aynı isimde "hawkeye (oyun)" başlığı da var
  • bölümü ikinci kez izledim bazı şeyleri göz ardı ediyoruz. evet kate'in kemikleri falan kırılmalıydı o kavgada. ama kate diğer yazarların da dediği gibi zekasıyla yendi zaten. adamı okla patlattı.

    gelelim kingpin bu eşoftman tayfası ile mi takılıyor diyenlere. daredevil'da en son hapisteydi. uzun süre bir hapis ve üzerine blip geldi. kinkpin'de büyük ihtimalle beş sene kayboldu. yani tüm gücü eridi gitti. sdece kendisine çalışan binlerce sokak insanı var. zaten bir noktada ''bu şehrin gerçek sahibinin kim olduğunu hatırlamaları lazım'' diyor.

    bu gördüğümüz kingpin hapis cezası ve blip sonrası tamamen gücü sıfırlanmış yeniden yükselme aşamasındaki bir kingpin. spiderman'ın yeni filmine kadar dizilerle yükselişini ve psikopatlığını göreceğiz. umarım böyle olur
  • ilk sezonu final vermiş olan dizidir.

    öncelikle o herkesin merak ettiği soruya cevap verelim:

    --- spoiler ---

    kingpin ölmedi. she-hulk ve echo dizisi ile geri dönecek. ancak gözünü kaybedip mi döner, yoksa hiçbir şey olmamış şekilde mi gelir bilmiyorum. birebir çizgi romanı yansıtmazlar diye tahmin ediyorum sadece.
    --- spoiler ---

    diğer önemli ve cevabı merak edilen bir soru da şu: burada gördüğümüz kingpin, daredevil dizisinde gördüğümüz karakter ile aynı mı?

    bu sorunun cevabı da evet. aynı kingpin'i izliyoruz. vincent d'onofrio kısa süre önce katıldığı bir söyleşide bunu bizzat söylüyor. bir yeniden başlatma yok. buradan şu sonucu çıkarıyoruz, spider-man no way home'u izlememiş kişiler için spoiler içerebilir:

    --- spoiler ---

    bu da demek oluyor ki, charlie cox'un matt murdock/daredevil karakteri de aynı kalacak. bir ara aynı oyuncular gelecek fakat farklı karakterleri yansıtacaklar deniyordu, neyse ki böyle bir hata yapmadılar.
    --- spoiler ---

    son olarak dizinin finali için yapılan en büyük eleştiri, kingpin'in yıllar sonra geri dönüp şamar oğlanına çevrilmesiyle ilgiliydi. yani, 50 dakikalık bir bölümde hele ki hawkeye dizisinde mucizeler beklemiyorduk zaten.

    bence çoğu kişinin kaçırdığı nokta, daredevil dizisiyle karşılaştırılması. bu bir noel dizisi. +18 sahnelerin ya da kanlı bir mücadele olmasını beklemek en başından sizi hayal kırıklığına uğratacak demekti.

    aynı zamanda kate bishop onu yenmedi aslında, sadece aklını kullanarak hareket etti. matt murdock kendisini bilek gücüyle yenmeye çalıştığı için ağzı burnu dağılıyordu. kate bishop ise clint'in yaptığı oklardan faydalanarak onu alt etti. düşünün, en başta ok yedi bana mısın demedi, annesi de arabayla çarptı hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı. tam ayaklarının dibinde bir patlama oldu yine de kalktı yürüyüp gitti. potansiyelini sonraki içeriklere saklıyorlar diye düşünüyorum.

    ha senayo çok mu iyiydi derseniz, hayır tabii ki. koca kingpin'in adamları bu pijamalı gerzek takım mı gerçekten? "bu şehrin kime ait olduğunu onlara hatırlatmalı," denilen kralın altında çalışanlar eli sopalı aval tipler mi? bu konuda dibine kadar olumsuz eleştiri hak ediyorlar.

    sonuç olarak bu dizinin bize kazandırdığı en güzel şey, karakteri yenilemeden mcu'ya sokmak oldu. daredevil ve spider-man ile olan karşılaşmalarını iple çekiyorum.
  • disney plus'ta karşımıza çıkan her marvel cinematic universe dizisi gibi marvel evrenine çok önemli bir katkıda bulunan dizi.

