infusion
-
ing. bir şeyi akışkan hale getirmek, çözmek. bir de ven içine, -kan dışında- bir sıvı vermek, ki verilen kan olursa buna infusion değil transfusion denir.
-
(bkz: demleme)
-
yeni albumleri six feet above yesterday ile yine adindan soz ettirecek olan avustralyali mukemmel grup.
dave seaman ile birlikte 2 sene once turkiyeye gelmislerdi..
04-01-2004 tarihinde radio 1 a yaptiklari essential mix ile gonullerde taht kurmuslardir -
-
spaldingin ürettiği, pompası üzerinde bulunan, mühendislik harikası basketbol topu.
-
hepsiburadada 80 milyona, çarşı mağazasında 100 milyon civarı bir fiyata alınabilecek basketbol topu.
bi de spalding'in patentli zi/o özel deri malzemesi ile üretilmiştir. -
pompasi iyi hos ama sisrmesi biraz kol yoran indoor ve outdoor modelleri olan guzel top..
bi de opmpa kismi tam yere denk gelirse tink diye acaip bi ses cikiyo... tek oynarken insani kil eden bi ses... -
jamie stevens, manuel sharrad ve frank xavier uclusunden olusan super grup.
-
kendi sarkilarinin haricinde remixledikleri sarkilari bambaska hale sokan mukemmel grup.
(bkz: we want your soul) -
inanilmaz sahne performansi sergileyen uclu. ne tarz muzik yaptiklarina bir turlu karar veremedim. her telden caliyorlar anlayacaginiz. sonucta ne calarlarsa calsinlar ya da ne uretirlerse uretsinler ilk onumda yeri kolay kolay sarsilamayacak grup.
(bkz: do to you)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap