gibi

• bana öyle geliyor ki bu efsunlu kelime olmasa insanın meramını anlatması da mümkün olmazdı.
  
  gerçeklikle ifade arasında oluşan gerginliği dengelemeye muktedir "gibi".
• benim gözümde, hayatın anlamını deli gibi kurcalayan, mizah ve dramanın en şahika örneklerini veren, aşk, yalnızlık, dostluk, aile, sevgi gibi konularda absürd kalkanı ardından gülle gibi izleyeni sersemleten tespitler yapan, tekrar tekrar seyredilecek müthiş dizi louie'ye en çok yaklaşan proje oldu. ayakta alkışlıyorum, umarım devamı gelir. benim övmem de böyle işte. (bkz: bak yazılı gibi başladı sözlüye karar verdi)
• kılık değiştiren olayların yakın dostu. sanki sürekli hatırlamaya çalıştığım bir şey varmış gibi. unutmuşum gibi. bu fotoğraf izlediğim bir filmden bir sahne gibi. bu şarkı hayatımın bir anının fon müziği gibi. onu daha önceden tanıyormuşum gibi. tadı biraz acı gibi.. tam istediğim gibi.
• bir ışık seli düştü ^* yanıma bir gün.
  ışıdım. aydınlandım.
  tutmaya çalışmadım.
  şiir gibi , öykü gibi masal gibi bir şey oldu.
  büyüdü, uzadı, genişledi; roman gibi oldu sonra.
  romanın en güzel yeriydi, düğüm çözülecekti.
  yazar yoruldu.
  yazmadı gerisini.
  mola.
  şimdi ben özleyiş gibi,
  şimdi ben bekleyiş gibi,
  şimdi ben hasret gibi,
  şimdi ben sevmek gibi,
  öyle gibi...
• "yüzlerce keşke yazabilirim buraya.
  ama ne yazık ki,
  keşkelerim arasından hangisini en öne seçeceğimi bile bilmiyorum.
  
  “gibi” yapıyorum her şeyi."^*
  
  düşerken gözümden haber vermediler... ben de çok saftım. çocuk boğan rüzgarlarda koşmaya çıktım. elde ekmek yerine çuvaldız olunca yere atmaya çekindim; evin yolunu bulamadım haliyle. çuvaldız yere düşünce tiz bir ses çıkarır. sessiz olmak lazım bu ovalarda, ormanlarda ve patikalarda. ıs var yahut is. bir başka türlü gizem hakim buralara, bizim buralara. lakin yüzüme güldüler hep. ben de çok saftım. aşık olunca kalbim midemde, beynim göğsümde sandığım olmuştur. kazandibi gibi beynim benim. simit düşlerim. parmak soktuğunda sıvı deterjan zarını patlatır dilim. "yarı aç yarı tok ilerledik" dediler, inandım. çok saftım. saf gibiydim. ay aksi düşmüş sulara ağladım, belli olmasın diye, yalakmış besbelli, suyu çekiliverdi. dişleri dışarı taşmış atlara kahkaha oldum. çok saftım.
  
  şimdi vakit elimde ilk çıkacak lekemi merak etme vakti. yaşlarımı birer birer harcıyorum. gözümün rengi ne zaman sönecek? yaşlarımı artık silmiyorum. çünkü herkesin anlatacağı bir şeyi var iken sustum. herkes her şeyi hazmederken ben yuttuğum dilimle doydum... çok saftım, hem de çok...
  
  doğalı çok oldu mu bilemiyorum ama emin olduğum bir şey var ki o da aklı evvel benliklerle uğraşmaktan yorgun düştüğüm. kimi zaman "ben"im, kimi zaman "değil", kimi zaman ise "ben değil".
  
  araba aksamlarına sığınan kediler gibiyim, sıcak gibi ya da sessiz, yuva dedikleri gibi.
• orta asya türklerinin çadırları önünde duran doldurulmuş hayvan postu e.g. ayı kurt...
• gibi, ufku sınırsız çizmek, ya da anlatıyı alabildiğine sınırdan yoksun bırakmaktır. dinleyicinin/okurun havsalasını/tahayyülünü sınırlamamak, ona en azından söylenilenlerin yakın/uzak komşuluğunda/menzilinde anlam/hareket serbestisi tanımaktır. gibili anlatımlar anlama ket vurmaz, aksine anlamı zengin kılar, hem anlatıcısının hem de dinleyicisinin birbirine katarak büyüttükleri anlamuzamında istediği yere oturur. -veya kümesi-
  -aklın karışmış?
  -gibi. / belki de aydınlık böyle birşey demeye getiriyor. / çember gibi. / sonu başı.
• yeryüzündeki en hüzünlü kelimelerden biri bu gibi.
  
  çok zor lan bu. valla bak.
  bir yapışıverdi mi üstüne çıkması da zor.
  bunu yapmak çok zor olm. önce böyle yüzüne yüzüne tekme yemiş olman lazım, lazım ki; yapabilesin.
  
  için kan ağlıyor, jilet olsa kendini keseceksin, adam gelmiş karşına şen kahkahalarla "mutluluk" anlatıyor. ne yapacaksın? gibi.
  
  seviyor gibisi de zor.
  sevmiyor gibisi de.
  özlüyor gibi yapabilir mi insan? muhtaçsa belki, evet.
  gibi işte, hepimiz yapmıyor muyuz ki? nasıl da sahte.
  
  allah kimseyi bunun eline düşümesin yahu. kimseyi gibi'ye muhtaç etmesin.
• sahiden taşşşşş gibi şarkı.
  sözlerinin tam hali şöyle:
  
  hangi yokluk avuçlarımı terletecek kadar güçlü
  hangi boşluk bizi hüzünle terkedecek sabah gibi
  bu sarhoşluk sanat gibi parmak uçlarımda gezinen
  ceset torbalarını gömdüm izlediniz salak gibi
  
  sokak çocuklarına barışı öğretin ve şarabı sevdirin
  ekşi biraz alışır öğrenir yazınca kainata gölge
  tek bi karışı gölgemin fakat bu tedirginlik
  elimi kolumu bağlıyor bi halat gibi
  
  bir cinayet mahallinde gizli tanık gibi
  alışkanlık gibi gitse bile ismi kalır gibi
  biraz aşık olmak gibi biraz nefret etmek gibi
  hayat benim gibi ölmek için beklemekte beni
  
  bir kadının saçlarında hayat bulmak gibi
  artık emeklemek istedikçe hayat kundak gibi
  bazen korkulara yüz çevirip kanat çırpmak gibi
  bazen mide bulandırıcı kısaca hayat sıçmak gibi
  
  bitmeyecek derdin değil mi? sanki benim dengim gibi
  hedeflerim var oldukça takılmıycam zengin gibi
  her gün gidip geldim geri duyduklarım telkin gibi
  hayallerim küçük yaşta vurulmuştu berkin gibi
  
  ölüm zaten ölüm gibi kan revan bi gönül gibi
  körüz di mi? peki ya neden konuşuyoruz görür gibi?
  heveslerimiz ömür gibi kısa şimdi dönün geri dönün geri
  bi bildiğim yoksa eğer gömün beni
  
  nefretim de intikamın ihaneti gibi
  bütün yüzler asık kıyametin kehaneti gibi
  çocuk cinayeti gibi, anne dirayeti gibi
  hayat kısa bi şarkı sanki hasta ziyareti gibi
  
  göz altlarımsa tanrının şikayeti gibi
  mezarlıklarsa tanrının bi daveti gibi
  bütün bilmeceler çözülecek ve yüzüm bi gün görünecek
  ve yok olcaz tanrım senin adaletin gibi
  
