• böyük sanatçı oğuz yılmaz'ın "gördün mü" adlı eserini yazarken esinlendiği parça.
  • björk ve thom yorke'un durmadan birbirlerine laf soktuğu düet.

    -you've never been to niagara falls?
    -i have seen water, its water, that's all...
    -lan efendi gibi bişii sorduk, ne hemen ters cevap veriyon...
  • - yeterince gördüm, yeterince yaş(l)a(n)dım.
    - göreceklerim beni şaşırtmaz, onları görmek istemem zaten.
    - gözlerimi isteyerek kapattım.
    anlamlarina gelen soz obegidir.

    "neden gözün kapalı yürüyorsun?"
    "bütün yolları ezberledim"
    "ama düşebilirsin"
    -gülümser- "bütün düşüşleri de ezberledim"

    ("yazılmayacak kitap"tan)
  • i've seen it all, i have seen the trees,
    i've seen the willow leaves dancing in the breeze
    i've seen a friend killed by his best friend,
    and lives that were over before they were spent.
    i've seen what i was - i know what i'll be
    i've seen it all - there is no more to see!
    you haven't seen elephants, kings or peru!
    i'm happy to say i had better to do
    what about china? have you seen the great wall?
    all walls are great, if the roof doesn't fall!
    and the man you will marry?
    the home you will share?
    to be honest, i really don't care...
    you've never been to niagara falls?
    i have seen water, its water, that's all...
    the eiffel tower, the empire state?
    my pulse was as high on my very first date!
    your grandson's hand as he plays with your hair?
    to be honest, i really don't care...
    i've seen it all, i've seen the dark
    i've seen the brightness in one little spark.
    i've seen what i chose and i've seen what i need,
    and that is enough, to want more would be greed.
    i've seen what i was and i know what i'll be
    i've seen it all - there is no more to see!
    you've seen it all and all you have seen
    you can always review on your own little screen
    the light and the dark, the big and the small
    just keep in mind - you need no more at all
    you've seen what you were and know what you'll be
    you've seen it all - there is no more to see!

    sozlerine sahip,ozellikle "have you seen the great wall?-all the walls are great if the roof doesnt fall" kısmını sevdigim $arkı.
  • filmi seyretmeden once dinlemis olsaydim muhtemelen bu ne yaa diyip gececegim, ama filmde soylendigi sahnede beni aglattigindan olacak, her dinleyisimde sartlanmisim gibi gozlerimi dolduran, bogazima dugumlenen ama dinlemeden de duramadigim olaganustu sarki.
  • benim için tartışmasız dünyanın en büyük iki vokaliyle** taçlandırılmış şahane parça, baş tacı, ne kadar çok dinlediğimi bilemiyorum, ne kadar çok dinleyeceğimi de, her şeyi görmedim, ama gördüklerimin arasında en iyisi bu.
  • normal bir beyin tarafindan yapilamayacak bir sarki. yillardir dinlemekten bikmadigim, hic bir zaman da bikmayacagim bir saheser. sarkiyi baslatan tren cigligi, sonra raylarda kayan buharli bir tren sesi, bildigin tren sesi, ama muzik. butun sarki boyunca gidiyor, gidiyor, gidiyor ama oyle bir duzenlenmis ki asla siritmiyor. ustue yaylilar, bjork'un muhtesem sesi ekleniyor, thom yorke katiliyor.. daha iyi bir duet dinlemedim henuz.
    adeta bir sidik yarisi seklinde baslayan sarki sonra ciddilesiyor, karamsarlasiyor. "-your grandson's hand as he plays with your hair? / -to be honest, i really don't care" misralari ile umutsuzlugun, "vazgectim dunyadan" halinin en kisa ozetlerinden birini yapiveriyor, "i've seen what i was and i know what i'll be, i've seen it all, there is no more to see" ile bir of cektiriyor, sonra tren uzaklasmaya basliyor geldigi yonun tersine..
    filmde yer aldigi sahne de muhtesemdi, "i've seen it all, there is no more to see" deyip atilan gozluk, yaklasan tren, tren ve vagonlarda gecici hayali bir huzur, yolun kenarda torunuyla oynayan yasli ama imkansiz, yine hayali bir buyukanne, "i've seen the brightness in one little spark".. lars von trier'in butun filmleri sert, ama saniyorum bu sahne (ki bence en iyi filmi dancer in the dark'tir) butun filmleri arasindaki en serti, en caresizi, en umutsuzu. bu da bu basyapiti tamamlayan, hatta ondan tasan bir sarkidir gozumde.
  • günlerdir kendimi içine sakladığım şarkı. herşeyin yettiğinde, dahası herşey içimdeyken, gözlerimi sımsıkı kapattığımda durduğum koordinat.
  • -what about china? have you seen the great wall?
    -amaaan osman, çekik gözlüleri gördüm geçen yıl çifte minarenin duvarının önünde fotoğraf çektiriyolardı, ne görücem daha çin seddini meddini

    bu, muduna gelirse olanaklar ve hayalleri akla getirip salya sümük ağlatabilecek şarkıyı sevenler, ellerinde davetiye varken burunlarının dibindeki universiade açılışına gitmeyebilirler. neresi bilgelik bunun üşengeçlik lakin karanlıkta dans etmek güzel. güzel olan her şey doğru olmak zorunda değil.
  • işyerinde sadece kendimi istediğim zamanlarda dinlediğim şarkı... başka kimsenin konuşmasını istemediğimde, björk ile thom yorke'u konuşturuyorum. "çok şey gördüm" diyorum kendi kendime. "ama görecek daha çok şey var" diyorum sonra. "bugüne kadar çok şeyler gördüm, tümü geçti, bunlar da geçecek" diyorum. çok büyüdüm artık şarkı dinleyince ağlamıyorum, eskiden çok eskiden olsa ağlardım...
hesabın var mı? giriş yap