• ta nea adli yunan gazetesinin 20 agustos 1999 cuma gunu attigi baslik. ilgilenenler icin buyrun http://www.tanea.gr/…cle.php?e=a&f=16519&m=n50&aa=2

    "eimaste oloi tourkoi" (hepimiz turkuz)
    "eger ki acı ve neşe aslında insanları birleştiriyorsa, yunanlılar * ve türkler kardeş olmaya mecburdurlar."

    ilk cumlelerini de turkceye cevirmek gerekirse:

    "bu beklenmedik ve hakedilmemiş trajediden dolayı acı çeken tüm türklere: dualarımız sizinle ve hükümetimizin mümkün olan bütün yardımları acınızı biraz olsun hafifletmesi için göndermesini talep ediyoruz. türkiye ekonomisini düzeltebilmek için çok çalışıyor ama bu darbe çok üzücü ve talihsiz - yorgos likudis" şeklinde bir okuyucu yorumuyla başlıyor yazı.

    dipnot: şimdi tüm yunanlılar 1999'dan beri türk tabii
  • öteki olmanın ne demek olduğunu bilmeyen, hiç öteki olmamışlar tarafından soylenince komik, hatta absurd oluyor. burda 70 milyon içinde birbirine soylenince pek bi anlamı yok, ama ne zaman türk olmak öteki olmaktır, o zaman bu cümle anlamlı olacaktır.

    hepimiz türküz sözünün söylenmesi türklerin evlerinin yakıldığı solingende, türklerin isim değiştirdiği sofyanın üniversite koridorlarında güzeldir, müslümanım diyemeyenlerin yürüdüğü kavalanın arnavut kaldırımlı yollarında, sırf oralı değilsiniz diye garip görüldüğünüz stockholmde anlamlıdır, onların dilini bilmiyorsunuz diye sizle konuşulmayan pariste önemlidir; kısacası türk olmanın öteki olduğu yerde, ötekiyi, farklı görüleni genel görüşün karşısında, savunmasan da, "o" olmasan da değerli kılmaktır, anlamaktır. ha bu şehirlerde, ülkelerde de sizin kafanızda adamlar yok mudur, ne yazik ki vardır, ne yazık ki...

    ötesi kahvehane muhabbetidir;

    -hepimiz türküz dimi mahmut abi?
    -tabi yiğenim, sıra sende, okey kırmızı yedi.
    -peki abi.
  • 17 ağustos depremi sonrasında, önemli bir yunan gazetesinin (sanırım elefterotipia) attığı manşetti bu. birkaç gün sonra, gazetenin genel yayın yönetmeni, bir röportajında "sert tepkiler bekliyorduk ama birkaç ufak eleştiri hariç hiç tepki gelmemesi bizi de şaşırttı" diyecekti.

    bir başka üzücü olay sonrasında, türk halkı da, yunan halkından daha az hoşgörülü olmadığını herkese göstermiş oldu.

    (bkz: hepimiz ermeniyiz)

    edit: elefterotipia değil, ta nea gazetesi imiş.
    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…ber.aspx?id=-98088
    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…ber.aspx?id=-98778

    edit 2012:
    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…new.aspx?id=-98088
    http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/…new.aspx?id=-98778
  • turk oldugu icin aci cekenlerin oldugu bir ortamda degilsek anlam ifade etmeyen soz obegidir. hepimizin ermeni, kadin, escinsel, kurt, isci ya da yoksul oldugunu soylemek ayrimciliga maruz kaldiklari icin ezilenlere destek olmak adina atilan bir adimdir. aksi yonde soylenen soz, kulaga; kadinlarin tore cinayetleriyle olduruldugu bir toplumda atilan "hepimiz guldunya'yiz, hepimiz kadiniz" sloganina karsi "hayir ben sapina kadar erkegim!" diyen bir erkegin sesi gibi gelir.
  • objektif doğru veya yanlışlara itibar etmeme gibi tipik bir refleksi var sanırım biz türklerin. sık yaşanan bir örnektir, türkiye'de bir insan hakları ihlali yaşanır. mesela 8 mart 2005 dunya kadinlar gununde kadınların polis tarafından coplanması olsun. genelde avrupa'dan birileri çıkıp türkiye'nin bu tutumunu eleştirir. ülkemiz sözcülerinin, ilk refleksif tutumu "üzerinize vazife midir?" olurken, arka planda haldır haldır eleştirenlerin ülkesinden vuku bulmuş bir "kadınların polisten dayak yemesi" olayının belgesini arar. bulduğu anda da sokar gözüne."peh dinime küfreden müslüman olsa". yürü git allaşkına.
    kat'iyen de onların dövüp dövmemesinden bağımsız biçimde bu hareketin doğruluğunu tartışamazsın sakince. böyleyiz.

    örnekler artırılabilir, türkiye'nin şu tavrı iyi değildir der birisi. öbürü yanıtlar "ee senin çok beğendiğin avrupa'da da böyle". kötü örneği emsal almasak diyesin gelir diyemezsin, dedirtmeyiz. sokuveririz lafı. türküz hepimiz.

    bugün eğer hepimiz ermeniyiz demek senin için doğruysa dersin kardeşim, değilse demezsin. ama çizgini 80'lerde asala'ya gösterilen tepkiye göre çizmeye kalkışmanın mantığını ben anlayamadım. yanlışa yanlışla yanıt vermek anca türk-ermeni gerilimini büyütür. amacın gerginlikse, gidiniz halat çekme yarışmasında geriniz ipleri. ben katılmayacağım o kısma.
  • daha önce sadece ta nea gazetesi bu sloganı kullanmamış. almanya'nın solingen kasabasında öldürülen türkler'den sonra almanlar da hepimiz türk'üz diye yürümüş. yunanistan da ta nea'nın manşetine karşı çıkan olmazken, almanya'da sadece ırkçılar bu slogana itiraz etmiş.*

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=211534
  • penguen dergisinin son sayısının kapağında selçuk erdem imzalı karikatürde işlenmiş konu.
    u: uzaylı
    t: türk

    u: selam dünyalı biz dostuz...
    t: dünyalı diil türküz ulan biz!..
    u: şey pardon!
    t: ne ayaksın ulan sen!..
    u: gidiim ben...
    t: kaçma lan!..
  • mhp'nin antalya il binasında dijital gösterge üzerinden geçirilmeye başlanan yazı. (kaynak: http://www.stargazete.com/…/index.asp?haberid=45067 )

    hatırlattığınız iyi oldu, eminim görenler titreyip kendine gelmiştir.
  • bu ikinci el satış sitelerinin birinden bişey satıyorum unuttum şimdi, neyse almak isteyen bi vatandaş aradı, siteye fazladan para kaptırmamak için parayı doğrudan hesabıma aktarmayı teklif etti. baya da bişey gönderecek, 150-200 gibi bi meblağ.. adamın güvenine şaşırdım, mahçup hissettim, "abi nasıl olacak o iş nasıl güveniveriyorsun böyle hay allah" dedim güldüm, adamın cevap:

    -nolacak arkadaşım, şunun şurasında hepimiz türküz!

    hahah.. yaptık alışverişimizi sorunsuz tabi de sen türk görmemişsin güzeller güzeli abim..*
  • batı trakya’daki cenazede 100.000 kişi: “hepimiz türk’üz!”

    baskın oran

    edebiyat kurallarına fevkalade aykırı ama, en baştan rica ediyorum, lütfen bu yazıyı sonuna kadar okuyunuz. çünkü burası türkiye.
    ***
    flaş! flaş! müslüman-türk azınlığın yaşadığı batı trakya’da, “batı trakya’nın gücü” gazetesinin kurucusu ve genel yayın yönetmeni ismail ismail arkasından ensesine 3 el ateş edilmek suretiyle gazetesi önünde güpegündüz öldürüldü. adının yorgo hırbopulos olduğu bildirilen 17 yaşındaki genç ve kimi arkadaşları olaydan sonra tutuklandı. i. ismail’e uzun zamandır yoğun tehditler geldiği ama ihbarları emniyet’in ciddiye almadığı anlaşıldı.
    ***
    i. ismail’in gazete önünden kaldırılan cenazesinde hiç beklenmeyen bir gelişme oldu. atina ve selanik’ten gümülcine’ye akın eden 100.000 kadar yunanistanlı ortodoks, aynen 1998 marmara depreminde olduğu gibi, ellerinde “hepimiz türk’üz!” pankartlarıyla, cenaze namazının kılındığı camiye kadar 8 km yürüdüler. kimileri “hepimiz ismail ismail’iz!” pankartları taşıyordu.
    cenazeden önce i. ismail’in tabutunun yunan bayrağına sarılması önerildi. kortejde ne yunan bayrağı ne de türk bayrağı taşındı.
    ***
    olayın arkasında kimlerin ve hangi kurumların olduğu tartışılırken, sanığın elindeki tabancayı atmadığı, buna karşılık iki sim kartını güvenlik mensuplarının ancak dört gün sonra bulabileceği biçimde gizlemeyi başardığı öğrenildi. cinayetin kaç kişilik ekip tarafından işlendiğinin ise henüz anlaşılamadığı, yetkililerin bilgi kirliliğinden yakındığı bildirildi.
    ***
    cenazedeki sloganların çarpıcı etkisi devam eder ve bütün dünyada konuşulurken, yorgo hırbopulos’un yunan bayrağının ve venizelos’un bir özdeyişinin önünde, yunan bayrağı açtırılarak çekilmiş videosu ortaya çıktı. videoyu polisin mi yoksa jandarmanın mı çektiği tartışma konusu oldu.
    internette, en hafifi: “sesini kesmeyenin cezası böyle kesilir. müslümanlar yunanistan’ı ya sever ya terk eder!” biçimindeki mesajlar görülürken, bu sitelere hiç müdahale edilmediği öğrenildi. fakat son futbol maçında “hepimiz yorgo’yuz!” ve “hepimiz yunan’ız!” pankartları açan üç kişiye “1 yıl stada alınmama” cezası verildiği bildirildi. “hepimiz arkadan vuran katiliz” anlamına gelen bu pankartlar medyada çok ilgi çekti.
    ***
    i. ismail’in kanı kurumadan, ülkenin en büyük gazetesi to vima’nın genel yayın yönetmeni kostas zamparadis, i. ismail’in görevini devralan türk gazetecinin “yunanlı hiç değişmeyecek mi?” mealindeki yazısına, hayalî bir konuşma kurgulayarak şiddetle yüklendi. aynı şeyi, ülkenin ikinci büyük gazetesi elefterotipia’nın kıdemli yazarlarından vasil tombuloglou, yunan bağımsızlık savaşı kahramanlarından kapodistrias’ın bir öyküsünü anlatmak suretiyle yaptı. yeni genel yayın müdürünün de, üstelik meslektaşları tarafından böylece hedef gösterilmesi şaşkınlıkla karşılandı.
    ***
    i. ismail’in 1996’dan beri “batı trakya’nın gücü”nde işlediği temalar medyada şöyle özetlendi:
    cemaatimiz yunanistan devletinin sürekli baskısı altında yaşıyor. insan haklarımız ihlal ediliyor. memur yapılmıyoruz. askerde çavuş çıkarılıyoruz.
    yunanistan yargıtayı vakıflarımıza “yunan-olmayan” dediğinden beri bu kurumlarımızın mallarına resmen el konmakta. cumhurbaşkanlığına bağlı yunanistan denetleme kurulu, raporunda, vakıflarımızı “yabancı tüzel kişiler” kategorisinde sınıflandırdı. nihayet çıkabilen ve sorunlarımızın yarısına bile çözüm getirmeyen vakıflar yasası, cumhurbaşkanı tarafından “bu vakıflar fazla ekonomik ve siyasal güç kazanıyor; yunanistan’ın ulusal çıkarlarına aykırıdır” gerekçesiyle veto edildi. cumhurbaşkanı, bu vetosunu, 1967 askerî cuntası zamanında çıkarılan anayasanın başlangıç bölümüne dayandırdı.
    yunanistan danıştayı bize “yabancı uyruklu yunan vatandaşı” diyen mahkeme kararını oybirliğiyle onayladı.
    ilahiyat okulumuz kapatıldı, artık din adamımız yetişemiyor. cemaatimizin en yoğun yaşadığı ve müftülüğümüzün de bulunduğu çukur kahve mahallesinde mensuplarımızın ev satın almaları “vatikan kuracaklar” diye resmî soruşturmaya uğratılıyor.
    bir ara, çocuklarımız zorunlu ortodoks din derslerine sokuldu.
    sabotajları engelleme yönetmeliğinde bizler aynen “ülkedeki yerli yabancılar (yunan vatandaşı)” biçiminde potansiyel sabotajcı ilan edildik.
    yunanistan’daki ortodoks vlah ve makedon azınlıkları aşağılamak için kimi bakanlar “türk dölü” diyerek hakaret ediyor.
    fakat biz bütün bu insan hakları ihlallerini ülkemiz yunanistan içinde çözmek istiyoruz. yabancılara şikayet etmiyoruz. vicdan sahibi yunanistanlılarla el ele çözeceğiz.
    ***
    sevgili okurlarım. şaka, şaka. yine geçen seferki gibi kalkıp da ciddi sanmayın. bunlar batı trakya’da geçmedi. başka bir ülkede geçti. o ülkedeki “milliyetçiler” veya “ulusalcılar”, ülkelerindeki azınlıkların neler çektiklerini başka türlü anlamazlar diye böyle kurguladım. şakaydı efendim. kusura bakmayın; böyle ortamda şaka da ancak böyle oluyor.

    http://www.agos.com.tr/…rner&corner_id=41&cat_id=22
hesabın var mı? giriş yap