  çocukluğum dualarla çizilmiş bi resim gibi
  çalışmaktan başka bi çarem de yoktu esir gibi
  edebiyatta nesir değil matematikte kesir gibi
  bölünüyorken yazmak istiyordum aziz nesin gibi
  
  ve bir kadın meleklerden alınmış bir izin gibi
  benliğimin belirtisi sanki parmak izim gibi
  acısı tatlı beş yaşındayken kanayan dizim gibi
  onlar aşkı bir peronda bulabilir mi bizim gibi
  
  şarkılarım bütün hatalarıma kefil gibi
  bi zindanda rehin gibiyim, uyanıyorum sefil gibi
  uyku gözlerimden akıyor nehir gibi zehir gibi
  küfrediyorum insanlara bu lanetli şehir gibi
  
  bu lanetli şehir benim gözlerimden masal gibi okunuyor
  ve sırıtıyorum delirmiş bi yazar gibi
  söndürdüğüm izmaritler kalıcı hasar gibi
  gülerdik her ihtimale atlamasak sazan gibi
  
  bazen soğuk kanlı olmaktayım babam gibi
  olamasam da ailemin gözünde hiç adam gibi birisi
  oğlunuz küfürlü boş şarkılar yapan biri
  çok kimse de selam vermez çünkü dilim sapan gibi
  
  tüm dünyayı yüzüme vurdular bu benim hatam gibi
  ben sadece bi yolcuyum ve dünyamız batan gemi
  içim dışım gereksiz bi savaşta hep vatan gibi
  fakat birisi kurtaracak gelip bi gün atam gibi
  
  nefretimde intikamın ihaneti gibi
  bütün yüzler asık kıyametin kehaneti gibi
  çocuk cinayeti gibi anne dirayeti gibi
  hayat kısa bi şarkı sanki hasta ziyareti gibi
  
  göz altlarımsa tanrının şikayeti gibi
  mezarlıklarsa tanrının bi daveti gibi
  bütün bilmeceler çözülecek ve yüzüm bi gün görünecek
  ve yok olcaz tanrım senin adaletin gibi.
• yeni yeni tanıdığım hidra'nın taşşşş gibi parçası.
  
  "bitmeyecek derdim dimi?
  sanki benim dengim gibi.
  hedeflerim varoldukça takılmıycam zengin gibi.
  hergün gidip geldim geri.
  duyduklarım telkin gibi.
  hayallerim küçük yaşta vurulmuştu berkin gibi.
  ölüm zaten ölüm gibi.
  kan revan bi gönül gibi.
  körüz dimi?
  peki ya neden konuşuyoruz görür gibi?
  heveslerimiz ömür gibi kısa, şimdi dönün geri.
  dönün geri, bi bildiğim yoksa eğer gömün beni."
  
  "çocukluğum dualarla çizilmiş bi resim gibi.
  çalışmaktan başka bi çarem de yoktu esir gibi.
  edebiyatta nesir değil matematikte kesir gibi bölünüyorken
  yazmak istiyordum aziz nesin gibi."
  
  "bazen soğukkanlı olmaktayım babam gibi.
  olamasam da ailemin gözünde hiç "adam gibi birisi".
  oğlunuz küfürlü boş şarkılar yapan biri.
  çok kimse de selam vermez çünkü dilim 'sapan' gibi.
  tüm dünyayı yüzüme vurdular bu benim hatam gibi.
  ben sadece bi yolcuyum ve dünyamız batan gemi.
  içim dışım gereksiz bi savaşta hep vatan gibi.
  fakat birisi kurtaracak gelip bigün atam gibi."
  
  "hayat kısa bi şarkı sanki hasta ziyareti gibi.
  gözaltlarımsa tanrının şikayeti gibi.
  mezarlıklarsa tanrının bi daveti gibi.
  bütün bilmeceler çözülecek ve yüzüm bigün görünecek
  ve yok olcaz tanrım senin adaletin gibi."