• bunlardan birisi de benim; hemen üstteki entride de malın önde gideni olduğum yazılmış.

    bir üstteki arkadaşa katılıyorum, son 5 yılda işim icabı 15 farklı ülke görmüşümdür, bir çok kişinin facebook'ta paylaşmak için öleceği fotoğrafları arşivimde saklar, dostlarımla bazı gece içmelerinde açar, eğleniriz. zaten en yakın 3 dostumdan ikisinin de bu sosyal hesapları yok. e diyorlar ki: "eski arkadaşlarını buluyorsun". ya ben zaten sevdiğim, görüşmek istediğim insanları bir şekilde bırakmıyorum. bahsettiğim dostlarımdan ikisi ilkokul arkadaşlarımdır. 25 yıl önce ilkokuldan birilerini daha bulsam ne olacak? kardeş mi olacağız bu kadar zaman sonra?

    twitter'ı gezi zamanında açmıştım, sonra gereksiz ve yorucu buldum. bir de oradaki tipleri görünce onlardan birisi olmak istemedim. kültür diyorsanız konuşacak bir kaç kelamımız var elbet ama onu da cemiyette seslendirmeyi tercih ediyoruz.

    instagramı da yemek fotoğrafı ve sadece kendilerinin "selfie"lerini çekenler yüzünden sevmiyorum.

    özetle tüm bunlardan uzak durmak istememin sebebi insanların elinin altında olmaktan kaçınmak. bu kadar kolay ulaşsınlar istemiyorum bana. zaten herkesin birbirine benzediği şu ortamda özgünlüğünü birazcık olsun korumanın önemli olduğunu düşünüyorum. özellikle de erkekler için..

    adam gidiyor, facebook'ta (onlar feys diyor tabi) çiftlerin fotoğraflarının altına "cnm yaa cokh yakışmışsınız" yazıyor, sonra gelip beni burada mallıkla suçluyor. neyse...
  • erkeğin özüdür. olgundur. ağır başlıdır. liseli değildir.

    hayatını paylaşma, göz önünde olma ve beğenilme kaygılarından uzakta yaşar. anı yaşar. anı telefonu, kamerasıyla değil, gözleriyle doya doya zihnine kaydeder.
  • başıma bir iş gelmeyecekse fevkaladenin fevkinde etkileyici bulduğum erkeklerdir. zaten sosyal medya denen bataklıktan midesi bulanmış birisi olarak tanıştığım bir erkeğin bunu hiç kullanmıyor olması oldukça ilgimi çekiyor. ben erkeklere yakıştıramıyorum zırt pırt telefon çıkarıp fotoğraf çekmeyi, çek in yapmayı, fotoğraf paylaşmayı, kedi görüp videosunu çekmeyi, sürekli buralarda gezinip like etmeyi, ayyyyy selfie yapmış olması, hele yüz yüze bulunduğunuz zaman sürekli telefonuyla oynaması erkeğin kezbanı izlenimi yarattığından mütevellit gözümde değersizleştiriyor. bunları boş işler ve zaman kaybı olarak değerlendiren erkeklerin çoğalması ümidiyle yazıma son veriyorum.
  • bir kuş kadar özgürdür. yaptığı hiçbirşeyde hiçkimseyi haberdar etmek zorunda değildir. dilediğini yapar. sağda solda durup fotoğraf çekinme zorunluğuda yoktur. gördüğü manzaranın tadını çıkarır. check in yaptıktan sonra kimler beğenmiş diye telefona bakmaktan manzarayı kaçırmaz. anı yaşar.

    bunlar kendisiyle alakalı olan kısmıydı.

    bir de gereksiz akrabaların , düğün, nişan, sünnet, doğum ( ki bunlar başkalarıyla genelde paylaşılan şeyler) anlarını izlemek zorunda kalmaz. parantezin içini açıklamak icap ederse: malum artık sosyal medya çıldırmış durumda, insanlar düğünü sünneti geçtim sıçtıklarını dahi an be an paylaşıyorlar. utanmasalar pisliklerinin resimlerini çekip koyacaklar. ki inanın bunu yapsalar daha doğru olur. en azından bir tepki olabilir bu sosyal medya çılgınlığına.

    neyse çok uzattım ve lafın nereye gideceğini ben dahi bilmiyorum her zamanki gibi.

    vel hasılı kelam. benimdir efendim o erkek. özgürüm. sadece özgürüm.
  • orospu çocuğudur.

    bunca yazılan şeyden, tartışmadan sonra konu illa ki buraya gelecek. şimdiden yazayım dedim.
  • benim lan o. ohh ya, demek ki tek değilmişim.

    edit: birkaç yorumu okuyunca eklemek istedim.

    1. hepsini kendi isteğimle hatta hayatimda kimse yokken yillar once kapattım.
    2. ne mutlu ki param var ve iyi para harcarim. bu yüzden mevzubahis mecralarda paylasabilecek binlerce enstrümanım da oldu.
    3. internet kullanirim.
    4. ucana, kacana atlama konularini ortbas edebilmek niyetiyle de kapatmadim. zaten o zamanlar yalnizdim.

    yani basliga konu olan erkek bu kadar sacma sapan cocuksu elestiriyi haketmeyen bir erkek de olabilir.

    tamamen kisisel tercih meselesi. gereksiz buluyordum, o yuzden kapattim.
  • bu benim beyler. övgüler için teşekkür ederim. bence de hakediyorum.
  • kimse yazmamış ama biden fazla* kızı aynı anda idare eden erkek de olabilir. zira sosyal medya böyle bir durumda işi riske atar. daha çok dikkat, bahane, uğraş gerektirir. kapatırsın sosyal medyayı ne beraber çekilmiş fotoğraflarla uğraşırsın, ne herkesin göreceği canımlı, aşkımlı mesajlarla...

    çoğu kimse övmüş de böyleleri de var yani.
  • facebook'u açıp, boş boş ekrana bakmaz, yemek yedikten sonra şükreder, instagram'da paylaşmaz, tweet atıp takipçi aranmaz. boş muhabbet etmek yerine dolu dolu konuşur, gösteriş meraklısı olmaz.

    sevin onları,
    sarılın, sırtına iki "pıt pıt" yaparak.
    üzmeyin, hayat yoruyor zaten. tek seferde anlayın.
    bir de siz yormayın!..
  • kullanmıyorum, kullanırken kendini kaybedene de sinir oluyorum.dün akşam üç tane arkadaşım geldi mesela, bu adamların ikisi 33 diğeride 26 yaşında ve ikisi evli.hemde yeni evlendiler ve çok düzgün çocuklar öyle kız peşinde koşmadıklarına eminim.geldiler üç saat felan oturduk, rahat iki saatini şu ekranı kaydırma hareketini yaparak geçirdiler.ya iki laf konuşuyosun ya cevap veremiyolar, ya saçma sapan cevaplar veriyolar.bu işin erkeği kadını yok ama erkek olupta bunlarla ömür çürütenlere ayrıca bi illet oluyorum.
hesabın var mı? giriş yap