    --- spoiler ---

    wandavision'da wanda'nın scarlet witch kimliğini keşfetmesini ve vision'ın geri dönmesini izledik.

    loki'de paralel evrenler konsepti tanıtıldı.

    what if'te paralel evrenler konsepti derinlemesine incelendi.

    the falcon and winter soldier'da falcon'un captain america mirasını üstlenişi görüldü.

    hawkeye'da ise yelena'nın aman tanrım nasıl sevimli, nasıl tatlı bir şey olduğunu daha iyi gördük. vasat black widow filminde de filmi taşıyan kişiydi ama burada bir adım daha götürdü olayı. senin ben kedi canını ya. tamam malum "büyük abi" geldi, kate bishop çok iyi, kötü sandığımız jack'in aslında tatlış bir kılıç ustası üvey baba olması falan da güzel ama yelena kalbimin orta yerine oturdu burada iyice.

    hatta utanmadan söyleyeceğim, yeni hawkeye (kate) ve black widow'un (yelena) şu 10 dakika gördüğümüz kimyası eski filmlerde en iyi süper dostlar diye tanıtılan hawkeye (clint) ve black widow'u (natasha) yüze bine milyona katladı.

    yelena bana kalırsa endgame sonrası evrende tanıtılan açık ara en iyi yeni karakter (malum örümcekli filmdeki eski yenileri saymazsak). florence pugh karaktere hem o komik şapşallığı hem de öldürücü ciddiyeti çok iyi veriyor. her yere o gereksiz captain marvel'ı iteleyeceğine yelena'yı ver kürek kürek kevin feige.

    --- spoiler ---
  • en sevdiğim çizgi romanlardan biri olan 2012 çıkışlı matt fraction tarafından yazılmış ve david aja'nın mükemmel kalemiyle hayat bulan (bkz: hawkeye) çizgi romanlarından esinlenen disney+ dizisi. malumunuz dizinin ana kaynağı en sevdiğim çizgi romanlardan uyarlama olduğu için çoğu kişinin aksine heyecanla beklemekteydim.

    diziyi daha iyi deneyimleyebilmek için biraz arka plan bilgisi verelim: şimdi şöyle bir durum var; clint barton hiçbir zaman popüler bir kahraman değildi. azıcık renk gelsin diye çizgi romanlarda kendisini punisher misali düşmanlarını öldüren anti-karaman"ronin" yapmışlardı. bu dönemde hawkeye monikeri boşta kaldığı için kate bishop adlı bir genç kız (bkz: young avengers) serisinde bu ismi kendine almıştı. clint yeniden hawkeye olmaya karar verdiğinde ise kate'in ismini kullanmasına devam etmesine izin verdi. bunlar yeni bir furya değil, yirmi yıl önce falan çizgi romanda olmuş şeyler. neyse efenim, kate de çok bilindik bir karakter olmadığından ortadan kayboldu tabii, clint ise avengers'taki rolüne geri döndü. taa ki indie çizgi romanlarıyla ünlü matt fraction marvel'a gelene kadar. fraction ve aja, kate ve clint'i abi-kardeş mentor-çırak ikilisi olarak bir araya getirdi ve o gün bugündür çizgi romanda ikisinin arasından su sızmıyor.

    bahsettiğim birçok ödülü kazanmış olan çizgi roman epey değerli bir iş. 2012 sonrası modern süperkahraman öykülerini kökten değiştirdi ve birçok "sokak seviyesi"* kahramanın yeniden tanımlanmasında öncü bir rol oynadı. bu yüzdendir ki hawkeye'ı anlatacak bir dizide bu seriye atıfta bulunmamak vefasızlık olurdu.

