• insanın yakınlarının başına gelenlerde gizli olabiliyor bu ayrıntılar, detaylar.

    çok yakınlardan bir akrabam var, kamyonculuk yapıyor kendisi. ben kendimi bildim bileli o kamyonun sırtında hep. yurt içi, yurtdışı, uzun, kısa demeden bir çok mesafeyi yutup giden yolculuklar yapıyor sürekli. yakın zamanda bir kaza yaptı ve 15 yaşında bir çocuğun hayatını kaybetmesine sebep oldu. evet, çocuk kamyonun altına girdi bisikletle ama sonuç değişmiyor, bir hayatın yok olmasında aracı olmuş oldu bu akrabam.
    diyeceksiniz ki, iç burkan ayrıntı nerede?

    hayatını kaybeden çocuğun babası, bundan uzun yıllar önce, yaptığı bir kazada 15 yaşında bir çocuğun hayatını kaybetmesine neden olduğu için kamyonculuğu bırakmış bir insan.

    ne desek bilemedik, elimiz kolumuz kilitlendi duyunca. ilahi adalet deme lütfen, öyle olmasın, hiç olmasın, ama ne bileyim bu nasıl bir durum? o baba şimdi ne yapsın, o akrabam ne yapsın bilmiyorum. biz? bizim zaten elimiz kolumuz hala birbirine karışmış durumda.
  • 17 ağustos marmara depremi'nde anneannenin, dayı ve ailesine mezar olmuş enkaz başında belki bulunur diye 6 gün boyunca bir fotograf albümünü beklemesi.
  • 3,5 yaşından beri lösemi olan dünyalar güzeli 7 yaşındaki kız çocuğunun operasyona girerken ona hüzünlü bakan bir çift göze "üzülme annecim, ben alıştım artık" demesi...

    sözün aransa bulunamadığı o korkunç kuyulu düğümlü yerden: huzur içinde uyu melek.

    edit: meleğimiz dolayısıyla hala zaman zaman baş sağlığı mesajları alıyorum. bir yakınımızın kızıydı, annesinin yaşadığı acıları inanın ben de tahmin edemem.
  • evden kavga edilerek çıkılıp otogara gidilmesi, otobüsün hareket etmesiyle, el sallayan babayla göz göze gelinmesi ve gözler uzun süre çekilmeden, karşılıklı el sallanması. o yarım dakika, ömür gibi gelir.
  • (bkz: #16526200)
  • iç burkan detay: alından ittirme hareketi

    karakterler: annesi tarafından "ama çok çağırdı bak ayıp oluyor" denilerekten ailecek tanışılan bir arkadaşla ve onun arkadaşlarıyla beraber bir gün geçirmek durumunda kalan zavallı bluejay, iyi niyetli x, x'in arkadaşı zengin genç (herif demeyi daha uygun görüyorum), y z ve alfa gibi bir takım önemsiz gençler ve de badem satan 11-12 yaşlarında bademci çocuk

    mekan: bodrum türkbükü ship ahoy

    zaman: 26 temmuz pazartesi saat 02:00 suları

    nasıl oldu: bluejay, ortama ayak uydurması gerektiği için, türkbükünde teknede kalan x ve arkadaşları ile gece 12 gibi ship ahoy a gelir. masaların etrafında balık istifi dikilip, önündeki içkiyi içip, hep aynı tempo giden ve dans bile edilemeyen cıstak müziğe uygun olarak sallanmaktan başka hiçbir şey yapıl(a)mayan bu mekanda, x ve arkadaşları eğlenirken bluejay'e saat 1 gibi fenalar gelmiştir, ama çaresizdir ve saat 4-5 e kadar burada tıkılıdır. insanların bedava ekmek dağıtılırmışçasına tıkış tıkış doluştuğu bu güzide yerde tuvalete bile gidememektedir, zira giderse bir daha geri dönemeyebilir. x'in arkadaşları bluejay'e içki içmesi için baskı yapmaktalarsa da, bluejay midesinin kaldırmayacağını bildiği için tüm teklifleri reddeder, ama artık teklif reddetmekten de fenalık gelmiştir. kendi kendine "3 saat daha nası geçireceğim burada tanrım, bu bir sınav mı, bu gece bitecek mi" diye söylenirken bademci çocuk görünür. elinde sepetiyle masa masa gezen ve insanlara badem isteyip istemediklerini soran bu esmer tombik çocukta, bluejay'in istanbul'da alışmış olduğu ısrar kıyametten eser yoktur, sakin sakin gezmektedir. bademci çocuk bluejay'in oluğu masaya geldiğinde ise herif'e yönelir ve herkese yaptığı gibi kibarca "badem almak ister misiniz" diye sorar. herif tam olarak duyamaz ve çocuğa soruyu tekrarlatır. soruyu anlayınca ise, beğenmemiş olacak ki, bademci çocuk'a şöyle "içimi bayma" dermişçesine bakar ve çocuğu alnından iter. evet evet, sanki alnına şaplak yapıştırır gibi, hiç tanımadığı bi çocuğu alnından ittirir. bluejay gözlerine inanamaz, herif'i evire çevire dövmek istese de fiziğinin el vermeyeceğini bildiği için hiçbir şey yapamaz. bulunduğu ortamdan ve etrafındaki insanlardan bir kez daha nefret eder.

    kısaca: bluejay sizler için bir bodrum gecesinin nabzını tutmuş, tuttuğu gibi de bırakmıştır.
  • iş görüşmesi esnasında kişiyi tanımak adına sorulan standart kişisel sorular bölümünde kişinin ben tekim derken aslında aileden uzak olmasını değil de anne ve babayı kaybetmiş olduğunu, kardeşinin de olmadığını ifade etmesi. kişisel sorular bölümünün boğazda oluşan kocaman bir kütleyle geçilmesi.
    ve insanın bir anda yaptığı işi, söylendiği şeylerin nekadar anlamsız olduğunu idrak etmesi.
  • metro'dan mecidiyeköy'e çıkarken yaşı daha büyükçe olan görme özürlü bir vatandaşın, kendinden ufak başka bir görme özürlü vatandaşın elinden tutup yürütürken

    "bak az sonra bastonuna bir şey çarpacak, bu benim az sonra çıkışa varacağımın işareti, kentin her yerine böyle küçük işaretler bırakabilirsin"

    demesini duymak.
  • bes altı yaslarında iki kardesin gorme engelli annelerini elinden tutarak gazi hastanesine getirmeleri gerekli testleri yaptırmak icin sira beklemeleri.
hesabın var mı? giriş yap