala sandalyede oturmuş tip tip aynı yere bakıyordu. 10 dakika boyunca yine öylece izleyiverdim. meğersem uyumadan evvel filmi durdurmuşum. öyle de bi film.

    bir de filmin etkisine girince kafayı çiziyor insan. gidip bir çorba koyayım kendime dedim, tabağın taştığını gördüğüm halde çorba eklemeye devam ediyordum. pederin götüme çaktığı jeneriklere geçecek dömi voleyle kendime geldim. sonra götümü tekmeleyenin bizim peder değil de acaba hangi imgeleme tekabül ettiğini düşünürken bir kepçe çorbayı pederin kulağına akıtıvermişsim. peder beyse sağlı sollu tokatlarla adeta mutfakta devleşiyordu.

    lan neyse, öss'deki bütün soruları yanlış yapmak gibi bir film işte.
  • benim oedipal üçgenin insan üzerindeki baskısının ve arzunun * elde tutulamazlığının altında ezilen bir adamın karar aşaması olarak izlediğim filmdir.
    film oedipal dramayla açılışını yapar, kahramanımızın kendisiyle özdeşleştiği, bir o kadar başka biri olmak istediği tanrısal yaratıcılık diyarında yaşayan adam* tarafından bir cenin figürü gönderilir. benim tanrısal yaratıcılık diyarı diye adlandırdığım yer baba’nın kanununun* geçerli olduğu, yaratılan ceninin geliştiği uzayda bir bölge olarak görülmektedir.
    --- spoiler ---
    filmin ilerleyen sahnelerinde göreceğimiz gibi henry’nin başkaldırısı bu dünyayı yok edecektir.
    --- spoiler ---

    olayların gelişimine hakim, her şeyin başlatıcısı bu fallik babadan, bir anlamda henry’nin baba olduğu zaman dönüşeceği kişiden sonra üçgenin öteki ucunu, anneyi görürüz.
    henry kız arkadaşının evine çağrıldığında evdeki anne figürü henry’ye sarkar, henry’nin bu durum karşısındaki tavrı çekimserdir, ürker, annesiyle ilişki kurarsa onu hadım* edeceğinden korktuğu baba figürü hem tanrısal bir varlık olarak en yukarda hem de bulundukları odanın biraz ilerisinde durmaktadır. evdeki pısırık baba kızı hamile bırakılmış bir babanın sahip olacağı hiçbir tavrı benimsemez, orada sadece babalığın varlığını göstermek için bulunmaktadır.
    filmin içeriğini karar alma olarak yorumlamama sebep olan sahne anne, kızı ve henry arasında geçen konuşmadır. annenin dediğine göre ortada doğmuş bir şey vardır yalnız henüz çok küçüktür ve ileride bir bebeğe benzeyip benzeyemeyeceği kuşkuludur. burada kız atılır ve küçük de olsa onun bir bebek olduğunu söyler. bu cümle kürtaj karşıtlarının cenin için “henüz bir bebek olmasa da o bir varlık” demeleriyle benzerlik göstermektedir.
    tekrar başa filmi kız arkadaşının hamile olduğunu öğrenen ve kürtajla evlilik arasında kalan, bir karar vermeğe çalışan bir adamın bilinçaltında gelişenler olarak seyredebilir miyiz? ben böyle yapmayı seçtim.
    henry kız arkadaşının doğurduğunu öğrenince burnundan kan gelir, kendisi evet derken vücudu kürtajı onaylıyor gibidir. filmin içinde kesilen el yapımı minik tavukların kürtaj sonrası kanama benzeri bir kanama geçirmesi de henry’nin içinden geçirdiği bu isteğin dışavurumudur. karar verene kadar henry’nin bocalaması tatilde olmasıyla pekiştirilir. henry bir karar alana kadar bütün hayatı askıda kalacaktır.
    evlilik hayatları boyunca karısı bir yok olup bir geri gelir çünkü henry bilincinin yönettiği dünyasında henüz evlenme kararı alamamıştır. evdeki, ceninin biraz büyümüş, biraz ucube hali yaratık da hem ne yapacağına karar veremediği çocuğu hem de kendi babasıyla olan ilişkisinin bir simgesidir.
    bu durum yetmezmiş gibi henry kadın ile ne yapacağını da düşünmektedir ve asla yakalanamayacak olan arzu nesnesi değiştikçe değişir. bir yanda hayatına bir sokup bir çıkardığı, onun için artık çekiciliğini kaybetmiş kız arkadaşı vardır ve henry açık bir şekilde onun kendisini hadım edeceğinden korkmaktadır. bu sebeple postadan gelen penisi ya da spermi simgeleyen varlığı ondan gizler. evlerinin içindeki küçük evimsi dolapta bu varlığı onun gözlerinden saklar. dolap henry’nin iç dünyası, kimseyi sokmadığı kişisel özgürlük alanıdır.
    ikinci kadın ise asla ulaşılamayan, asla kirletilemeyen fallik anne imgesidir. bu kadın evin tek sıcak köşesi olan kaloriferin, benim okumama göre koruyucu anne rahminin içinde yaşar ve üstüne düşen spermleri ezer, çünkü kirletilemez meleksi bir varlıktır. henry’nin hep kavuşmak istediği ama baba’nın kanunu’nun ona yasakladığı meleksi anne figürüdür bu ve ona şarkısında cenneti ve cennetin içinde kendini vaad eder. henry’nin kendisini eksik hissettiği diğer kadınların tersine bu kadın ona hep arayışında olduğu tamlığı sunmaktadır.
    üçüncü kadınsa henry’nin elde etse de ona bağlı kalmayan, sürekli başkasının elinde olan ve bundan dolayı çekiciliği artan kadındır ki henry bütün cinsellik istediğini bu kadınla bir sperm havuzuna dalarak tatmin eder.
    bu kadınla birleşmesi onu tekrar oedipus kompleksinin içine çeker. belirsizleşen arzu nesnesi tanrısal yaratıcılık diyarını gözlemekte, yaratılması muhtemel başka bir çocuğun çekirdeğine bakmaktadır. baba’nın hakim olduğu bu dünyanın korkusundan henry annenin koruyucu rahmine sığınır ve burada babasıyla özdeşleşmesi had safhaya varır. kendi kafası patlar ve ortaya geleceği belirsiz çocuğunun kafası çıkar. henry'nin kafası kan içinde boğulur bu babanın düzeninin yıkılmasının ilk aşamasıdır. bundan sonra henry babasıyla olan çekişmelerinin tehdidindeki başka bir baba oğul ilişkisini reddedecektir. babası olmak istemez bu yüzden baba olmak da istemez.
    ana rahminden fantazisinde kurduğu evlilik hayatına döner dönmez hadım edilme korkusuyla iç dünyasına kapattığı penisini ya da spermini özgür bırakır. varlık aile ağacının üzerinden geçer ve özgürleşir. kararını verip özgürleşen henry de gidip ceninin kundağını açar, kundak açıldığında bebeğin içini görürüz.
    --- spoiler ---
    henri kozamsı kundaktan aslında kendini özgürleştirmiştir. ceninin organlarının deşip onu öldürdüğünde tanrısal yaratıcılık diyarı patlar, babasının düzeni artık yıkılmıştır. onun emirlerinden kendisini azad etmiştir ve artık babasının kendisini hadım etmesinden korkmamaktadır. kürtaj kararı alınmış, cenin doğmadan öldürülmüştür, babalığın reddedilmesiyle babası gibi olmanın korkusu da ortadan kalkmıştır. henry bu kararın ve babanın baskısının artık bulunmamasının rahatlamasıyla hayalinde kendini tam bir varlığa dönüştürecek annesiyle rahimde tekrar birleşir. sarılırlar, beraber olmalarını engelleyecek, aralarına girecek bir baba baskısı artık bulunmamaktadır.
    --- spoiler ---
  • kanal 1 filmi silgi kafa ismiyle oynatıyor ve digiturk ekranınzda şöyle bir özet geçiyor: "bir zombi ve kız arkadaşının korku dolu hikayesini konu alıyor"

    (bkz: sensin zombi)
    (bkz: sizi tarih affetsin)
  • david lynch'in 1977'de yazdığı, yapımcılığını yaptığı, yönettiği, seti düzenleyip etrafın temizliğini yaptığı, anlaşılması neredeyse olanaksız olan filmi. marjinal anlatımlar, kafa karıştırıcı metaforlar, simsiyah imgeler, ürkütücü simgeler, enteresan göstergeler ve garip mecazlarla dolu olan film; sanayileşmiş bir toplumda yaşamanın ve bu sanayileşmiş dinamiğin bir parçası olmak zorunda kalmanın insanın hayatını nasıl kabusa çevirdiğini anlatan bir filmdir diyebiliriz, ancak sadece bu yetmez. zira bu karanlık görüntünün ortasında yaşamak zorunda olmak ve bunu olanca ağılığıyla taşımak da vardır. herkes gibi henry'de hayatını kazanmak için bir iş de çalışmak zorundadır. ve çalıştığı iş, bunaltıcı atmosferiyle onu iyice içinden çıkılmaz bir cendereye sıkıştırmıştır. garip de bir kız arkadaşı vardır. onunla yürüttüğü ilişki de diğer herşey gibi anlaşılmaz derecede rahatsız edicidir. üstüne üstlük bir de kız arkadaşı hamile kalmıştır; bu nedenle mecburen onunla evlenmiştir. böyle garip bir karı-kocadan hilkat garibesi bir bebek gerçekten doğmuş mudur, yoksa bu bebek de henry'nin nice kabusundan biri olarak mı görünür bilinmez. ama ucube bebek; henry'nin evlilik, babalık, yaşamak,ve varoluş korkularının somutlanmış halidir. bir nevi henry'nin karmakarışık ve kaotik iç dünyasının bir simgesi konumundadır.

    --- spoiler ---
    henry nin hayat, kadin, yani kısaca üreme korkusunun ve evli çiftlerin birbirlerini aldatmalarının imgesi olan spermvari yaratıkların gözüktüğü kabus sahneleri, baba olmanın ya da olacak olmanın ve zamansız evliliğinin getirdiği sorumluluğun yükü, durmadan çalışan makinelerin sesleri yüzünden sürekli uğuldayan endüstrileşmiş, kapkaranlık bir dünyaya hapsolmanın sıkıntısı, henry'ye kapana kısılmışlık duygusunu var gücüyle yaşatır. tek kaçış noktası yatağının yanındaki radyatörün arkasında düşlediği veya gördüğü küçük sahnede şarkı söyleyen kadındır (bkz: lady in the radiator). ne zaman dayanamayacak kadar daralsa oradan yükselen ışığı görür. o kadın kirletilemez, o kadın o pislik içindeki dünyada tek temiz kalmış şeydir henry için. çünkü o, sahnedeyken yukardan düşen spermsi yaratıkları olanca masumiyetiyle ezer; o kirletilemez. ilahi bir şarkı söyler o kadın (bkz: in heaven everything is fine).. yani cennette her şey güzeldir. ya da şöyle çevrilebilir, heaven bir anlamda tanrı da demektir, yani tanrı'nın yanında her şey mükemmel ve güzeldir. henry için -umutsuzluk ve çıkışsızlık içinde hapsolanların çoğu için hatta- kaçış noktası ölümdür. umutsuzluğunun doruk noktasında kundağına sarılı, öylece masanın üzerinde yatan bebeğin kundağını keser fakat umduğu görüntüyle karşılaşamaz henry. kundağa sarılmış bir bebek bedeni görmeyi bekleriz biz de henry gibi ama görülen şey bebeğin içidir. henry kundağı kesmekle bebeğin bedenini kesmiş, içini açmıştır. bir anlamda kendi kozasını yırtmış ve kendisiyle, iç dünyasıyla yüzleşmiştir. gördükleri karşısında iğrenen, tahammülü tükenen henry, bebeğin iç organlarını kundağı kestiği makasla yaralayarak bebeği yani aslında kendini öldürür. filmin başından bu yana görünen, spermvari yaratıkların geldiği gezegen yıkılıp dağılmakta, gezegendeki cildi hastalıklı adam acı çekmekte, yok olmaktadır. henry intihar etmiştir. bembeyaz bir ışıkla beraber o ulaşılamaz, kirletilemez masum gülümsemesiyle "o" kadın çıkagelip henry'ye sarılır. henry'nin yüzünde ağlamaklı, hüzünlü bir huzur ifadesi vardır. sonunda tüm yüklerinden, sorunlarından, sıkıntılarından, sorumluluklarından kurtulmuş, her şeyin iyi olduğu cennete doğru, bu şarkıyı söyleyen melek eşliğinde yola çıkmıştır.
    --- spoiler ---

    başrol oyuncusu john nance'le -filmdeki henry spencer- david lynch'in kendisini özdeşleştirdiği bir filmdir bu; zira henry'nin saçları lynch'in saçlarının tıpatıp bir yansımasıdır. bilen bilir, david lynch'in saçları da aynı henry'ninkiler gibi havaya dikilmiş, kabarık ve dağınıktır. henry'nin tüm iç sıkıntıları, korkuları, umutsuzlukları lynch'in kendi korkuları, umutsuzluklarıdır kısacası. neyse ki david lynch, henry spencer gibi intihar etmemiş, bize üstünde "bu ne demek acaba?", "burada ne anlatmak istemiş olabilir ki şimdi?" diye düşüneceğimiz başka filmlerini izleme şansı tanımıştır.
  • --- spoiler ---

    henry toplumdan izole yaşayan içine kapanık bir adam. her içine kapanık adam gibi geniş bir hayal dünyası var. bir şekilde kendini bulan sorunlara karşı direnme gücü olmadığından onlardan kaçınmaya, onları görmezden gelmeye veya sadece kafasında yarattığı bir dünyada aşmaya çalışıyor. hemen herkesin günlük hayatında az ya da çok arkasına sığındığı savunma mekanizmalarını biraz abartan bir arkadaş. bu tür karakter yapısına sahip insanlar var olan sorunlarını olduğundan daha korkunç görme eğilimindedir. bu da çözümü zorlaştırır, hatta imkansız kılar, bir tür kısır döngüye sokar.

    filmdeki absürd/korkutucu öğelerin bu abartma eğiliminden doğduğunu ve henry'nin korkularının bize, onun gözünden gerçeküstü bir şekilde gösterildiğini düşünüyorum. henry nelerden korkuyor? kadınlardan korkuyor. sorumluluk almaktan korkuyor. dışarıdaki dünyadan korkuyor. genel olarak gerçeklikten korkuyor. bu gerçeklikten kaçmak için çok daha korkutucu olan hayallerine sığınabiliyor.

    ortada premature bir çocuk var. kendisinden olup olmadığı belli değil. hatta büyük ihtimalle başkasından. naifliğini kullanarak çocuğu buna bir şekilde kakalıyorlar. birdenbire kendini, umudunu kesip resmini yırttığı bir kadınla evli buluyor. premature olmasından dolayı özel ilgi gerektiren bebek ise ona çok daha korkutucu görünüyor. annenin de sorumluluk alacak olgunlukta olmaması sırtındaki yükü artırıyor. bebekle ilgilenmek istiyor, ama korkuyor. kadın dellenip evi terk edince sonunda bebekle yüzleşecek cesareti kendinde buluyor. zira kadın artık olmadığına göre bir şeyler yapmak zorunda. sahip olduğu karakter yapısını harekete geçirebilecek tek itki yumurtanın hepten göte dayanması.

    lynch sinemasının metaforlarını, imgelerini yorumlamak kolay iş değil. lynch'in hayatını, filmi çektiği dönemi bilmek gerektiği gibi diğer filmlerini de okuyabilmek gerek. çünkü lynch'in filmleri birçok ortak öğeye sahip. hatta inland empire'da olduğu gibi, önceki filmleriyle/kısa filmleriyle bir şekilde bağ kurulmadığı zaman hiçbir anlam ifade etmeyebiliyor. o yüzden bu film için kapı şunu simgeliyor, tokmağı bunu nitelendiriyor, deliği bilmem neyi anlatıyor mevzularına giremem.

    bununla birlikte, bana bariz görünen birkaç nokta da yok değil. örneğin ne zaman büyük sıkıntı duysa gözü pencereye gidiyor (hayatından kaçma isteği). kaloriferin arasında bir sahne ve dans eden kadın hayal ediyor (öne çıkma, kendini gösterme, ilgi çekme, var olma isteği). komşu kadınla zina yaparken yatakta boğulması (vicdan azabı). kesmeye çalıştığı tavuğa bi haller olduğunu hayal etmesi (başarısızlık, beceriksizlik korkusu). sahnedeki kadına sonunda dokununca yok olması (sevdiği kadını tanıdıktan sonra yaşadığı hayal kırıklığı). makine, tren seslerinden ürkmesi, rüyasında kafasının seri silgi üretimi yapılan bir makinenin hammaddesi haline getirilmesi (yaşadığı sanayi toplumundan korkma) vesaire vesaire vesaire.

    filmin sonuna doğruysa, henry'nin ruh dünyası birbirine zıt bir şekilde yorumlanabilecek bir yola girer. bu çelişik durum benim cahilce yorumum da olabilir. şöyle ki, çocuğun sorumluluğunu üstlendikçe gerçeklik sınaması yavaş yavaş yerine oturur; hayal dünyası yıkılır, radyatördeki kadın ortadan kaybolur, kendisini ayarttığını hayal ettiği vamp, fantazmatik komşu kadın eve başka bir adamla gelir vs. ne var ki bu yıkıma dayanamaz ve cinnet geçirip çocuğunu öldürür. bu sorunu ortadan kaldırınca radyatördeki kadına yeniden kavuşur. eski dünyasına döner
    veya, gerçekliklikten o denli kopar ki, kasıt olmaksızın çocuğunu öldürür ve hepten tırlatır.

    --- spoiler ---

    ama bu, filmi yalnızca bir kere izlemiş birinin yorumu. ikinci kez izlemeye ne zaman götüm yer bilmiyorum. sıkıldığı zaman söylemeye çekinecek entel dantel birini bulursam bir daha izlerim herhalde. o zaman yazdıklarım bana bile mantıksız görünebilir. siktir et, sanki her kuşu siktik bi eraserhead kaldı.
  • anlayıp anlamadığınızı bile anlayamadığınız bir film.
  • yemişim imgeleri, bilinçaltını, sembolikliği yarrak gibi film afedersin. amına koyim hepiniz mi sinema eleştirmenisiniz anlamadım ki. yok buna benziyor, yok şuraya gönderme, yok dışa vurum, dönüşüm bilmem ne. o kadar vaktimi yedi lan bu film. bi sik de anlamadım.
  • ne kadar anlatırsanız anlatın karşınızdaki bir bok anlamayacağı için yazdıklarınızın başına spoiler ibaresi koymanın gereksiz olduğu film.
  • sinema tarihinde düş'e en yakın şeylerden biri. anlatmaya ve çözümlemeye çalışmak hata olur, not bile almamalı. kubrick filmi hayattayken kankalarına tavsiye edermiş, filmdeki bebeği nasıl yaptığını öğrenmek için de para teklif etmiş, fakat lynch üstadı memnun etmemiş.
  • hayatimda görüp görebilecegim en abuk filmdir. accayip degildir sürreal degildir bambaska biseydir bu. bulamadim uygun bi sifat bu film icin. bu filmden sonra mulholland drive a lost highway e sevgiyle bakar oldum. ne kadar da normalmis ne kadar da siradan olaylar oluyormus der oldum. eraserhead dedigimiz bu filmde bi saniye bile normal bi olay olmuyor. hadi konusunu anlamayalim onu gectim bari normal karsilayacagimiz olaylar gelissin. ne biliyim arabadan insin biri kapisini kapasin sonra. yemek yesin de elini yikasin birisi. biri telefonla konussun. birisi esnesin uyusun falan. ne olur lütfen. diger filmleri de manyakti da bu david lynch in en azindan böyle olaylar olurdu rahatlardik. ha evet dünyadayiz hayattayiz derdik. bu filmde oda yok. onun yerine bi cuval pislik var.
hesabın var mı? giriş yap