• biz bilsek de bilmesek de bu kainatta her şey titreşir veya bir başka deyimle tesbih eder. titreşen şeylerin de elbette bir titreşim frekansı vardır. işte bu frekansların farklılığıdır ki, iki varlığı birbirinden ayırır; daha doğrusu onları iki ayrı varlık haline getirir. eğer titreşim frekansları aynı olsaydı birbirleri içinde eriyecekler ve tek bir yapı olacaklardı.

    kainatı katı bir gerçeklik olarak görmek yerine bir frekanslar okyanusu olarak değerlendirirsek her konuda çok daha isabetli teşhisler koyabiliriz. zira kainattaki tüm işleyiş titreşim frekansları üzerine inşa edilmiştir.

    "kişi sevdiği ile beraberdir" hadisini ele alalım: bu hadisin anlamı, kişinin spritüel bedeni, başka bir kişinin spritüel bedenine yakın titreşim frekansına sahip ise bu ikisi beraberdir, demektir. aynı zamanda her ikisinin de ahlakı birbirine benzer durumdadır. eğer her ikisinin de titreşim frekansı %100 eşitlenirse bu ikisi birbiri içinde eriyecek ve fâni olacaklardır. ancak böylesi bir beraberlik daimi olarak sürdürülemez. bir müddet sonra ikisi arasında az da olsa bir fark meydana gelecektir. böyle olmasaydı tek bilinç iki ayrı bedende hüküm sürmeye devam edecekti.

    gördüğümüz gibi kainatta her şey, titreşim frekansları ve onun tabii sonucu olarak sevgi, yakınlık ve ahlak üzerine bina edilmiştir.

    ahlakları aynı olmayanların birbirlerini sevemeyeceğini,
    ruhlarının titreşimlerinin birbirine yakın olamayacağını,
    hem dünyada hem de ahirette beraberliklerinin asla söz konusu olamayacağını bilmek lazımdır.

    hani bazı tipler vardır! "biz falanca hazreti çok severiz" vs. derler; sanki kuru bir iddia ile bu işler oluyormuş gibi. adamın ruhunun titreşim frekansı, bırakın o hazretinkiyle aynı olmayı; onun devesininkinden bile daha düşük. dolayısıyla ahlakının hiç alakası yok o hazretle.

    sevgisi???

    tabii ki yalan...

    yalan, cehalet, ahmaklık iç içe geçmiş...
  • beynimizin yaydığı frekanslar vardır. bunlar alfa (8–12 hz), beta (13–30 hz), theta (4–8 hz) ve deltadır (0.1–4 hz). (beyin dalgalarını 1924’de keşfeden alman psikiyatr hans berger ile başlayan laboratuar testleri sonucunda beynin alfa, beta, teta ve delta dalgaları diye adlandırılan elektriksel etkinliklerde bulunduğu saptanmıştır.)

    beta frekansı bilinçli yaptığımız gün içinde yaydığımız frekansımızdır. alfa frekansı uykuya dalmak üzere yaydığımız frekanstır. kendimizde yaptığımız kuantum çalışmaları ve olumlama telkinlerini bu frekansta bilinçaltımıza kaydederiz.yaptığımız her olumlama ve inanç değişikliği için 21 günlük periyotları 3 ay devam ederek bilinçaltımıza kaydedip sonuçları görmeye başlarız. kişi kendi üzerinde alfa frekansında çalıştığında 3-6 ay arasında yeni inancını bilinçaltında aktif hale getirir. teta frekansında ise hemen olur.

    teta frekansına derin meditasyon ve uyku hali diyebiliriz. bu frekans bilinçaltımızın yaydığı frekanstır. çocuklar 6 yaşına kadar teta frekansından yayın yaparlar. bilinçaltımızda kayıtlı tüm negatif inançları bu frekansta anında değiştirebiliriz. en yaratıcı oldukları dönemdir ve herşeyi kaydederler. o yüzden çocukların ilk 6 yılı çok önemlidir ve bu nedenle ailelerin bu döneme çok dikkat etmeleri gerekmektedir.
  • bazı insanlar konuşma esnasında, karşısındaki insan fikrini değiştirsin diye "kendine gel" manasında omuzlarını kavrar, öne arkaya sallayarak onları sarsarlar. bu hareket, ruhumuza işlenmiş içgüdüsel bir bilgidir. her düşünme kalıbının kendine has bir frekansı olur ve düşüncemizi değiştirmek isteyen kişi, bu frekansı bozmak için kişinin bedenini sarsar. titreşimsel şok verir. tıpkı gitar teline dokunarak istediğimiz notayı elde etmek gibi.
    hayatın kendisi de böyledir. bir yerde yanlış giden bir düzen varsa, önce orada kaos çıkarılır. mevcut frekansı bozulur. ondan sonra yeni frekans işlenmeye başlatılır. yeni düzen bu şekilde kurulur.
  • uzatmaya gerek yok harmonik hareketin tekrarlanısh hızı
  • bir olayin bir saniye icinde kac kere gerceklestigini ifade eden birim.
  • birim zamandaki tekerrür sayısı. tekerrür eden şey bir sinyal ya da devam filmlerinin başarısızlığı olabilir.

    periyot'un çarpmaya göre tersidir. birimleri adet/zaman formatındadır. hertz popüler bir frekans birimi olmakla birlikte tek frekans birimi değildir. yeri geldiğinde şeftali/milenyum da en az hertz kadar bir frekans birimi olabilip, bir milenyum içinde stratosferden yannışlıkla uzaya kaçan şeftali frekansını ifade edebilir. son milenyumda bu sayıda bir önceki milenyuma göre sonsuz kat artış olması (misal frekansın sıfırdan bire çıkması) endişe yaratabilir.
  • hayret kimse yazmamis.
    insanlar arasinda olusan ya da olusamayan iletisim uyumu. frekanslariniz tutarsa konusursunuz tutmazsa konusmak istemezsiniz konussaniz da konu bile belki bulamazsiniz. kisaca muhabbet sarmazsa frekansimiz uyusmadi denir. cok da kitabin ortasindan konusmaya gerek yok. evet bu degerli bilgiyi eksisozluk veritabanina katarak online ortama tasidigim icin gurur duyuyorum. *
  • her canlının yaydığı bir enerji frekansı var. enerji tablosun içinde bulunduğumuz duygunun auramıza ve diğer insanlara nasıl yansıdığını görebilirsiniz. utanç, suçluluk enerjisi içinde olmak ölüme yakın bir durumdur. ne zaman cesaret etmeye başlarsanız o zaman yükselişe geçersiniz. ve bir ekleme sizin enerjinin 100mhz iken birlikte olduğunuz kişinin enerjisi 400mhz olamaz. aynı frekansta olmadığınız kişi ile birlikte olamazsınız. enerjinin dinamiğine aykırı.

    bu yazıyı okumaya devam etmeden önce çakralar ile ilgili yazdığım yazıyı okumanızı öneriyorum.

    buda saraydan ayrıldıktan 3 yıl sonra aydınlanma enerjisine ulaşmış. aydınlanma enerjisinin frekansı 700-1000 mhz arasındadır. eğer ben aydınlanacağım diye meditatif bir hayat yaşamıyorsanız bu enerjinizin bu frekansa ulaştığı tek an orgazm anıdır. bu anı bilinçli bir şekilde yaşarsanız çok farklı sonuçlar ortaya çıkartabilirsiniz. her bilginin herkese verilmemesi ve her yerde paylaşılmaması gerektiğine inandığım için bu konuyu detaylandırmayacağım.

    biz 3. çakra boyutundayken düşük enerji yayarız. ne zaman 4. çakra boyutunda yaşamaya başlarız işte o zaman enerjimiz kendi gerçekliğinin ulaşabileceği üst sınıra ulaşmış olur. sevgi enerjisini sadece karşı cins olarak düşünmeyin. eril/dişil denge, şefkat, merhamet, koşulsuz sevgi, takdir edebilme, kabul verme, affetme... gibi konuları kapsıyor. kalbiniz açıksa insanları yargılamazsanız, kategorilere ayırmazsınız. 4. çakra ile çalışmak, ilgilenmek önemli. çakraları sırasıyla yazmak istiyordum ama önce 4. çakrayı yazacağım.

    dünya'ya geliş amacınızı, potansiyelinizi gerçekleştirmek istiyorsanız sevgi enerjisine ulaşmak ve bunu yaymak için kendinizle çalışmalar yapın. iki yıldır bu konu ile ilgileniyorum hala "oldu, tamam!" diyemiyorum. bazen geriye gittiğiniz, bazen yerinizde saydığınız ama her şeyin sonunda sevgiyle dolacağınız bir süreç bu.
  • insan kulağı 20–20.000 hz aralığındaki titreşimlere tepki gösterir.
    diğer canlılar ise;
    insan= 20–20.000 hz
    mavi balina=2- 20 hz
    katil balina(orka)=0.5–125.000hz
    fil =1 hz ile 20.000hz
    gergedan=5 hz te birbirlerine sinyal gonderirler
    güvercin=0.1 hz kadar dusuk sesleri duyabilir.
    fare=1000–100.000 hz
    kedi=100–60.000hz
    yarasa= 2000hz ile 110.000hz arasindadir.
    köpek=65–45.000hz

    frekansı ölçmenin başka bir yolu ise olayın kendini tekrar etmesi arasında geçen süreyi tayin etmektir, zira frekans bu sürenin çarpmaya göre tersi olduğundan dolaylı olarak elde edilebilir. iki yineleme arasında geçen süreye periyot denir ve fizikte genellikle t ile gösterilir.
  • ses atmosferin dışında yayılmaz, çünkü sesin yayılması için hava gereklidir. örneğin kalkış yapan füze 120 desibel ses üretir. yüksek sesli müzik 90 desibel üretir. normal insanın konuşması 50–60 desibel gücüne eşittir.

    ses dalgaları,
    katılarda yaklaşık olarak 5000 m/s hızla yayılır.
    suda 1453 m/s hızla yol alır.
    havada 340 m/s yol alır.
hesabın var mı? giriş yap