    hawkeye'ı diğerlerinden farklı kılan şey, insan doğasına bağlı kalıyor olması. bütün seri boyunca clint ve kate başlarında yara bandı ve dondurulmuş fasülyelerle geziyorlar. koşarken yorulabilen kişiler ve yanlış kararlar verebiliyorlar. hem kate hem clint iflah olmaz karakterler oldukları için başları beladan kurtulmuyor, ki bu da işin eğlencesini oluşturuyor. clint'in shield deneyimi onu hayatta tutarken, öğrencisi kate ise zengin ailesinin ona yaptığı yatırımın ekmeğini yiyor. ama ikisi de süperkahramanlığı çok sevdiklerinden kırık kollar ve bacaklar onları durduramıyor. çizgi romanı alanındaki diğer örneklerden farklılaştıran şey dünyayı komple değiştirecek olaylardan ziyade daha sıcak ve eğlenceli kişisel hikayelere odaklanıyor olması.

    kesinlikle meraklısına çizgi romanı tavsiye ederim. dizinin jenerikleri ve logosu doğrudan david aja'nın tarzından ilham alınarak hazırlanmış.

    diziye gelirsek, hailee seinfield ve jeremy renner'ın kimyası tutmuş (ki dizi için en kritik mesele bu). lucky the pizza dog ve sürekli "bro" diyen eşofmanlı rus mafyası da çizgi romanını seven beni gülümsetti. clint'in yaşadığı işitme kaybının da eklenmesi çok değerli olmuş. ancak hikayenin akışı biraz sıkıntılı. birinci bölüm hem kate'e hem de clint'e odaklanabilirdi, kate'in hikayesini dizi boyunca görebilirdik. kate'in üvey babası ve annesi ile olan ilişkiye gereksiz yere zaman verilmiş. zaten 6 bölüm olacak, bize olabildiğince kate & clint vermeleri gerekirken saçma sapan yan karakterlere ne gerek var ki?

    bir diğer sıkıntım ise mcu'da hawkeye'ın işlenişi. clint'e eş ve üç çocuk verilmesi baştan beri falsolu bir olaydı. clint'in mockingbird ve black widow ile olan ilişkilerinin olmayışı karakteri çok daha sıkıcı yapmış. oysa eşi mockingbird olsaydı belki de daha renkli olabilirdi. yukarıda bahsettiğim çizgi romanda clint'in belini doğrultamayan, başı beladan çıkmayan halleri dizide olmayacak ve bu çok can sıkıcı. diziyi yine de orijinal çizgi romanı hatırına izlemeye devam edeceğim ama bir tarafım hep "daha iyisi olabilirdi" diye düşünecek maalesef.
  • ironman, spiderman, thor, hulk, captain america, black panther, doctor strange, vision, ant man vs. değildir ayrıca gücü bu insanlarla mukayese edilmeyecek kadar düşüktür ama görev adamıdır. ruh taşını almak için ölüme meydan okumuştur. ailesi için her şeyi yapabilir. artık yaşlanmıştır ama kafası atarsa içinde ki ronin her zaman hulk gibi hazır beklemektedir. insandır... babadır... adamdır...

    sıcağı sıcağına edit: 4. bölüm de yine adamlığını, babalığını göstermiştir.

    allah aşkına sorarım size bir avengerla akşam yemeğine gitseniz hangisi ile güzel vakit geçirirsiniz.

    iron man: bir an önce bitsin diye bir su söyler, çeker gider, masada sizi happy ile bırakır.
    spiderman: 15 yaşında çocukla ne konuşacaksın kardeşim. "canım liseyi bitirdin mi? üniversite de ne okuyacaksın?" der geçersin.
    thor: adam ben allahım, ben kitabım diyor. biz allahu ekber dağlarına çıkmış ego ile anlaşamayız.
    doctor strange: zaman taşını ileri sarar 1 saniyede kendini paltonu giymiş, evinin kapısında bulursun.
    vision: garibim hala dünyayı anlamaya çalışıyor. turist ömer'in kompüteri bozduğu gibi yakarız beynini
    starlord: 90lar pop bile konuşamazsın.
    vs.vs.vs.

    hawkeye ile çık akşam yemeğine. çoluk çocuktan konuşursun, sağlıktan konuşursun, benim de belim ağrıyor dersin, avengers olma üzerine konuşursun, spordan, memleketten, hükümetten, muhalefetten herseyden konuşursun.

    haklarını yemeyelim captain america, black panther ile de anlaşırız ama çoluk çocuğa karışmış, görmüş geçirmiş adam başkadır. valla hawkeye başka.
  • avengers söz konusu olduğunda hawkeye tartışmalı bir üne sahiptir. ne de olsa ekipte bir iskandinav tanrısı (thor), yeşil bir dev (hulk), bir büyücü (doctor strange), bir rakun (rocket raccoon), bileklerinden ağ fırlatabilen bir adam (örümcek adam), bir cadı (scarlet witch), bir süper asker (kaptan amerika) ve… oku ve yayı olan bir adam vardır...

    dc kahramanı green arrow'un oynadığı dizi arrow'da danışmanlık yapan usta okçu patricia gonsalves öyle düşünmüyor.

    "bunu çok duyuyorum. arrow üzerinde çalıştığımda birçok insan 'bir silah edinmesi yeterli' diyordu. ancak insanlar okçu karakterlerin özünü kaçırıyor. içgüdü onların süper gücüdür. görmelerine gerek yoktur, ortalama bir insanın duyamayacağı şeyleri duyabilirler. herkes silah ateşleyebilir. içgüdü, gizlilik ve incelik; işte süper güç." diyor.

    okçuluk marvel evrenine göre sıradan bile kabul edilecek olsa hawkeye sıradan bir okçu değildir. yeni disney+ dizisi hawkeye'nin yayınlanması öncesi gonsalves, süper kahramanın neden ok ve yayı olan bir adamdan çok daha fazlası olduğunu anlatıyor…

    1) güç

    yayı çekmek için gereken kuvvet miktarı atışın ne kadar güçlü olacağını belirler. bir okçunun ne kadar yay çekme kuvvetine ihtiyaç duyduğu, ne yapmak için atış yaptığına bağlıdır.

    gonsalves, "60 pound (27 kilogram) kevları delebilir. avlanırken hiçbir zaman 70 pounddan (32 kilogram) fazlasına ihtiyacım olmadı. bir hayvanı avlamaya çalışıyorum, vücudunda delik açmaya değil. olimpik okçuluk yapıyorsanız 40, 45 pounddan (18-20 kilogram) bahsediyorsunuz demektir. ingiltere'nin mary rose'dan (ingiliz savaş gemisi) gelen savaş yaylarının tahmini 180 pound (82 kilogram) çekme ağırlığı vardır. mark stretton'ın sahibi olduğu dünya rekoru ise 200 pounddur. (90 kilogram)

    çizgi romanlara göre hawkeye'ın sahip olduğu yay çekme ağırlığı 250 pounddur. (113 kilogram) bu, gonsalves'i güldürüyor: “bunun aşırı olduğunu söylemek yetersiz kalır. bu tür bir çekme ağırlığına sahip olmak için kesinlikle hiçbir sebep yok. 250 kiloluk bir yay çekme gücüne ihtiyaç duyabileceğim herhangi bir durum düşünemiyorum. tabii bir tankı devirmeye çalışmıyorsam..."

    2) hız

    hawkeye'ın bir dakikada kaç ok atabileceğine dair ayrıntılar kabataslak ancak dc'deki benzer özelliklere sahip olan green arrow için bu sayı 29'dur.

    gonsalves, "bir dakikada ortalama 12 ideal sayı olur. kendi rekorum dakikada 21. danimarkalı okçu lars andersen [4.9 saniyede 10 ok atabileceğini iddia ediyor] oldukça hızlı atış yapıyor ve harika görünüyor ama gerçekten hafif bir çekme yayı kullanıyor. 10 kiloluk bir yay ile muhtemelen ben de 30 atış yapabilirim çünkü çok az direnç uyguluyor.

    hızlı atış yapmak söz konusu olduğunda önemli olan oku ne kadar hızlı bırakabileceğiniz değil, ipe ne kadar hızlı girebileceğinizdir. dakikada 29 ok atmak gerçeklikten uzak bir şey değil ancak bunu 250 poundluk bir yay ile yapmak süper kahraman değilseniz tabii ki mümkün değil." diyor.

    3) isabetlilik

    jeremy renner'ın canlandırdığı marvel sinematik evreni versiyonunda hareketli hedefleri saçma mesafelerden ve bakmadan vurabilmesi ile hawkeye'ın yay ile isabetliliği efsanevidir.

    gerçekte, okçular "okçu paradoksu" denen durumla mücadele etmek zorundadır. bir okçu bir oku attığında ok aynı anda üç farklı yönde hareket etmektedir. ok dönüyor, ilerliyor ve havada süzülürken kıvrılıyor.

    bu hareketi ehlileştirmek için okçular, bir okun yönünü etkileyebilecek çeşitli faktörleri göz önünde bulundurmalıdır; mesafe, rüzgar, hangi elleri ile atış yaptıkları. gonsalves, en çok da içgüdülerine karşı gelmeleri gerektiğini söylüyor.

    “olimpiyat hedefini vururken, oku içgüdüsel olarak hedefin ortasına doğrultmak istiyorsunuz. ancak ok, ne kadar yakın veya ne kadar uzakta olduğunuza bağlı olarak yukarı veya aşağı gidecektir.

    bir hedefi düşünün. bu hedeften 6 metre uzaktaysam, sarıya nişan almak yerine 5 alanını (hedefin en dış halkası) hedefleyeceğim çünkü ortayı hedeflersem 10 alanını vurabileceğim. çok yakın olduğum için ok yukarı yönlü hareket edecektir. daha uzaktaysam, biraz daha yükseğe nişan almalıyım."

    4) gerçek dışı atışlar

    hawkaye'ın aynı anda üç ok atıp her biri ile hedefi hasar verecek şekilde vurması gonsalves'i duraksatıyor. bu süper güçleriniz olmadan mümkün değildir.

    gonsalves, "yay, bir nesnenin etrafında kıvrılıp hedefini vuracak şekilde bir ok atabilir ancak hawkeye'ın aynı anda üç ok atması ve her birinin hedefine ulaşmasını sağlamasına fizik hayır diyor. yay üzerinde dizi halinde üç okunuz olduğunda üstteki ve alttaki oklar ortadakinin daha önündedir. yani atış yaptığınızda, ip üsttekini aşağı ve alttakini yukarı itecektir. ayrıca bu okların üçünden de momentum kaybediyorsunuz çünkü yay çekme ağırlığınız bu 3 ok arasında paylaşılıyor" diyor.
    _
    kapanış: gonzalves son olarak jeremy renner'ın "berbat" olarak tanımladığı genel formunu yorumluyor:

    gonslaves'e göre bunun sebebi renner'ın yapımlar için olimpik okçuluk tarzında eğitim almış olmasıdır. 40 - 45 kiloluk yaylar ile 60 metre uzaktaki hedefleri vurarak çalışmış. (bunun kolay olduğunu söylemiyor tabii ki)

    bir süper kahramanın olimpiyat sporcusu gibi atış yapmasını tamamen saçma buluyor. "olimpiyat okçuları süper kahramanın sahip olabileceği hız ve dinamik hareketler konusunda bilgi sahibi değiller. bunun yerine daha içgüdüsel olarak hareket eden avcılar tarafından eğitilmesi gerekirdi" diyor.

    "sinemada okçuluk söz konusu olduğunda onu daha fazla dinamik ve heyecan verici hale getirmemiz gerekiyor. bu içgüdüsel avlanma ile ilişkilidir. dinamik hareketler beraberlik demektir. yayı bir olimpiyat sporcusu gibi yaya yaya çıkaracaksın, daha sonra yavaşça çekeceksin ve atış yapacaksın... karşınızdaki bir geyik olsaydı çoktan çekip gitmişti" diye ekliyor.

    kaynak: bbc science focus
  • tüm dünyayı oturduğu varoştan ibaret sanan kitlenin "marvel in en sönük karakteri" dediği hawkeye için yapılmış disney+ dizisi.
    olm amerika'da çizgi roman sektöründe bir yılda dönen para bizim 20 yıllık tarım, hayvancılık gelirimizden fazla.
    bu diziyi sana çekmiyor adam zaten. sen disney ve marvel in pazarlama rakamlarında bile yoksun.
    adını duymadığın çizgi roman şirketlerinin hayvan gibi pazarı var abd'de avrupa'da.
  • bu karakter hakkında sürekli "ya thor, hulk varken ne işi avengersta" yazılıyor ya şaşıp kalıyorum. ya çizgiroman'da avengersta sürekli olan bir karakter adamı filme neden koymasınlar?? bilimkurgu-fantastik bir film-dizi izlerken herşeyde mantık aramak da neyin nesi? thanos'un 6 taşla ortalığın .... koyması mantıklı geliyor, bir bilim adamının sinirlenince yeşil dev e dönüşmesi mantıklı geliyor da black widow ile hawkeye'in infinity war'da olması mı mantıksız geliyor?? bu arkadaşlar gerçekten marvel, dc çizgiromanı okuyor mu merak ediyorum.
  • şıpoylır
    şıpoylır
    şıpoylır
    şıpoylır
    şıpoylır
    şıpoylır
    şıpoylır

    kingpin'i bir şekilde geri döndürürler ki döndürmeleri de lazım zaten ama bu saatten sonra ben kingping'i nasıl ciddiye alabilirim ki? dardevil dizisindeki ana karakterler o kadar sevildiği için özellikle kingpin ve daredevil'i oynayan aktörlerin geri dönmesi, hikayenin cannon sayılması isteniyordu. spider man'de daredevil için bir parmak bal çaldılar ama bu ne lan?

    daredevil dizisinde oynadığı her sahnede kingpin'i yaşayan, dizide şöyle dehşet bir sekans yaşatan adamı (ilk 20 saniyesini izleseniz yeterli) gidip de kate bishop gibi birine şans yolu ile bile ezdirmezsin. tamam, yerden yere vurdu kate'i ama o dövüşün sonu hiçbir şekilde kingpin'in mağlubiyeti ile sonuçlanmamalıydı. kate'i duvardan duvara vurur, yoluna bakar, echo gelir işler karışır falan diye umuyordum ama kate indirdi adamı. çok saçma. bu adamı kate bile indiriyorsa başka filmlere falan sakın monte etmeyin artık. bir korkutuculuğu kalmadı zira.

    hayır tamam, kate'e bi şekilde kaybettirdin ama echo karşısında kaşlarını küçük emrah moduna getirip "yau cnm aile arasında olur öyle şeyler" diye götünü yiyim ayağı yaptırmak nasıl bir sıçıştır.

    1 hafta sürdü aq. adamı 5. bölümde görünce "aha şimdi spider man'de bile kötü adam olur" diye teori üretilen kingpin'i harcamaları 1 hafta sürdü. bu saatten sonra geri getirirlerse de ekime kadar yolları var. söyleyin feige'ye ayağını denk alsın.
  • --- spoiler ---

    2021 yılının son mcu projesi olan hawkeye'ın son bölümü yayınlandı. dizi altı bölümlük bir mini seri olarak karşımıza çıkıyor. şu ana kadarki 4. live action disney+ marvel projesi aynı zamanda. loki dizisi ve what ıf animasyonu multiverse ile alakalı devasa olayların anlatıldığı yapımlardı. hawkeye beklenildiği üzere sokak seviyesi diye nitelendirdiğimiz karakterlere ve hikayelere odaklanan bir yapım.

    dizi çoğunlukla 2012'de başlayıp, 2015'te biten yazarlığını matt fraction'ın, çizerliğini ise david aja'nın yaptığı ve 22 sayı süren hawkeye serisinden esinleniyor. elbette mcu'nun hikaye anlatısına uygun hale getiriliyor. zira clint barton'ın çizgi roman ana evreni earth-616 ile mcu arasında ciddi bir kişilik farkı var. mcu hawkeye'ı ile kate bishop, yelena belova, tracksuit draculas mafyası, clown (kazi), echo, lucky the pizza dog ve kingpin gibi öğeler harmanlanmış.

    kate bishop ile başlamak gerekirse kate dizinin en iyi işleyen karakteri. karakterizasyon olarak ve oyunculuk olarak kate çok başarılı bir karakter. hailee steinfeld rolüne çok yakışmış. karakterin bu kadar başarılı olmasında onun oyunculuğu çok şey katmış. kate'in mcu'ya katılması zaten dizinin en önemli öğelerinden biriydi. karakter young avengers ekibinin de bir üyesi. young avengers üyeleri çeşitli marvel projelerinde karşımıza çıkmaya başladı. kate önümüzdeki dönemin önemli karakterlerinden olacak.

    clint barton biraz yorgun bir karakter olarak karşımıza çıkıyor ilk bölümlerde. son yaşanan olayların ağırlığını üstünde taşıyor. kate ile tanışmaları hem clint adına hem kate adına karakterlerini geliştiren onları değiştiren bir olay oluyor. ikisinin ilişkisi dizinin temel taşlarından biri. clint ve kate'in kimyaları tutmuş. onları hem diyalog içinde görmek hem de aksiyonda izlemek son derece keyifliydi.

    yukarıda saydığım iki öğe dizinin başarmaya çalıştığı iki ana öğe. evet bunları başarıyor. ama bunların dışındaki öğelerde kademe kademe zayıflık başlıyor. dizinin genel sorununun bize gereksiz yere bilgi vermekten kaçınması ve kendi kendine gizem yaratması diye düşünüyorum. zaten altı bölümlük bir dizi. birden çok hikaye noktası bizim önümüze ilk iki bölümden konuldu. hiçbirine cevap vermeden bunların üzerine echo, yelena ve kingpin gibi karakterler de eklendi ama her şeyin cevaplanması son bölümü buldu. bu da dizinin finalinin şişmesine ve cevapların yeterince tatmin etmeden üstünkörü geçilmesine sebep oldu.

    bunları açalım biraz. jack duquesne çizgi romanlarda swordsman isimli bir karakter. clint barton'ın hocası aynı zamanda. usta bir silahşor. dizideki varlığı bir beklenti yaratıyor. dizinin bu beklentiyi karşılamasını geçtim kendi içerisinde bile 6 bölüm boyunca karakteri işleyemedi. ilk bölümlerde dizinin kendi anlatısı içerisinde önemli bir karakter olarak lanse ediliyor ama finale doğru eriyip gidiyor. acaba iyi mi kötü mü diye gizem yaratıldıktan sonra karaktere dönüşümünü tamamlayamadan olabilecek en basit şekilde konu çözülüyor. karakterin gerçeklik dışı hali tavrı ise onu hiçbir zaman ciddiye alamamamıza sebep oluyor.

    kate'in annesi eleanor bishop içinde benzer şeyler söyleyebiliriz. dizinin başında onunda üzerinde bir gizem var. aslında bu gizem hem eleanor için hem de jack için var. ikisinden birinde bir sıkıntı çıkacağı kilometrelerce öteden belli oluyor ama bunun açıklamaya dizi o kadar geç kalıyor ki final kargaşasının içinde kayboluyor. eleanor ve jack olayının final bölümüne kadar bekletilmesi bence diziyi gereksiz yoruyor. hailee steinfeld ve vera farmiga dizi boyunca çok güzel bir kimya yakalamışlar. olayların çözülme anında onların etkileşimini daha fazla görmek gerekliydi diye düşünüyorum.

    dizinin ilk bölümünden itibaren saat mevzusu dönüyor. saat çok önemli bir hikayeye sahip gibi sunuluyor. finalde öğreniyoruz ki o saat clint'in karısı laura'nın saatiymiş. laura eskiden s.h.ı.e.l.d. ajanıymış. saatte 19 sayısını görüyoruz. çizgi romanlarda clint'in karısı barbara morse'dur. onun da kod adı agent 19'dur. böylece film evreninde de clint'in karısının mockingbird olduğunu öğreniyoruz. bakın bu çok güzel bir gönderme ama dizinin başında kilit bir hikaye öğesi olarak saati sunarsanız finalde bu olay biraz hayal kırıklığı yaratır. dizide buna benzer çok fazla olayla karşılaşıyor. ilk bölümlerde önemli olan bir çok şey finale doğru önemini kaybediyor.

    kingpin ile ilgilide sorunlar var. öncelikle bütün işlerin arkasındaki kişinin kingpin çıkmasının hikayeye artı kattığı bir öğe yok. kingpin dışında herhangi bir kişi çıksa yine aynı motivasyonla diziyi izlemeye devam ederdik. tamamen atıyorum bir başka mafya karakter tombstone çıksa dizide değişen bir şey olmuyor. final bölümü fiziksel olarak kingpin'i beklediğimden çok fazla kullandı ama hikaye anlamında karakterin neden o dizide var olduğunu yeteri kadar anlatmadığı için ikna olamadık. echo ile olan son sahne çizgi romandan konuya aşina olanların çok iyi bildiği bir sahne. o sahneden kingpin'in sağ çıktığını biliyoruz. sanki sadece o sahne için kingpin çıktı hissiyatını üzerimden atamıyorum.

    echo demişken dizinin en zayıf olduğu kısma gelelim. echo karakter olarak son derece zayıf olmasının yanında alaqua cox'ın tecrübesiz oyunculuğuna kurban gidiyor. bu rol cox'ın ilk rolü. içeresinde jeremy renner, hailee steinfeld, florence pugh, vera farmiga gibi isimlerin olduğu bir yapımda korkunç derecede sırıtıyor. sadece bir yan karakter olarak kullanılsa bir derece kabul ama şu anki haliyle ne karakter ne de oyuncu kesinlikle duyurulan solo diziye hazır değil. benim solo diziye karşı beklentim çok ama çok düştü.

    yelena belova ile clint barton arasındaki çatışma önemi. bunun bir şekilde çözülmesi gerekiyordu. ama her şeyin finale kalması diye eleştirdiğim kısım işte tam olarak bu. aralarındaki sorunu finalde çözmeleri clint'i final bölümünde ana hikayeden kopartıp bambaşka bir çatışmaya sokuyor. the amazing spider-man 2'de electro dövüşünden sonra green goblin'in gelmesi gibi. çatışma hikaye için gerekli ama zamanlama sıkıntılı. yelena belova olayı bir önceki bölüm çözülse problem kalkacak ortadan. hatta finalde şöyle bir an yaşanıyor. clint vs yelena, kate vs. kingpin ve echo vs. kazi. ama üç çatışmanın birbiriyle alakası yok. bütün bunları paralel yaşanmasının hikaye anlatıcılığı açısından anlamı yok.

    olumsuz şeylerden çıkıp biraz daha olumlu şeylere geçersek dizinin aksiyonu son derece güzel. araba kovalama sahnesi olsun, finaldeki sahneler olsun hawkeye aksiyonu için tam manasıyla tatmin etti. filmlerde aksiyonun içerisinde yer alsa da oklarıyla bu tip aksiyon sahneleri görmemiştik. o yüzden aksiyon sahnelerini beğendim.

    genelde bu tip mcu yazılarımda after credits hakkında konuşmayı çok severim. maalesef hawkeye'da o da yok. şu ana kadar ki en uzun after credits sahnesi var. ama konuşacağım bir şey yok maalesef.

    hawkeye benim için en zayıf mcu disney+ dizisi oldu. diziye kötü demeye dilim varmıyor. zira amaçladığı şeyi yani kate'i evrene katma işini kusursuz yapıyor ama onun dışındaki şeylerde maalesef çok tökezliyor. yere boylu boyunca düşmüyor ama birinin koluna girmesiyle (kate) ancak karşıdan karşıya geçiyor.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap