• can katar câna dolu içip öpüştükçe müdâm
    bu da bir gûşedürür bunda güzel canlar olur
  • ben bu bâzârun ne bâzirgânı ne bezzâzıyim
    kuy-ı aşkun unmadık bir rind-i şâhid-bâzıyim

    bir megesce kadrüm olsa hân-ı vaslundan n’ola
    ben de hâlümce mahabbet evcinnün şeh-bâzıyım

    câna kalmasam bu gün meydana aslâ hak bilür
    riman-ı kâkül-i dil-dârumun cân-bâzıyim

    sen nice erbâb-ı hüsn içinde müstesnâ isen
    pâdişâhum ehl-i ‘aşkun ben de bir mümtâzıyim

    it gibi öldürmez isen ger rakib-i kâfiri
    deme hiç ey hayreti ‘âleme ben de gaziyim
  • padişahı ve yönetimi "sikem" redifli bir gazelle yeren, bilhassa bu şiirinde pargalı ibrahim paşa'ya olan öfkesini de kusan isyankar şair.

    "şimdiki begler mürüvvetden dem urup her nefes
    ehl-i dil ‘âriflere itdügi ikrârın sikem"
  • "oğlan sever deyü beni sevmez eğerçi halk
    sevmezse sevmesin deli gönlüm sever diler." demiş olmakla birlikte;
    "ey hace sanma sen bizi şehvet esriyüz
    didar hakkı aşk u muhabbet esiriyiz." beyiti de ona aittir.
  • ali durantopuz sayesinde miri malı isimli gazelini öğrendim. şu şekilde sözleri:

    görmedüm mihrin baka gördüm fenâ dârın sikeyim
    bu fenânun bî-mürüvvet mîr ü serdârın sikeyim

    çârsû-yı dehr içinde dâyımâ sûret sûret
    ehl-i ma’nâ ile itdükleri bâzârın sikeyim

    atlas-ı çarhun kabâyam aldanursam rengine
    bana şâlüm yeg durur anun iç astârın sikeyim

    kala ben bîmârunuz bu gûşe-i iflâsda
    vaz geldüm bunlarun itdügi tîmârın sikeyim

    şimdiki begler mürüvvetden dem urup her nefes
    ehl-i dil ‘âriflere itdügi ikrârın sikeyim

    bî-vefâdur kahbe dünyâ gibi bunlar bunlara
    kulluk eyleyen gidilerün perestârın sikeyim

    ehl-i ‘irfâna kuru tahsîndür ihsânları
    bu zemâne beglerinün cümle etvârın sikeyim

    zerre denlü yok durur mihr ü vefâ didükleri
    bu ‘avâmun hâsılı ey hayretî varın sikeyim

    http://utay-alidurantopuz.blogspot.com.tr/…html?m=1
  • "zülfünün dârına berdâr it şehâ mansûr-vâr
    işidürsen hayretînün keşf-i esrâr itdügin" beytül gazelinin sahibidir gururlu şair.
  • rumeli’nde pek çok şâirin vatanı olan vardar yenicesi’nden yetişen hayreti, tezkirelerin ifadelerine göre, isnaaşeriyye(oniki imamcılık) inançları kuvvetle terennüm eden hem kalenderi hem bektaşî bir şâir idi. daha doğru bir ifadeyle, kalenderîliğin henüz bektaşiliğe vuslü tam anlamıyla gerçekleşmediği dönemde yetişmişti. divanı, kendisinin
    kudretli bir şâir olduğunu ortaya koyduğu gibi, 16. yüzyıl kalenderîlerini tanıma
    açısından da mükemmel bir kaynaktır.

    şah hakkıyçün bugün ey hayreti hayrân ü zâr
    hânekah-ı ışk içinde baş açık bektâşîyem

    beytiyle, kendisinin aynı zamanda bir bektaşî olduğunu dile getiriyor.
  • ne süleymâna esîrüz ne selîmün kuluyuz
    kimse bilmez bizi bir şâh-ı kerîmin kuluyuz

    kul olan aşka cihan beglerine eğmedi baş
    başka sultân-ı cihânuz gör a kimün kuluyuz

    gam yerüz kan yudaruz kûşe-i mihnetde müdâm
    sanma biz kevser-i cennet-i naîmün kuluyuz

    hüsn-i hadis kuluyuz sanma bizi sultânım
    vech-i pâkünde olan ân-ı kadîmün kuluyuz

    terkedüp hayretiyâ tâc ü kabâdan geçdük
    anca bu dünyede bir köhne kilimün kuluyuz

    demiş adam. yani diyor ki:

    ne kanuni süleyman'ın esiri ne yavuz selim'in kuluyuz
    kimse bilmez, biz kerem sahibi başka bir şahın kuluyuz (allah'ın)

    aşka kul olan dünya beğlerine baş eğmez
    biz başka bir dünyanın sultanıyız, gör kimin kulu olduğumuzu

    çile ve zorluk köşelerinde daima gam yeriz, kan içeriz
    sanma ki naim cennetindeki kevser suyunun kuluyuz

    bizi bir başlangıcı olan güzelliğin kulu sanma
    daima en saf halinde kalan o ezeli endamın kuluyuz

    tacı zenginliği terk ettik ey hayreti
    bu dünyada ancak bir köhne kilimin kuluyuz.
  • çok güzel bir gazeli burada ve bazı yerlerde "sikeyim" redifli olarak verilmiş. fakat bu yanlış. vezne bakınca da kolaylıkla anlaşılacağı üzre "sikem" olması gerekirdi.

    görmedüm mihrin baka gördüm fenâ dârın sikem
    bu fenânun bî-mürüvvet mîr ü serdârın sikem
  • terk ü tecrid ehliyüz hanümandan fariğüz
    iki alemden beriyüz in ü an'dan fariğüz
    varımız mahbup ile meydür kalandan fariğüz
    biz de birkaç laubaliyüz cihandan fariğüz

    biraz açarsak;

    birinci dizede toplumdan* ve aileden* uzak olduğunu,
    ikinci dizede varlık ve mana alemlerinden geçmiş*, her türlü teferruattan uzak olduğunu,
    üçüncü dizede sevgili ve içki* dışındaki nesnelerle ilgisi olmadığını
    dördüncü dizede melamet* ehli olup dünyadan geçtiğini

    söylemek istemiş olabilir diyebileceğimiz aşık.
hesabın var mı? giriş yap