hicret
-
bugün gerçekleşseydi cevahir avm'de noktalanırdı.
-
bir orhan veli şiiri
hicret
1.
damlara bakan penceresinden
liman görünürdü
ve kilise çanları
durmadan çalardı, bütün gün.
tren sesi duyulurdu yatağından
arada bir
ve geceleri.
bir de kız sevmeye başlamıştı
karşı apartımanda.
böyle olduğu halde
bu şehri bırakıp
başka şehre gitti.
2.
şimdi kavak ağaçları görünüyor,
penceresinden,
kanal boyunca.
gündüzleri yağmur yağıyor;
ay doğuyor geceleri
ve pazar kuruluyor, karşı meydanda.
onunsa daima;
yol mu, para mı, mektup mu;
bir düşündüğü var. -
meğer bu zamana dek üzerine ne kadar az düşündüğüm kelimelerden biriymiş. vazgeçmek acayip zor birşey ya. yani düşünüyorum da ayrılık mesela bir hicret, bazen bir alışkanlığı bırakmak bir hicret, mübadeleler mesela iki yakasında da egenin insanlara git dendiği zamanlar, peygamberi en sevdiği şehirden ayrılmaya zorlayan şeyin adı, mesela filistinde ırakta bosnada ve daha birçok yerde onursuz bir yaşama tercih edilen ölümün ismi. ve son zamanlarda haysiyetin hayata yenilmesi olarak da tanımlar oldum. çünkü yenilgilerin birçoğu da hicret aslında. bırakıp gitmenin adı. içinden hicran çıkaran kelime.
-
arapça "göç" manasına gelir. kök halinde olmasa da dilimize de yerleşmiş bi kelimedir. "macir" tabir edilen göçmen kelimesi aslen "muhacir" olup hicret kökünden gelmektedir.
-
hicret olgusunda atlanan noktalardan biri de çıkış ve varış noktalarıdır. mekke gibi o zamanlar toplumun bozuk olduğu bir şehirden adı üstünde medeni bir şehre göç edilmiştir. bu noktada çıkartılabilecek bir iki konu vardır, "yozlaşmış bir kültürü ancak medeniyetten destek alarak yenebilirsin" ve "islamın hakim olması için medeniyet şarttır".
bu iki konuyu günümüz islam dünyası için düşündüğünüzde bir çok sorunun cevabı verilebiliyor, hatta avrupa birliğine neden girmemiz gerektiği bile çıkıyor ortaya. -
insanlardan allah'a, gölgelerden asıl'a hicret...
-
"melekler kendi nefislerine zulmedenlerin hayatına son verecekleri zaman derler ki: "nerede idiniz?" onlar: "biz, yeryüzünde zayıf bırakılmışlar (müstaz'aflar) idik." derler. (melekler de:) "hicret etmeniz için allah'ın arzı geniş değil miydi?" derler. işte onların barınma yeri cehennemdir. ne kötü yataktır o?" nisa 97
-
"arapça hcr kökünden gelen "hicrat" bir yerden göçme, ayrılma, terketme sözcüğünden alıntıdır. "
hz.ömer dizsinden:
https://m.youtube.com/watch?v=v85ajf6sb5s
başkalarından kalbe,
kalpten denizlere ve semaya hicret et...
her şeyi bırak, hicret et...
tertemiz oluncaya kadar...
bütün boş ve anlamsız, zaman öldüren şeylerden arınmış olarak... -
622 tarihinde gerçekleşti ve ilk hicret eden ebu seleme bin abdul esad r.a.’dır.
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap