• aralarından bir efendi tüy çıkmaz ki istenmediğim yerde durmam desin. cibiliyetsiz zırtapozlar..
  • ilk olarak 19ncu yy ba$larinda unlu ingiliz du$unuru sir agda tarafindan aforoz edilen tuylerdir.
  • kadınların ve bu konuda kadınlarla konuşan erkeklerin ve kadınlara ürün satmak isteyen kozmetik firmaları reklamlarının, söylerken ağır kaçıyor diye,
    yumuşatarak "tüy" diye nitelendirdikleri evrim hediyesidir.

    lakin, şunları biliyor muydunuz?

    homo sapiens tüy değil "kıl" sahibir. tüy, kuşlarda olur. inanmayan açıp ansiklopedi araştırabilir. ama bu da kadınların bacak, koltukaltı, dudak üstü vs. kıllarının varlığını değiştirmez. ayrıca, bir kısım kıllar, daha yumuşak karekterli diye tüy olmaz. hepsinin adı kıldır. tabi kuşsanız o ayrı. uçmuşsunuz siz o zaman.
    bunu söylüyorum diye de ben tüy olmam olacaksam kıl olurum.
  • kanser olunca mumla aranacaklardır.
  • banyonun kalebodurları üzerinde bulunan, kime ait olduğu evin annesi tarafından kolayca tesbit edilebilen tüy grubu.
  • bence bu soruna çoktan çözüm bulundu, tüylerden geri dönmeksizin kurtulmak mümkün. ama bu durum koca epilasyon sektörünün aleyhine olacağı için bizden saklanıyor.
    dış mihraklar, bor madenleri. evet.
  • en sevdiğim kazağımın üzerinde pörtü pörtü oluşmuş, kestikçe yine baş vermiş , yine, yine, yine, kalın bir kazağın ince bir trikoya dönüşmesine sebep tüyler.
  • eger bir tuy dogal olarak ona verilmis olan gorevleri yerine getirmeme ayibini yaparsa tuy collectivei tarafindan kinanir ve istenmeyen tuy ilan edilir ve tum tuyler ona sirtini donup obur yone dogru uzarlar
  • çok hüzünlü tüylerdir esasen.
    bir ortamda, hele ki doğup büyüdüğün ortamda istenmemek ne zordur. için acır, ezilirsin. ama bilmiyoruz ki büyük ihtimalle bizde onlar için istenmeyen insanlarız. ne bileyim ter kokuyoruz belki, belki cildimiz yağlı, yapış yapışız. onlar bize bir şey diyorlar mı? ama yaranamıyorlar bize işte, istemiyoruz onları.
    başımızda çıkacaklarına bacağımızda çıkmışlar, tek suçları da bu. fakir bir eve doğmuş çocuk gibiler yani küçük emrah misali. başında çıksa istenen tüy olacakmış ama olmamış. allahta onu bacakta çıkarmış yani o ne yapsın. yumurtaya can veren rabbimin bir bildiği vardır demiyor kimse. allah yarattı demiyor kimse sana değil mi istenmeyen tüy?
    kim istemiyor seni peki kim? toplum istemiyor seni. ben şahsen seni istemiyor değilim. ne zararın var ki bana? öylece duruyorsun bacağımda. hatta kesin bir faydan da vardır diye düşünüyorum ama şimdi açık konuşalım henüz bi faydanı da görmedim. sen bacağımdayken etek giyip dışarı çıksam "ööüüüvvv kıza bak çok ieğğrenççç" diyecekler. sizsiniz iğrenç. tüy lan bu tüy. baçağımıza sümük sürmüşüz gibi davranmanın ne manası var. senin saçında iğrenç o zaman. hayret bir şey. neyse...
    kısacası toplumca istemiyoruz seni. bir ağdaya yapışacaksın işte, ve yollarımız ayrılacak bu noktada. git artık bacağımdan, bunu ağda ile yapıp ilişkimizi bu kadar kötü bitirmek istemiyorum, kendin git. git bacağımdan. git artık, seni daha fazla kırmak istemiyorum.
    ağda yapmak istemiyorum. benim her ağda yapışımda gözlerimden oluk oluk yaşlar akıyor, ağlıyorum biliyor musun istenmeyen tüy? çünkü çok acıyor anasını satayım çok acıyor ya.
  • kadınların yaşam kalitesini azaltan olmaz olasılardır.
hesabın var mı? giriş yap