• toplumun normlarıyla paralel cinsel dürtüleri bulunan bireylerin, cinsel dürtüleri toplumun normlarına tezat düşmüş erkek bireyleri ötekileştirerek, onlara atfettikleri yaftadır. kendilerini normal kabul ederek diğer grubu anormalleştiren tatmin gücü yüksek hegemon düşüncenin ötekileri aşağılamasıdır. otokontrol mekanizmasına ergenlik döneminde (ve hatta öncesinde) biliçsizce enjekte edilen çıktılardır aslında. şu örneğe yakın bir diyaloğun öznesi ya da gizli öznesi olmayan erkek bireyler varsa eğer, gün batımında büyük okyanusun bulutsuz gökyüzüyle birleştiği noktaya bakıp hayatın anlamını arasınlar, elde ettikleri bulgularla sonsuzluğa kulaç atsınlar çünkü sanırım nirvana onları bekliyor:

    a : kamışa su yürüdü mü lan?
    x : hehe… şey…
    b : oha gelmiyo mu lan yoksa hala? gece rüyalar fln?
    x : ne alakası var olum. gelyo tabi.
    c : jennifer lopez’le takıldık geçenlerde.
    a,b,c : ehehehehehehe
    b : olum x ibne misin nesin niye gülmüyon lan.
    x : ne ala….
    a: şaka lan şaka… ibneler ne komik olum. ulan bu salaklar üçgen lego’yu yuvarlağa sokmaya çalışmıştır küçükken kesin.
    a,b,c : zuhahahahahahaa
    x : hehehe...

    evet gülerdik. x’te gülerdi bizimle, hiç bozuntuya vermezdi. ama hep bir kararsız, hep bir ürkek... biz ona arsız bir biçimde takılırken, o mahçup bir biçimde eşcinseldi gerçekten de. bana bunu iki sene sonra söyleyebildi, ben onu beş sene sonra anlayabildim. ilkokul arkadaşıma tiksintiyle baktığım andır o an. annem ve babamın seviştiğini öğrendiğimde bile daha kolay adapte olmuştum duruma. gel gör ki ilkokul arkadaşına sırtını dönemiyor insan. hazmettim bir şekilde, kabullendim.

    x ilk cinsel deneyimlerini bizlerden çok çok sonra yaşayabildi. üniversiteyi kazanıp ankara’ya gittiğinde ilk defa bir sevgilisi oldu bizim "ibne x" in. yabancı bir eli tutabilmek için 21 sene bekledi. benim tüm “normal ilişki"lerimden daha güzel, daha mutlu bir “anormal ilişki"ydi bu inanır mısınız? onu periyodik ziyaretlerimden birinde iki çift bir aradaydık. ben, sevgilim, o ve sevgilisi… akşamüstü x’in fanatizmin doruklarındaki barca sevdası bizi televizyona kilitledi. puyol'un nasıl bir yıkım ekibi olduğundan, barca-real çekişmesinin tarihinden, livorno’nun silahı lucarelli’nin italya ümit milli takımında attığı golden sonra altına giydiği che tişörtünü göstererek berlusconi tarafından ilelebet milli formadan men edildiğinden falan bahsetti. benim sevdiceğimle endüstriyel futbol konusunda münakaşa ettiler sonrada. ben de tıpkı bir mal gibi, tıpkı bir cahil gibi olanları dinledim. odalarımıza çekildiğimizde x sevgilisiyle yan odada dağ gibi tabuları yıkarken (muhtemelen), biz ufacık zar dokuya takıldık. normların emrine uyup sarılarak uyuduk birbirimize. (bkz: heteroseksüellere mahalle baskısı var)

    her şey mükemmel giderken birdenbire ailesiyle bu konuyu paylaşmasının iyi bir fikir olduğunu düşünüp el ele x'in ailesinin karşısına çıktı iki sevgili. ailesi bunun iyi bir fikir olmadığını düşünüp onu evlatlıktan gayriresmi bir biçimde reddetti. hatta delikanlı abisi bunun bok gibi bir fikir olduğunu düşünüp "ibne x"in "yavşak sevgilisi"ni çok fena hırpaladı. “bir daha bu şehre ayak basarsan seni öldürürüz şerefsiz” şeklinde uğurladılar evlatlarını. zor toparladı kendilerini çocuklar. ya da ben öyle sanıyormuşum. dört (4) ay sonra bir gece yarısına doğru x’in sevgilisi aradı. aynı gece 02. 20 otobüsünde ankara’ya yer ayırttım. mola yerinde inip çayımı içtim. öğleden sonra da bizim oğlanı gömdük. doktorunu yanlış anlayıp düzenli kullandığı prozac’tan birkaç kutu içmiş. ailesi cenazesini bile kabul etmedi. aramızda üç-beş para toplayıp zar zor gömebildik x’i. çok az arkadaşı vardı, toplayabildiğimiz para imam tutmaya yetmedi. inanmazdı zaten "ibne x". ama biz ona inanırdık. varlığına ve doğruluğuna...

    "ibne x"in "delikanlı abi"sini gördüm az önce. bir hatunun memelerini sıkıp, yanağından makas alıyordu. dudağına yapışyordu erkekliğini gururla teşhir edercesine. hem de halka açık bir yerde: otobüs durağında... oysa x: kabakulak olduğumda diğer çocuklar benden kaçarken korkmadan bana yaklaşıp “geçmiş olsun” diyen tek insan evladı “yavşak x”, karşı apartmanın duvarından düşüp kafamı yardığımda anneme haber veren “götçü x”, onda devre yirmide biter maçlarda benden iyi oynamasına rağmen üzülmeyeyim diye kazanmama izin veren “homo x”, okulda altıma işediğimde evine gidip kimseye çaktırmadan bana temiz don getiren o “kızoğlan x”, ankara'da eşekler gibi yağan yağmurda ıslanmayayım diye girip ilk gördüğü mağazadan kira parasıyla bana kapşonlu gocuk alan o fedakar kardeşim eminim bir kere bile utanmadan öpüşememiştir hayatı boyunca. hem de otobüs durağında falan da değil, kendi evinde. mahreminde…

    yazık… kişilikleri kimliklere bölüyor olmamız ne kadar yazık. tüm birer elma da sanki insancıklar kabuklarını soyuyoruz önce, savunmasız bırakıyoruz. sonra dilimlere ayıryoruz her dilimini yaftalayarak. bizden olmayanları mekanik bir katılıkla sindiriyoruz. en çokta biz erkekler yapıyoruz bunu. sanki; nerde "ibne" görsek götümüzü sikecek; nerde bir kürt, arap, ermeni görsek vatanımızı bölecek; nerde bir deli görsek burnunu karıştırıp üstümüze silecek... korkan ve aciz olan bizleriz aslında. yani illaki etiketler gerekiyor. insana sadece insan diyemiyoruz. gözümüz gökkuşağının farklı renklerinin yarattığı güzelliği seçemiyor, ruhumuz "benden farklı"ya tahamül edemiyorsa; eşcinsel arkadaşlara ibne de desek aynı, eşcinsel de desek aynı...
  • kakaya bok demek, penise sik veya da yarak demek, popoya got demek gibi birsey degildir gay olan birisine ibne demek.turkcedeki en igrenc en asagilik kelimedir ibne.

    birisi bana cikip da "ulan ne ibne adamsin!", "ibnelik yapmasana lan!" dediginde kuplere binmiyorum tabi.ya da en azindan bir "orospu cocugu" denmesi nispeten cok daha canimi sikar.hatta ben de ibne diyorum cogu zaman.hatta bazen bagiriyorum bogazim patlayana kadar, kuddusilere, erollara, metinlere kisaca dudugunu menfaatime otturmeyenlere.

    ama sonra cok pisman oluyorum.o adamlara ibne dedim diye degil. o kelimeyi kullandim diye. daha asagilik daha basit, daha ilkokul cocugu seviyesinde bir asagilama (sozde) sozcugu olamaz. hatta soyle soyleyeyim: "sisko patates yarim kilo domates" var ya, o bile daha anlasilir. neden mi? direk amacina uygun kullanilmis da ondan.

    yabancilarda da gordum birbirine homo deyip gulenleri.yok ama onlar kurnazlik yapanlara, saticilara, kalleslere, firlamalara, macta kaleci ile karsi karsiya kalip bostaki arkadasina pas atmayip gol kaciranlara , hakemlere, kisaca her fesatliga, kotuluge homo ya da "ibne" gibi gotten uydurma bir tabir kullanmiyorlar. onlar akillarinca hemcinsiyle sevisiyor diyerekten arkadaslariyla dalga geciyorlar. sozluk anlamini kullanarak yani. bunu yapanlar arasinda da 15 yasindan buyukleri pek fazla gormedim.

    nedir peki bunun bize getirdigi ya da goturdugu? turkiye'de herkes dogustan mukemmel olarak dogmayabiliyor. sakat doganlar, ozurlu olanlar, kor olanlar, isitme problemleri olanlar... bunlarla kolay kolay dalga gecilmez. neden? ilk sebebi gunah olmasi. varsa dalga gececek olanlar bunu en yakinindaki arkadaslariyla kacamak gulucuklerle ya da basbasa kaldiklarinda yapiyorlar.

