• 1970 yılındaki jimi hendrix'li, the who'lu festivali çok olaylı bir şekilde son bulduktan sonra, herkesin iyiliğine bir daha yapılmaması gerektiğine karar verilmiş olan, nihayet 2002 yılında tekrar başlangıç verilen, ve bu sene de morrissey, roxy music, rem, snow patrol gibi grupların sahne alacağı şukela bir festivale sahip ada.
  • kanimca yasanilacak yerdir. cennet gibi adadir , icinde 2-3 tanede degisik canlilarin yasadigi parklar mevcuttur. arabayla gitmek veya araba kiralayarak gezmek gerekir. adanin icinde otobüs ring seferleri oluyor genelde ama sonucta ada , yani öyle vızır vızır bir durum yok. yinede southampton taraflarindaysaniz gidip görülesi bir yerdir.
  • hakikaten de yasanilacak bir yer isle of wight. hayatin yavas akmasindan hoslanmayip bu nedenle buyuk sehirlerde yasamayi tercih edenler icin de mukemmel bir kacis yeri.

    britanya'nin en guneyinde yer almasi hasebiyle gorece daha sicak ve gunesli. glasgow ve edinburgh'daki gibi, kisin en uzun gecelerinde gunesin 9-10 gibi dogdugu abuk durumlar yasanmaz. turkiye'de dogup buyumus bunyeler icin epey muhim bu detay.

    birlesik krallik elitinin bir numarali dinlenme tercihi oldugundan, isle of wight epey posh'tur ayrica. queen victoria doneminde, kralicenin ozel ilgisi nedeniyle hizlica populerlesmis. kralice burada kendisi icin guzel bir yazlik yaptirinca tum ingiliz soylulari da onu takip etmis. ozellikle de sahil seridindeki fantastik guzellikteki onca evin arkasinda yatan dinamik bu. hemen hepsi 19. yy'in ikinci yarisinda insa edilen bu harikulade evlerin ilk sahipleri ekseriyetle ust rutbeli denizci subaylarmis.

    bir sayfiye yeri oldugu ve pek fazla is imkani sunmadigi icin, oxford ve londra gibi yerlere kiyasla epey ucuz kaliyor isle of wight. ikliminin guzelligi, mimari ve estetik acidan adanin tamaminda gozlemlenebilen tutarlilik, sosyal ortaminin nezihligi ve daha onca pozitif yanina ek olarak hayatin da gorece ucuz olmasi daha bir cazip kiliyor burayi.

    uzun lafin kisasi, marmaris soslu bir ingiliz yerlesim birimi, wight adasi. "belki bir gun yerlesirim" turu hayallere itiyor her geldigimde...
  • uzunca süredir devam eden dönemsel oturumumdan sonra evimi satarak artık yerlisi olamayacağım, ama yine de şehr-i elizabeth* ortamlarından sıkça kaçarak özlem gidermeye devam edeceğim benzersiz güzellikteki yazlarımın ev sahibi olan ada. normal koşullarda çok hızlı satılacak evi ancak 11 ay bekledikten sonra haziran 2018 başı itibari ile 420 bin pounda okutabildim. ağustos ayına kadar da taşınma süresi aldım, bu da demek oluyor ki artık adada son demlerimi londra ve sidney'den zaman bulabildikçe yaz havasında geçireceğim.
    britanya'da son bir senedir konut piyasası çok durgundu; 29 mart 2017 brexit oylamasından sonra öngörüyordum bir miktar beklemeyi satış için. ancak ilginçtir ki brexit'e karşın 2017 nisanından bugüne ortalama fiyat %2.2 artmış konut sektöründe. halifax'ın birleşik krallık konut fiyatı göstergesine göre 2010'da ortalama ev değerlemesi 169 bin pound dolaylarında imiş. 2014 yılına kadar aşağı yukarı 160-170 bin aralığında oynaştıktan sonra sürekli bir artışla 2018 mayıs ayında 228 bin pounda erişmiş. 1983 yılında 100 birim olan gösterge 2018 mayıs'ta 715.1 birime çıkmış; 35 senede pound temelinde 7 kattan fazla artış olmuş konut değerlerinde. aynı dönemdeki enflasyona bakarsak 1983 yılının 1 poundu 2018 haziran ayında 3.36 lira düzeylerine denk geliyor. işin özü, satış için biraz uzun beklememe karşın güzel bir alışveriş oldu.
    avustralya'ya benzer biçimde ingiltere'de de taşınmaz sektöründe özellikle ülkenin güney taraflarında ve anakentler dışında çoğunlukla yunan asıllı aracılar baskın durumda. doğrusu ülkelerinden paçalarını kurtarıp gelebilen türkler'in imgelemi de yalnızca gittikleri kentte daha önceden açılmış pidecinin yanına yeni bir pideci açmak ile sınırlı olduğundan bu tarz akçeli işlerde pek türk olmaz. her neyse, aracı elemana da satış fiyatı üzerinden %1 + kdv şeklindeki ücretini takdim edip işi bitirdik. artık bega ve batesman bay arasındaki bölgede uzunca süredir bakınıp durduğum bahçeli mekanlardan birini kısa sürede bitirmek şart oldu. şundan dolayı ki eşyaları benim londra'daki ya da sidney'deki fakirhanelere sığdırabilmek olanaklı değil, zorunlu olarak 11 bin pound kadar da denizyolu taşımasına gidecek. ama eşyaları paketleyip yollayınca port kembla'ya 6 haftada varıyor, demem odur ki yeterince süre var ev alımı için.
  • burda kucuk capli, geleneksel bi muzik festivali yapilir. britanya'nin yeni yetme gruplari kendilerini kesfedecek bi menejerin dikkatini cekmeye calisir, ilk albumlerinden sonra satislari dusmeye baslayan spekulatif gruplar ise yeni hayran kitlelerine ulasabilme ugrasindadir. jethro tull ilk adam gibi konserini bu ortamda vermistir.
  • ingiltereye ilk gittigimde burda kalmistim bi ay guzel yerdi
  • birleşik krallık’a ait küçük bir cennet parçası.
  • ingiliz ana adasından the solent ile ayrılan portsmouth ve southampton kentlerine güneyden bakınan adadır. huzurludur, yerleşik, geleneksel "gerçek ingiliz" kültürü yaşanır. iç turizm gelişmiştir, mübarek noel ya da mukaddes paskalya tatili zamanlarında daha büyük şehirlerden bu güzide adamıza akın olur. gatwick havalimanı'ndan southern hattına binersiniz, son durak portsmouth harbour'da inip yerel jargonda fast cat olarak nam salan katamarana atlarsınız, ver elini isle of wight. amma velakin söz konusu katamaran ryde pier'de denizden 400 metre kadar açıkta yapma bir iskelede durur ve buradan sahile ya araba ile ulaşırsınız ya da bir miktar yürürsünüz. buradan tren hattı da vardır ancak sandown'a çalışır. ayrıca bu hattaki smallbrook durağından buharlı tren içeri doğru işler, 150 yıllık vagonlarla eski tren yolculuklarını yaşarsınız. benim isle of wight'taki ev, içeride, biraz yukarıda, newport'ta olduğundan ryde'dan yukarı çıkan high street ve cowes çarşısı en sevdiğim aylak gezme yerleridir. ingiliz kraliyet yat kulübü cowes'dadır, çarşı zaten bilimum yatçılık malzemesi satan dükkanla doludur. burada rüzgarlı kış günlerinde the castle denen mekanda irish coffee, yazın ise yerel kara bira rudolf içilesidir. cowes'da çarşıdan royal yacht squadron'a doğru yürürsünüz sahilden, yat yarışlarının başlaması için ateşlenen topları görürsünüz dizi dizi. ancak kışları kaldırırlar bu topları. sonra sahil yolunun sola doğru bombesine gelince karşıdan böğrünüze sert rüzgarı yiyip "dondu böğrüm anam" deyip çarşı tarafına dönmeyi istersiniz. eski başbakanlardan winston churchill'in pederi eski lordlardan randolf churchill abimizin amerikanyalı fıstık jennie jerome bacımızı tavlayıp evlilik teklif ettiği mekan da cowes ortamlarındadır. ryde'da ise tam iskeleye bakan sahil caddesindeki michelangelo italyan lokantası bence adanın en güzel lokantasıdır. hele hele adanın çoğu zaman yağmurlu olan kış günlerinin birinde londra'dan adaya kaçabilmişsem iskeleden soluğu doğruca michelangelo'da alıp, branzinomu ısmarlayıp, yoldan geçenleri ve iskeleden adaya gelenleri izleyerek hoş italyan beyaz şaraplarından biriyle akşamı öldürme keyfini yaşamayı hiç birşeye değişmem.
  • bir ingiliz adasi.
  • en büyük şehri newport'tur. an itibariyle ingiltere profesyonel futbol liglerinde takım bulundurmamaktadır.
hesabın var mı? giriş yap