• türkiye'de bir kısım kendini yurt dı$ında bictiren insanlar dı$ında 1980'lerin sonu 1990'ların ba$ında patlamı$ olan ameliyatlar bütünü.
    genelde estetik kaygı icin yapıldıgı kabul edilmez ''burnumda et vardı'', ''çene kemigim konu$mamı etkiliyo'' gibi gudik sebepler öne sürülür.

    artık ülkemizde de olduka geli$mi$ bir duruma gelen estetik icin yurt dı$ına cıkı$lar azalmı$tır. bunun tek sebebide 1980'lerde daha bu i$ icin doktorlar egitimsizken kendilerini onlara teslim eden sosyetenin cefakar insanlarıdır.

    (bkz: acemi nalbant zenaatini gavur e$$eginde bellermi$)

    bugun cemiyet haberlerinde nerede sacları sarı, tiner koklamı$ gibi bakan, burun delikleri ramazan pidesi gibi olan bir orta ya$ insanı görürseniz bilinki o vakt-i zamanında estetik cerrahi'nin ilerlemesi icin kendisini feda etmi$tir.
  • kişiyi mutlu ediyorsa gereklidir. hele yakinlarindan birisi bu karari verirse insanın, yaninda olmak şarttir. yillar önce bir kiz arkadaşim- şimdi nasil diyor siz kanka, pampa- sevgilisinden ayrilmişti. nasil kötü bir ayrilik anlatamam. yillarca süren sevgililik ve ihtirasli, tutkulu bir ilişkiydi yaşadiklari. sonra bir gün çocuktan mektup geldi. bir dolu güzel,süslü lafin içinde " aslinda ben seninle evlenmeyi hiç düşünmedim. bizimki aşkti ama evlilikle bu aşki öldüremezdim. şimdi sen benim eski aşkim değil, eskimeyen aşkim olacaksin" anlamina gelen ve " mantik evliliği "yapacağini açiklayan bir mektup. yüceltiyor güya ama aşağilamanin da kralini yapiyordu. aylarca kendine gelemedi arkadaşim. sonra bir gece bizim bilanço yemeğinde bir dolu fotoğrafimiz çekilmiş, o fotoğraflara bakiyoruz arkadaşimla, birden döndü ve" yaa benim burnum bu kadar kötü mü gerçekten?" ben de baktim fotoğrafa ama bana kötü gelmiyor, benim için o burun arkadaşimin burnu. " profilden çekilmiş, ondandir" itirazlarimi hiç dinlemedi ve estetik cerrah arayişina başladi. hiç kimseye söylemedik, o yillik iznini aldi, gittik ve burnunun ucunu aldirdik. ben içimden psikolojik tahliller yapiyor ve o kadar cani yaniyordu ki sevgilisinden sonra, gerçekten canini yakarak unutmaya çalişiyor diye düşünüyordum. ama inanin, o ameliyattan sonra arkadaşimin acisi azaldi ve o ameliyat onu hayata döndürdü. kendini daha iyi ve mutlu hissetti.

    o zibidi geçenlerde facebooktan bulmuş beni, bir mesaj eşliğinde arkadaşlik talebi göndermiş. mesaji okurken küfrettim tabi. diyorki mesajinda" biliyorsun değil mi? sen benim eski değil, eskimeyen dostumsun."