    gelgelelim biraz daha sansli olanlara... cirkin olanlar.tamam neye gore kime gore? ama ben bugune kadar hep gordum, duydum kepce kulak, hokka burun, sivilceli, dortgoz, evlat olsa sevilmez vs. vs... insanlar genelde birbirleriyle eglenecek seyleri bulmakta zorluk cekmiyorlar. hele hele birbirlerinin gonlunu almak icin sarfettikleri caba, yaraticilik malesef birisinin acigini bulup gun yuzune cikarma cabasinin yaninda hic kalacak kadar az. neyse konudan uzaklasmadan soyle devam edeyim. burda yani nispeten cirkinlikle ilgili, cirkin, ucube tarzi yakistirmalar ve yukarida verdigim ornekler en rahat dile getirilenlerdir. bugun kimse karsisindakinin ruhunda nasil yikimlar yaptigini bilmeden "milyon tane gonlum olsa bir tanesini ona vermem" diyebilmektedir rahatlikla. bir milyon bile etmeyecek dusuncelerinin urunu olarak.

    gelgelelim isin diger ve konumuzla alakali olan boyutuna, dikkatinizi cekiyorum kusur ya da aksaklik degil. escinsellik, gaylik herneyse... peki bu toplumda gay olunursa ne olur? bunu bir gay olmadan kimsenin anlayabilecegini sanmiyorum. hakikaten. ilk basta soyledigim ozurlu ya da sakat birisiyle dalga gecmek gunahken, bu sefer roller tam tersi. madur olan (ya da oyle gozuken, zira ortada aslinda maduriyet yok) kisinin yaptigi gunah. e halkta ortada sican oynayip, "yeter ortadaki sen yoruldun biraz da ben geceyim ortaya" demeden yetismis, "vurun kahpeye" diyecek bir galeyanciyi basustunde tutarak yetismis bir toplum. tum bunlarin yaninda kucuklukten beri sekerini elinden alip kacana, arkasindan celme takip yere dusurene "ibne" diyen bir toplumuz. daha cinsel organini sadece isemek icin kullanan ve sokakta ettigi kufurlerden baska kotu bir aliskanligi olmayan, dunyadan ve cinsel hayattan haberi olamayan bir cocuga bir escinsel gosterip "bu ibne" dense acaba o hicbirseyden haberi olmayan cocuk ne dusunecek? iki sakalli adami birbiriyle opusurken dusunup igrenecek mi? yoksa elindeki sekeri saklayip, bir koseye pusup hain hain ona icinden "demek sensin ibneee.amina koduum!alamassin sekerimi" mi diyecek?

    gunah kecisi bulmakta, gundem saptirmakta ustumuze yoktur. enflasyon canavari, trafik canavari, van golu canavari... bunlari hayalimizde tasavvur edip uzak durmamiz gereken illet seyler oldugunu dusunmusuzdur.ya da olmayan seylere umut baglayip onlari umut kapisi yapmisizdir. fakat anlami her ne kadar olmasa ya da kendileriyle ortusmese de ibneler vardir.onlari da biz yarattik.yine olmayan birseyi tasavvur ettik, fakat olan seylerin ustlerine yiktik. ozellikle bu toplumda hic tasvip edilmeyen kisilerin ustlerine yiktik ki arkamiz saglam olsun diye. ama bu kafamizda yarattigimiz olmayan seyin anlamlarindan birine hep zit davrandik. neymis delikanlilik= saflik, mertlik, gozunu budaktan sakinmamak, mevzudan kacmamak, tesbih cekmek, kumas pantolon giymek, gulmemek, agir olmak vs. bunlarin karsitini yapanlara ise ayni guruh ibne demistir cogu zaman. ama gercek bir gay gorduklerinde "abi uzak duralim translarla bunlar tehlikeli oluyorlar.kaybetcegi birsey kalmamis bunlarin abi!" diyerek delikanli literaturunden sener senvari ayak topuklari kicla temas halinde kosarak uzaklasmaktadirlar.hayir.yanlis. onlarin belki kaybedecegi cok seyleri olabilirdi.%99 bu tip delikanlilardan daha fazla seyleri hem de.ama onlari bu hale getirenler sizler, bizler, hepimiz olduk.
  • arapça ibn erkek,oğlan çocuk anlamına gelir. -e ise dişillik ekidir,müdürden müdüre gibi.ibn in sonuna -e getirilmek suretiyle ibne yapılmıştır.lakin tamamiyle türk dehasının bir ürünüdür araplara ibne derseniz birinin kızı şeklinde anlarlar.
    gelgelelim bu küfürün içeriğine, bir kısım bünyeler bu küfrün erkeği aşağılayan tek cinsel içerikli küfür olduğunu düşünmekteler. oysa vaziyet hiç de öyle değil, zira etimolojik çıkışa bakıldığında erkeğin kadına benzetilmesiyle bunun türetildiği ortaya çıkar. yani kadın ikincil bir varlık pozisyonundadır ve ibne ona benzer davrandığı için aşağılanan erkektir. yani yine dolaylı yoldan kadın aşağılanıyor. bir kısım arkadaşlar karşı cinse benzemenin kadın erkek gözetmeksizin islamca yasaklandığından yola çıkıp itiraz edebilirler.hayır bu küfür tamamen toplumsal orjinlidir, bu toplumda "erkek fatma"lar sevilirler. bir kısım arkadaşlar da bunun kadına benzemek değil üçüncül bir cinsiyet olduğunu, ya da cinsel kimliğin iktidarın bir dayatmasından başka bir şey olmadığını iddia edip itiraz edebilirler. yok efendim biz onu tartışmıyoruz, etimolojik çıkışı ve sözcüğün tarihsel evrilişini inceledik. diğer kısmını artık freud’dan mı bakarsınız foucault’dan mı bakarsınız, ya da hiç birine bakmaz mısınız bilemeyeceğim.

    edit: efenim, ibne arapça "birinin kızı demek değil" şeklinde bir itiraz geldi kimi arkadaşlardan. entryde zaten o anlama gelir denmiyor, o şekilde anlaşılır deniyor. hani nasıl birisi ingilizce konuşurken bir kadından "he, his" diye bahsetse "she demesi gerek, iyi bilmediği için öyle diyor" şeklinde düşünürüz, benim muhatap olduğum bir kısım arabî konuşan zevat da ibne lafını ilk duyduğunda "binti'yi bilmiyor, ibn'e -e dişi eki getiriyor o yüzden" diye akıl yürütmüşler idi. mesele budur.
  • o
  • çocukken abilerin elimden tutup götürdükleri beşiktaş maçlarında hakem adı sanıyordum. bu yüzden her maçı aynı hakemin yönettiğini zannederdim. ben cocukken salaktım.
  • kız, kız çocuk. (arapça)
  • çocukken, bu ayıp şeyin kelime anlamını bilmediğim bir dönemde aşağıdaki diyaloğu yaşamama sebep argo kelime.

    nosferatu parkta arkadaşına utana sıkıla bu yeni duyduğu kelimenin anlamını sormaktadır.

    - yahu ali bu ibne ne demek biliyo musun.
    - şimdi ibnenin iki anlamı vardır. (çok biliyorum edasıyla)
    - ee
    - şimdi birincisi, hani bu arabalarda hız göstergesi var ya böyle hızlanınca hareket ediyo
    - ibre??
    - hah birincisi bu
    - ikincisi ne? (birincide tutturamadı belki ikincisi daha anlamlıdır)
    - işte ikinci anlamını bilmiyorum
    - haaaa

    muhabbetin 0 yeni bilgi ile sonuçlanması nedeni ile daha yüksek bir merciye sorma ihtiyacı hasıl oldu fakat "orgazm ne demek" sorusuna cevaben 3 cilt "cinsel sağlık ansiklopedisi"ni elime tutuşturan babama da argo olduğu belli olan bu kelimeyi sormaya cesaret edemedim açıkçası.

    tanım yapmadan bitirmeyelim:

    arabalarda hız göstergesinin diğer bir adı olmayan şey.
  • ünlü birinin lafıdır : erkekler götlerinin kıymetini bilseydi hepsi ibne olurdu
  • kukusuz kadın, haksız rekabet.
  • kadınlara rakip olan; bazı erkeklerde göt korkusu uyandıran , bazılarında acaba denersem vazgeçebilir miyim korkusu yaşatan erkek eşcinsel. bu korkuyu yaşattığı için kendine gay denilmez; ibne denir. basit denklem; korku yok, homofobi yok, insanları isimlerle aşağılamak yok !

    korkulmaması gereken insan evladıdır. dokunmakla, bakmakla, sempati göstermekle eşcinsellik bulaşmaz; ama eğer eşcinselseniz diğer eşcinsellerin arkasından ibne de deseniz, kadınlarla yatıp eşcinselliğinizi karanlık rüyalarınızda yaşasanız da gerçek değişmez; eşcinselsinizdir. zira eşcinsellik sadece cinsellikle ilgili değildir. dünya kendi cinsi ile bir kez bile yatmamış ama karşı cinsten bir sürü huzursuz ilişkiler yaşamış eşcinsellerle doludur.
hesabın var mı? giriş yap