• iş ilanlarında zikmek için eleman arayan firmaların kullandığı, işin yoğunluğunu şirin göstermek için kullanılır genelde, "sabahın 07:00 sinden gecenin bi yarısına kadar köpek gibi çalışacak eleman arıyoruz" un, kibar halidir.
  • ingilizce ilanlarda "flexible working hours" seklinde gorulebilecek olgu. tabii elin gavuru bunu icat ederken, gunluk 8 saat olan calisma suresinin baslama ve bitis saatlerinin belli kosullar dahilinde esnetilebilecegini ongormus. "ben sabah uykusunu seviyorum, 11'den once calismaya baslayamam" diyene, ogle tatilini de dikkate alarak, "aksam 7'ye, 8'e kadar calisirsin o zaman" denmis. sabah erken kalkma problemi olmayip, hava kararmadan kendini isyerinden disari atmak isteyenler icin de uygun gelmis bu esnek calisma saatleri. ama tabii guzel yurdumun ozel hayati hice sayan calisma ortamlarinda esnek calisma saati, "sabah 7'de cok onemli bir toplanti var, ha unutmadan, aksam ya da haftasonu icin de program yapmazsaniz iyi olur" demeye geliyor artik. reklam, bilgi islem gibi kimi sektorlerde, ne istedigini bilmez, doyumsuz, ve de egitilemeyen musterilerin de katkisiyla adeta bir yasam tarzi esnek calisma saatleri; esnet esnetebildigince, en zararsizindan kurdesen dokmeye kadar yolu var.
  • cali$ana tek faydasi sabahlari bir saat fazladan uyumak, i$yerine faydasi da fazla mesai odemekten yirtmak olan bir konsept. hicbir esnek cali$ma saati patronun sizi gormek isteyebilecegi anlarda $irkette bulunmamanizi ho$gormez, "efendim arkada$ esnek ondan gelmedi" dinlemez.
  • mesai saatlerinin sizin muhtelif yerlerinize doğru esneyeceği manasını taşır
  • asla çalışanın menfaatine esnemeyen mesai saatleridir.
  • sabah 8de isin basina gelip aksam 8 ile 10 araligindaki esnek zaman diliminde isten cikabilmek..
  • "sikecek adam arıyoruz" temalı iş ilanlarının vazgeçilmez klişesi.
  • yasadigimiz ücüncü dünya ülkesinde bu terimin anlaminin "bir sorun ciktiginda haftasonu da ofise gitmek" yada "bir isi yetistirmek icin gerekirse isten gec cikmak" degil de düzenli olarak her hafta 7 gün boyunca 12 ila 24 saat arasi calismak oldugunu bildigim icin, karsilastigim yerde irkiliyorum; ki üc yil bizzat katlandim bu kosullara...
    pavlov'un köpeklerinden biri gibiyim hattâ.. "esnek" dendigi an oldugum yerde dogrulup kacis yollarini hesaplamaya basliyorum gergin bir bicimde.

    az önce bir telefon görüsmesi sirasinda "esnek calisma saatlerine hazir misiniz?" sorusuna, kendimi bile sasirtarak, söyle bir yanit verdim: "orji de var mi?"
    insan kaynaklarinda calisan arkadasla aramizda bir sessizlik oldu haliyle. sessizligi zar zor bastirilan bir kikirti izledi; ki bekledigimden daha olumlu bir tepkiydi.
    "kastettiginiz buysa haftanin her günü ortalama 18 saat calismaya istekli degilim." dedim.
    "anliyorum." dedi arkadas.
    "anladiginizi biliyorum." dedim.
    karsilikli iyi günler dilestik, ve sasirtici bir ferahlikla sonlandi diyalog.
  • adını sikeyim. sanırsın şöyle:

    - patron. saat 4 ama sıkıldım yav. ben kaçayım mı?
    + durduğun hata bilader. hava mis. git de iki bira at. esnek nasılsa

    24 saat çalıştıracaklar olm
  • bir günü eğer otuz saate çıkarmayı başarabilirlerse ancak o zaman destek vereceğim olay. arkadaş 12 saat çalışıyoruz 8 saat uyuyoruz, 2 saat de yolda geçiyor. e haliyle de sikerim esneğinizi amına koduklarım, ömür ulan bu ömür. yediniz bitirdiniz gençliğimi...
hesabın var mı? giriş yap