    edit: her sevgilisinden ayrilan estetik olsun demiyorum . ama fiziksel bir kusur çok rahatsiz ediyorsa sakincasi yok estetik ameliyatin benim fikrimce.
  • üniversite arkadaşlarımın mezun olup, para kazanır kazanmaz topluca yaptırdıklarından şüphelendiğim ameliyat.
  • kadınların artık bir deformasyonu düzeltmek ya da fazlalıklara form vermek için değil, genç görünmek ve yaşlanamayı inkar etmek için peşine düştükleri nane. amaç kafa kağıdında ne yazarsa yazsın genç ve (hala) doğurgan görünmek. bunun için kırışıklıklar gerdiriliyor, dudaklar dolgunlaştırılıyor, mimikleri kaybetmek pahasına botoks yaptırılıyor. hariçten gazel okumak kolay, ama şöyle bir etrafa bakınca bu dünyada hiçbir şeyin yaşlılara hizmet etmediğini görüyoruz: televizyonda yaşlılar sabah programı sunmuyor, halivud filmlerinde başrolü yaşlılar oynamıyor, moda dünyası yaşlıları giydirmek istemiyor. bu alem gençlik pınarının etrafına inşa edilmiş bir şehir ve orada ikamet etmek istiyorsanız, yaşlı bile olsanız genç görünmek zorundasız.

    not: bunları 70 yaşındaki raquel welch'in benden güzel ve genç görünen yüzüne bakarken düşündüm:(
  • [şimdi ortada nip/tuck gibi bi dehşetengiz bi örneği varken, bu ameliyatları eleştirmenin pek de bi manası kalmıyor, farkındayım; ve fakat, günlerdir içimde dönüp dolaştığı için yazmadan edemedim..]

    neysse,, yüzzyıllaar öncesinden beri filan; kadınlar bi şekilde "güzel.." görünmek için türlü-çeşitli yollar denemişler ve estetik ameliyat da, bunun günümüz versiyonu..
    misal, aklıma ilk eski mısır'da kadınların kafalarının üzerine kokulu yağ şeyleri (tamm adını bilmiyorum..) asmaları, kontes bathory'nin kan donduracak gençleşme çabaları geliyor: bu sonuncusu, çoğu black metal grubuna ilham vermişse de, o çağlar düşünüldüğünde pek de iç açıcı olmasa gerek-
    özellikle de kurban sizseniz..
    sonrasında daha normatif yöntemler filan: makyaj malzemeleridir, gençleşmek için uygulanan tariflerdir filan: (daha da..) sonrasında bitkisel çözümlerin yerini kimyasal bi dünyaya bırakması filan-
    korselere hiiç girmiyorum :))

    ve bu tür güzelleşme çabalarının günümüzdeki karşılığı da bu ameliyatlar olmakta: bu ameliyatlara karşı herhangi bi önyargım, şuyum buyum yok: göz altı torbalarım kilometrelerce öteden belli olduğunda, ya da daha büyük göğüs istediğimde (küçükler, eet..) ben de bıçak altına yatabilirim: yani hiiç öyle "mimik kırışıklarımla mutluyum ben: herr birinde bi anı saklı onların.." romantikliğine bulanmayacağım..

    ancak işşin başka bi boyutu var ki, beni düşündüren asıl şey bu: bakıyoruz abicim/ablacım, bu tür ameliyatların uygulanmaya başlandığı tarihten (bilimsel bi hava yaratmak istedim bi an, ama tarihi bilmiyorum..) itibaren, belli eğilimler göze çarpmaya başlıyor-
    hollywood filmleri bu tür "dönemsel.." kadın estetiği hakkında olağanüstü ayrıntılı örnekler sunmakta tabii, takdir ediyoruz..
    belli dönemlerde "in.." olan şeyler, sonrasında fecii şekilde gülünç geliyor-
    gerçi moda dediğimiz şeyin varoluşu bu, ve fakat: ortada o günün modasına göre bu tür ameliyat yaptıran kadınlar açısından ciddi bi sorun var: bu ameliyatların bağımlılık yaptığını duymuşsunuzdur: bunun açıklaması herr ne kadar "ameliyat olduktan sonra insanlar vücutlarının farkına varıyor ve beğenmedikleri yönlerinden eskisine oranla daha çook rahatsız oluyorlar.." gibi bişii olsa da, bu estetik ameliyat trendlerinin de fecii payı var: günümüzden şöyle bi örnek veriym: angelina jolie dudağına sahip olmak için, dudaklarını şişiren kadınların 10 yıl sonra (da..) aynı dudak modelinden memnun olacağını kim garanti edebilir?? ya da, angelina gibi başka bi "dudak ikonu.."nun piyasa tarafından gazlanmayacağını-
    kulağa ütopya gibi mi geliyor bunlar peki??

    daha (da..) kötüsü şu, bazı ameliyatlar için yaş sınırı neredeyse dibe vurmakta: "17 yaşında burnun gelişimi tamamlandığından rinoplasti uygulanabilir.." deniyor misal: bu söylemin bilimsel ayağı muhakkak vardır, ve fakat "17.." gibi bi yaş, sizce de küçük diil mi?? yoksa, burnun gelişiminin tamamlanmış olması mı önemli-
    kaldı ki, genetik/çevresel faktörlerin bu 17 yaş sınırına hiiç mi etkisi yoktur??
    sorun burada, bilimsel etik denilen ve anlamak için hiçbi çaba sarf etmediğim naneye geldiğinden kesiyorum..

    daha (da: daha da..) kötüsü şu ki, bu ameliyatların ortaya çıkardığı tek-tip popülasyon: hakikaten o kadar birbirinin aynısı burun/gerilmiş yüz görmekteyim ki, bu plastiklik karşısında öylece donup kalıyorum-
    biz de mi öyle olucaz lan 50li yaşlara geldiğimizde??

    neysse,, estetik ameliyat dozajında iidir, abartıldığında bi işşlevi -hakikaten, kalmıyor.. ya da daha "özgün.." işşler çıkarsın plastik cerrahlar: hemm belki o zaman ben de 17 yaşıma geri dönüp, bi dizi estetik operasyon geçirebilirim, ahah..

    *: güzel görünme çabası-egemen erkek kült/ür bağıntısı da, başka bi entrynin konusu olsun: yeterince uzadı zaten entry..
  • "zorla güzellik" in oluru.
  • valla yaptırcam billa yaptırcam, yeter artık. allah baba bana göz kapağı yerine iki adet bonfile vermiş ya resmen. çıkan deriyi de türk hava kurumuna bağışlar sevap point kazanırım hem.
  • boşu boşuna yaptırılan şey. beni seven böyle sevsin derim, sevmediklerimin de göz zevkini ihya edeceğim diye uğraşmam.

    şimdi ben hayat boyu gözlemliyorum, estetikle güzelleşmeye çalışan ve başaran arkadaşlarım o kadar tipsiz adamlarla evleniyorlar ki utanmasam bu adamın nesine güzelleştin, eski haline bile fazla bu senin diyesim geliyor.

    tabi en önemlisi kendini olduğun gibi sevmek ve saygı duymak.
  • doğru ellerde yaptırılırsa son derece faydalıdır. ama tutup da instagram’daki şişirilmiş/satın alınmış takipçi sayılarına göre kendinize doktor seçerseniz sonu kesinlikle fiyaskodur. geçen nişantaşı’nda bir arkadaşımın muayenehanesine gittim, kendisi hacettepe mezunu, son derece başarılı bir doktor. her neyse; dudak dolgusu için gelen kadını, “hiç ihtiyacın yok dolguya.” diyerek geri yolladı, -ki gerçekten de hiç ihtiyacı yoktu.- instagram cerrahı olsa muhtemelen havada kapardı o hastayı. mesleki etik ve mesleki yeterliliğin gerçekten çok önemli olduğu bir uzmanlık alanı plastik cerrahi.
  • geçen gün bir türlü inceltemediğim bacaklarım için gittiğim estetik cerrahı dinledikten ve uygulamalarının sonuçlarını gördüğüm an aklımdan "ben de bu tedaviyi yaptırmalıyım" oldu. ama fiyatı duyduktan sonra hızla oradan uzaklaşıp, spor salonuna gittim. alt tarafı bacaktan yağ çekme operasyonu, istenen fiyat 20 bin lira. hemen olmaz ama paşa paşa sporumu yaparsam ilerleyen yıllarda ince bacaklı olabilirim.
hesabın var mı? giriş yap